Batı Yanlısı Devlet Kurulacak

232

Ralph Peters adında bir Amerikan yarbayı, 1 Haziran 2006 tarihinde “Armed Forces Journal ~ Silahlı Kuvvetler Dergisi”nde bir makale yayımladı. Makalenin ekinde çevremizdeki ülkelerin sınırlarını yeniden çizen bir de harita var. Bu harita o günden bu yana meşhur oldu. BOP haritası, diye tanındı. Bu haritanın iki ayrı NATO toplantısında “bir bakalım bakalım” diye ortaya çıkarıldığı ve her ikisinde de Türk subaylarının salonu terk ettiği yazıldı. Ralph Peters’in makalesinin, ABD Hava Kuvvetleri subaylarına tavsiye edildiği de yazıldı. Bunların kaçı doğru bilmiyorum ama makale hâlâ orada duruyor. 

Bugünlerde dergiye yeniden bakarken dikkatimi çekti; Silahlı Kuvvetler Dergisi’nin künyesinin ta başında, “ABD Hükümeti Yayını Değildir” yazıyor. ABD’de herhâlde yüzbinlerce dergi çıkıyor. Acaba niçin sadece bu yayının künyesinde böyle bir açıklamaya gerek duymuşlar dersiniz? 

Okuryazarlık-Resme bakarlık

Okuryazarlık azaldıkça resme-bakarlık çoğalıyor. Ben Peters’in makalesinden konuşulduğunu hatırlamıyorum. Varsa yoksa BOP haritası ama acaba adam ne yazmış, merak eden yok. Yazının başlığı “Blood Borders ~ Kan Sınırları” idi. Alt başlığı da “Daha iyi bir Ortadoğu neye benzer.” Bir parçasının tercümesini aşağıya alıyorum. Tamamını merak edenler  bu adresde bulabilir. 

“En bariz adaletsizlik, Balkan Dağları ile Himalayalar arasındaki ünlü adaletsiz topraklarda bağımsız bir Kürt devletinin olmamasıdır. Orta Doğu’da bitişik bölgelerde yaşayan 27 milyon ile 36 milyon arasında Kürt vardır (rakamlar kesin değildir çünkü hiçbir devlet dürüst bir nüfus sayımına izin vermemiştir). Mevcut Irak’ın nüfusundan daha büyük olan bu rakam bile, Kürtleri kendi devleti olmayan dünyanın en büyük etnik grubu yapmaktadır. Daha kötüsü, Kürtlere Xenophon’un zamanından beri yaşadıkları dağları ve tepeleri kontrol eden her hükümet zulmetmiştir.

Türkiye’nin doğudaki beşte biri işgal altındadır

“ABD ve müttefikleri, Bağdat’ın düşüşünden sonra bu adaletsizliği düzeltmek için harika bir fırsatı kaçırdılar. Bir Frankenstein canavarı gibi uyumsuz parçalardan oluşan Irak hemen daha küçük üç devlete bölünmeliydi. Korkaklık ve vizyon eksikliği nedeniyle başarısız olduk, Irak Kürtlerini yeni Irak hükümetini desteklemeye zorladık – ki bunu gönülsüzce bizim iyi niyetimize karşılık olarak yapıyorlar. Ancak özgür bir plebisit yapılsaydı, hiç şüphesiz: Irak Kürtlerinin neredeyse %100’ü bağımsızlık için oy kullanırdı.

“Aynı şekilde, kimliklerini yok etme çabasıyla on yıllarca süren şiddetli askerî baskı ve “dağ Türkleri” olarak adlandırılarak kimliklerinin aşağılanmasıyla karşı karşıya kalan Türkiye’nin uzun süredir acı çeken Kürtleri de bağımsızlık için oy kullanırdı. Ankara’nın elindeki Kürtlerin durumu son on yılda biraz iyileşmiş olsa da baskı son zamanlarda tekrar yoğunlaştı. Türkiye’nin doğudaki beşte biri işgal edilmiş topraklar olarak görülmelidir. Suriye ve İran Kürtlerine gelince, onlar da bağımsız bir Kürdistan’a katılmak için acele ederlerdi. Dünyanın meşru demokrasilerinin Kürt bağımsızlığını savunmayı reddetmesi, medyamızı rutin olarak heyecanlandıran beceriksiz küçük icraat hatalarından çok daha kötü bir insan hakları ihmalidir. Bu arada, Diyarbakır’dan Tebriz’e uzanan Özgür Kürdistan, Bulgaristan ve Japonya arasındaki en Batı yanlısı devlet olurdu.”

Jeopolitik zor değişir

Bu kadar açık. Irak büyük çapta halledildi. Suriye’nin stratejik yerlerinden, Arap nüfus temizlendi. Peters’in makalesinin bir yerinde şu cümle yer alıyor: “Ah ve 5.000 yıllık tarihten bir başka kirli küçük sır: Etnik temizlik işe yarıyor.” Temizlik bitti, PYD/YPG binlerce tır silahla donatıldı, askerî eğitimle güçlendirildi. Şimdi sıra Bulgaristan’la Japonya arasındaki “En Batı Yanlısı Devlet”in Türkiye ve İran parçalarını inşa etmeye geliyor. Acelemiz yok. Yavaş yavaş. Ama şartlar uygun olduğunda hızlı hızlı.

Devlet gibi devletler, jeopolitik çıkarlarını ölçer, biçer ve belirler. Sonra yıllar hatta asırlar boyu o menfaatleri kovalarlar. Bazen yavaş, bazen hızlı; bazen açık, bazen gizli. Fakat jeopolitik kelimesindeki “jeo” yani yerküre değişmediği için menfaatler de pek değişmez. Değişen kısım “politik” kısmıdır. 

Batı’nın yüz yıl önce, Sykes-Picot ile Sevr ile ifade ettiği çıkarları değişmedi. Hatta bunlardan da eski olanı, rahmetli Durmuş Hocaoğlu’nun ifadesiyle “Doğu’daki Endülüs” bakışı da değişmedi. Orta Doğu’da, büyük değil küçük devletler, “doğru boyda” devletler olmalı. O devlet tercihan Şii değil Sünni olmalı ki İran’ın kontrolünden uzak kalsın. Arap olmamalı ki ilerde İsrail için tehlike oluşturmasın. Türk olmamalı ki tarih boyunca olduğu gibi uğraştırmasın. Ya ne olsun? Bulgaristan’la Japonya arasında en Batı yanlısı devlet olsun. 

Yazar

Önceki İçerikDon Kişotlar Arıyoruz!
Sonraki İçerikBu sırrımı sakın başkasına söyleme!
İskender Öksüz
İskender Öksüz 14 Eylül 1945 tarihinde İzmir'de dünyaya gelmiştir. 1966 yılında Ege Üniversitesi Kimya-Fizik Bölümü'nde lisans eğitimini tamamlamıştır. Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumunun yurtdışı bursuyla ABD'de Yale Üniversitesi'ne kabul edilmiş, burada, Oktay Sinanoğlu'nun danışmanlığında, 1968'de yüksek lisansını 1969'da da doktora derecesini almıştır. İskender Öksüz 1968-1979 yılları arasında; Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nde bölüm başkanlığı, rektör yardımcılığı ve rektör vekilliği görevlerinde bulunmuştur. Yine aynı yıllarda senato üyeliği (ADMMA), Türkiye Atom Enerji Komisyonu 7. Dönem üyeliği, Atom enerjisi konusunda bakan danışmanlığı ve Töre-Devlet Yayınevi yöneticiliği yapmıştır. Öksüz, 1981-1987 yılları arasında, Suudi Arabistan'da bulunan University of Petroleum and Minerals'da akademik ve idari görevler, bilgisayar destekli öğretim koordinatörü, yeni öğretim üyesi seçimi ve terfi komitesi üyeliği yapmıştır. 1987 yılından itibaren sağlık, bilişim ve eğitim sektörlerinde çeşitli firmalarda üst düzey yöneticilik yapan Öksüz, çeşitli şirketlerde yönetim kurulu üyeliği, genel müdürlük ve holding genel koordinatörlüğü yaptı. İskender Öksüz 2012 yılında Gazi Üniversitesi Kimya Mühendisliği Bölümünden emekli oldu. Otuzun üstünde bilimsel yayını yedi yüzün üzerinde atıfı bulunan Öksüz, KÜBİTEM (Kültür, Bilim ve Teknik Merkezi) kuruculuğu, Türk Ocağı Hars Heyeti ve Yönetim Kurulu üyeliği, Millî Düşünce Merkezi Yönetim Kurulu üyeliği; Töre, Devlet, Bozkurt, Türk Yurdu dergilerinde makale ve başka yazıları yayımladı. Üniversiteler de dâhil olmak üzere çeşitli platformlarda konferans, söyleşi ve röportajlarda bulundu.[5][6] Ayrıca Son Havadis, Yeni Ufuk ve Ayyıldız gazetelerinde köşe yazarlığı yaptı. Karar gazetesinde köşe yazarlığına devam etmektedir. İskender Öksüz, 5 Mayıs 2021 tarihinde vefat eden ünlü romancı Emine Işınsu ile evliydi. Eserleri[7] Millet ve Milliyetçilik Bilim, Din ve Türkçülük Alt Akıl: Aptallar ve Diktatörler Türk Milliyetçiliği Fikir Sistemi Türk'üm Özür Dilerim Niçin Geri Kaldık? Çin Dünyayı Ele Mi Geçiriyor? (Konuralp Ercilasun ile birlikte)