“Benim Adıma Kan Dökme!”

64

Sevâd-ı a’zam yanılmaz diye bir söz vardır. Yâni büyük kalabalık, ekseriyet ve çoğunluk  aldanmaz, aldatılamaz. Halka gidildiği, reyine başvurulduğu, fikri sorulduğu takdirde isabetli karar verir. Doğruyu bulur, doğruda kalır ve görüşünde yanılmaz.

Ama bir şartla; doğruyu bildiği, gerçeği gördüğü takdirde. Sorulan, kendisine başvurulan hususta Halk; gerçekten doğru karar verir. İsabet kaydeder.

Tabii basın gerçekleri yazdığı, siyasîler hakikati ketm etmediği / saklamadığı, farklı şekilde halka aktarmadığı, televizyonlar olan biteni halka olduğu gibi naklettiği takdirde; o halkın, rey ve görüşüne müracaat edildiği zaman, isabetinde yanılmaz ve yanıltmaz.

Batılı devletlerde hain; halkın arasından çıkar. Türkiye’de ise, aydınlar arasından zuhur ediyor. Bir kısım münevver ve aydınımız  -maalesef-  halkı menfi şekilde etkiliyor! Vatan, millet, devlet aleyhinde kışkırtıyor! Söz sihir gibi tesir eder hükmünce; halk resmen kandırılıyor!

Bu da askerin, polisin ve devletin âdeta elini kolunu bağlıyor! Bu kaos hâli bölücülerin işini kolaylaştırıyor. Bulanık suda balık avlamak kabîlinden ortamdan yararlanmalarına fırsat veriyor.

İşte bu karanlık atmosferi dağıtmak için kolları sıvamış bir gencimiz; büyük bir cesaret ve millî bir duyarlılıkla  -her şeyi göze alarak-  bir avuç arkadaşıyla meydana çıkmış bulunuyor.

Çünkü o biliyor ki, halkımız gerçekleri gördüğü an, şahlanacak ve gidişata:

 

Yeter artık, dursun bu terör!
Benim adıma, kim verdi karar?

 

Diyerek,duruma el koymasını bilecektir.

X

“1993 yılında lise çağında 13 arkadaşıyla Selâm Anadolu Hareketi’ni başlattığını bildiren Galip İlhaner, şu an 5 binin üzerinde üyeye sahip olduklarını Türkiye’nin 81 ilinde ve birçok ilçede temsilciler belirlediklerini, partileşme çalışmalarına hız verdiklerini, bu yıl içerisinde partilerini kurmayı plânladıklarını söyledi.

“Başkanlığını Kürt kökenli siyasetçi Galip İlhaner’in yaptığı, PKK / BDP karşıtı Selâm Anadolu Hareketi(nin)…”Benim adıma kan dökme!” yürüyüşleri ve “Artık yeter!” mitingleri düzenleyeceği(ni bildiren Sayın) İlhaner şunları kaydetti:

“Selâm Anadolu Hareketimiz; İstanbul, Edirne, Bursa, İzmir, Antalya, Konya, Ankara, Samsun, Adana, Trabzon, Sivas, Malatya, Diyarbakır, Erzurum, Van gibi iller başta olmak üzere birçok il ve ilçede de mitingler düzenleyecek. Tüm halkımızı bizlere destek vermeye, terörü beraberce lânetlemeye davet ediyoruz. Biz barış isteyen Kürtleri temsil ediyoruz. Bütün Kürtler adına PKK’yı silâh bırakmaya, vatanlarına kurşun sıkmaktan vazgeçip, bizim adımıza kardeşlerimizi öldürmekten bizim adımıza, bizim kanımızı dökmekten vazgeçerek, vatanlarına dönmeye, kendi kendilerini tasfiye ederek, Türkiye’ye teslim olup bu kirli savaşa son vermeye çağırıyoruz.

“PKK; Kürt halkının isteğiyle; çocuğu, yakını PKK’da olanların örgüte baskı yaparak “çocuğumu, kardeşimi, yakınımı istiyorum” çağrısıyla tasfiye edilebilir. Çocukları, yakınları örgütün dağ kadrosunda bulunanlar mitinglerimizde “yakınımı istiyorum, benim adıma

savaşmayın” mesajı vereceklerdir. Kürt halkının barışçıl iradesi PKK’yı dağdan indirmeye

yeterlidir. Bunu PKK’nın ana gövdesinden bahsederek söylüyorum. Yoksa Orta Doğu coğrafyasında PKK’lar daha uzun süre bitmez. Bugün PKK; Suriye adına, İsrail adına, dış güçler adına Türkiye’de kaos çıkarmaya çalışmaktadır. PKK, Türkiye’yi dış güçlerin müdahalesine

açık hale getirerek Libya’daki, Suriye’deki gibi bir ortama zemin hazırlamaya çalışmaktadır…

“İlhaner, sözlerini şöyle sürdürdü: PKK’nın en zayıf halkası Kürtlerdir. En güçlü halkaları ise İsrail’dir, Suriye’dir, ABD’dir, AB ülkeleri ve bazı komşularımızdır. PKK’nın Öcalan üzerinden tasfiye edilmesi neredeyse imkânsızdır. Biz bu şekilde zaman kaybediyoruz. Çatışma uzuyor ve insanlarımızı kaybediyoruz. PKK, bugün Kürtlerin elinden çıkmış, Suriye istihbaratının elemanı olan, Kürt olup olmadığı bile belli olmayan Nusayri Fehman Hüseyin’in eline geçmiştir. Suriyeli birinin Vanlı, Diyarbakırlı, Şırnaklı…kardeşlerime emir vererek; Konyalı, Antalyalı, Trabzonlu…kardeşlerimize kurşun sıkmasına seyirci kalamayız. Bu oyun Kürt halkının iradesiyle bozulacaktır.

“BDP ve avanesi çocuk bedenlerini istismar ediyor, çocukları rantlarına alet ediyor, diyen İlhaner: Çocuklar üzerinden, çocuklara acımadan, çocukları kullanarak ortalığı karıştırıyorlar. Molotofçu bir nesil oluşturmaya çalışıyorlar. Biz barış isteyen son nesiliz diye de tehditler savuruyorlar. Kendilerini vazgeçilmez olarak görüyorlar…Bu çocuklar ileride kullanıldıklarını görünce, nasıl kullanıldıklarını, en fazla kendi halklarına zarar verdiklerini anlayınca, bunların savaş nesli değil, barış nesli olacağı görülecek,şeklinde konuştu.

“Galip İlhaner: Bizce PKK, ancak Kürt halkının baskısıyla, annelerin baskısıyla silâh bırakabilir. Biz bu yolun en mantıklı yol olduğunu düşünüyoruz, dedi.” (Osman Yiğit / Ankara, Akit, 28 Ağustos 2012, s. 10)

Önceki İçerikİmralı’dan Sızan Pis Kokular
Sonraki İçerikNe Olalım, Ne Olmayalım
Avatar photo
1944 yılında İstanbul'da doğdu. 1955'de Ordu ili, Mesudiye kazasının Çardaklı köyü ilkokulunu bitirdi. 1965'de Bakırköy Lisesi, 1972'de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünden mezun oldu. 1974-75 Burdur'da Topçu Asteğmeni olarak vatani vazifesini yaptı. 22 Eylül 1975'de Diyarbakır'ın Ergani ilçesindeki Dicle Öğretmen Lisesi Tarih öğretmenliğine tayin olundu. 15 Mart 1977, Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünde Osmanlıca Okutmanlığına başladı. 23 Ekim 1989 tarihinden beri, Yüzüncü Yıl Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünde Yakınçağ Anabilim Dalı'nda Öğretim Görevlisi olarak bulundu. 1999'da emekli oldu. Üniversite talebeliğinden itibaren; "Bugün", "Babıalide Sabah", "Tercüman", "Zaman", "Türkiye", "Ortadoğu", "Yeni Asya", "İkinisan", "Ordu Mesudiye" ve "Ayrıntılı Haber" gazetelerinde ve "Türkçesi", "Yeni İstiklal", "İslami Edebiyat", "Zafer", "Sızıntı", "Erciyes", "Milli Kültür", "İlkadım" ve "Sur" adlı dergilerde yazıları çıktı. Halen de yazmaya devam etmektedir. Ahmed Cevdet Paşa'nın Kısas-ı Enbiya ve Tevarih-i Hulefası'nı sadeleştirmiş ve 1981'de basılmıştır. Metin Muhsin müstear ismiyle, gençler için yazdığı "Irmakların Dili" adlı eseri 1984'te yayınlanmıştır. Ayrıca Yüzüncü Yıl Üniversitesi'nce hazırlattırılan "Van Kütüğü" için, "Van Kronolojisini" hazırlamıştır. 1993'te; Doğu ile ilgili olarak yazıp neşrettiği makaleleri "Doğu Gerçeği" adlı kitabda bir araya getirilerek yayınlandı. Bu arada, bazı eserleri baskıya hazırlamıştır. Bir kısmı yayınlanmış "hikaye" dalında kaleme aldığı edebi yazıları da vardır. 2009 yılında GESİAD tarafından "Gebze'de Yılın İletişimcisi " ödülü kendisine verilmiştir.