Başiskele’de Millî Mücadele – 14

78

a – )  İngiliz Generalinin öldürülmesi

 

Gazi Ali Candan’ın (Cibinoğlu) ifadelerindeki ayrıntılar:

“Bir Perşembe günü dereden karşıya geçtik. Mezarlık tepesinin altındaki ön mevzide 6 kişiydik. Ben, Gürgenli Hasan (Serim), Hamdi (Ata), Kemal’in İlyas (Gürkanlı), Temel’in Mustafa (Temel), Cirtoğlu Osman. Mevziler 2’şer 2’şerdi. Ben ve Gürgenli Hasan en öndeki mevzideydik. Uzaktan düşmanı gördük. Aşağıdan ırmağın karşısından geliyor, yukarı çıkarken çevreyi emniyet altına almak için yakın tepeleri makineli tüfekle tarıyor, alttan askerini yürütüyordu. Düşman, birazdan ırmağı geçip karşımıza çıkacaktı. Hasan’a dedim ki:

–     Hasan, benim 35 mermim var. Mesafe uzak, boşuna atmayayım. Sonra düşman

gelince ne yaparım.

–     Doğru söylüyorsun Ali. Buradan oraya mermi tesir etmez.

Hasan bir ara yan tarafta tuvalete geçmişti. Birden İngiliz kumandanı önümüzde

belirdi. Aramızda 20 metre mesafe vardı. Hasan seslendi:

–     Ali! Geldi..

Ben hazırlanana kadar o ayakta bir tane patlattı, İngiliz komutan boş çuval gibi yere

yığıldı. Yunan kumandanı da meğer yakına gelmişti. Aramızda 50 metre vardı. Temelin Mustafa yan tarafımızdaydı, sordu:

–     Ali, o kim? Acaba bizden midir?

–     Tam Yunan; şapkasından tanıdım.

Der demez bir tane de ben attım. O da düştü. Arkadan Yunan askeri geldi. Düşmanın

arkası bulut gibi geliyordu. Büyük çatışma başladı. Bizim arkamızda ve yukarıdaki mevzilerde bulunan arkadaşlar da Yunan askerine ateşe başladılar. Biz iki ateş arasında kalmıştık. Onlar bize, biz onlara 1 saat geçti. Bir de baktım ki harmanlıkta makineliyi kurdular, o taraftan bizi makineliye tutuyorlar. Biraz sonra düşman tepeyi dolaşarak arkamıza geçti. Hasan’a dedim ki:

–     Geri kaldık.

–     Doğru söylüyorsun. Arkadaşlara haber verelim.

Hasan’ın 2 amcası; Hacı Maksut’un (Serim) oğulları Gürgenli Yakup ve Hacı Aslan

yukardaki tepedeydi. Onlar hem bizi hem de düşmanı görebiliyorlardı. Gürgenli Yakup (Serim) yukardan bağırdı:

–     Hasan! Böyle gelin, düşman sizi alıyor.

6 kişi tepeye çıktık. Oradaki 15 kişi de mevzilere dağılmıştı. Düşman, Mevlüt Çavuş

(Civelek) tarafındaki harmanlıktan bize doğru 3 defa hücuma kalktı, üçünde de geri

püskürttük. Dağılan arkadaşlar toplandı, Tepecik’liler de yardıma geldi. Birlikte hücum ettik, tepeyi geri aldık.

O gün düşman bozulunca biz düşmanı Bahçecik’e kadar kovaladık. Düşman, bizi makineliye tutarak askerini tepeden aşağı bozgun halinde geri çekiyor, biz de yan ateşimizle düşmanı kovalıyorduk. Biz Bahçecik’e indiğimizde Bahçecik’teki sivil Ermenilerin de Yunanla beraber kaçmış olduğunu gördük. Kaçamayıp da Bahçecik’te kalan birkaç Ermeni kocakarısı, Yunan askerinin ölü ve yaralılarını sedye ile İzmit yönüne doğru götürdüklerini söyledi.

Burada hemen bir arşiv vesikası sunalım:

 

  • H. Tarih: 11/Z/1338 (1920), Dosya No: 43, Gömlek No: 34, Fon Kodu: DH.EUM.SSM

Haydarpaşa’dan İzmit’e hareket eden Sâlib-i Ahmer (Kızılhaç) treninin İngiliz ve Yunan yaralı askerlerini alarak geri döndüğü ve Bahçecik ile Ovacık (Yuvacık) arasındaki müsâdemede (çatışmada) öldürülen İngiliz generalinin İzmid’e götürülerek defnedildiği.

 

Bu olay belgeye göre 27 Ağustos 1920 – Cuma günü gerçekleşmiş. Dolayısıyla çatışma bir gün önce, yani 26 Ağustos 1920 – Perşembe günü gerçekleşmiş olmaktadır. Bu da şahitlerin anlattıklarını doğrulamaktadır. Yalnız Bahçecik’liler, öldürdükleri düşman komutanının general rütbesinin ve onun öldürülmesinin etkilerinin pek farkına varamamışlardır. Bu olayların akabinde İngilizler, Eylül ayı sonlarında İzmit ve havalisini tamamen boşaltarak bölgenin askeri kumandasını Yunanlılara terk etmişlerdir.

Aynı ay (Eylül) içerisinde İtilâf Devletleri, Kocaeli mıntıkasını harp sahası ilân ederek İstanbul Hükümeti’ne bağlı nizamî birlikleri bölgeden çıkarmışlardır. Yunanlılar da ‘Manisa Tümeni’ adını verdikleri 11.Tümenlerini takviye olarak İzmit’e 5 nakliye gemisiyle Derince Limanı tarikiyle (yoluyla) getirmişlerdir. Bu tümenin bir alayı da Derbent – Çuhahane – Bahçecik hattındaki Yunan kuvvetlerine eklenmiştir.

Burada söylenmesi gereken bir başka husus da Yunan birlikleri ile Ağustos (1920) sonu itibariyle yaşanan bu çatışmanın bir ‘ilk‘ olmasıdır. Kocaeli’ye yeni yeni yerleşen Yunanlılara karşı ‘ilk kurşun‘ Bahçecik Cephesi’nde atılmıştır.

b – )  Muhacirlik  ve  Mücahitlik

Muhacirlik hem Türk tarihinin hem de İslam tarihinin kader dairesinde sık kesişim noktalarından biridir. Bilhassa Bahçecik; Kafkasyalısı, Karadenizlisi ve Rumelilisiyle tam bir muhaceret beldesidir. Savaşın şiddetli bir şekilde patlamasıyla yine muhacirlik başlamıştı. Hatta o seneye (Hicri 1338) ‘Muhacirlik Senesi’, o sene doğan çocuklara da ‘Muhacirlik Çocuğu’ denecekti.

Guruplar halinde yaşlılar, kadınlar, çocuklar, hayvanlar, eşya ve yiyecekle birlikte yola düşülmüştü. Bazı ailelerin telaştan küçük çocuklarını mahallede unuttuğu, sonra geri dönerek aldıkları, bazılarının da çocuk yada hayvanlarını yolda kaybettiği anlatılır.

Bahçecik’in Güney (Servetiye) Cephesi’yle içli dışlı olan mahalleler ayrı ayrı yerlere göç ederek boşaltılır. Servetiye Camii Köyü tarafı Aytepe ile Menekşe üstündeki Eskiyayla ve Kurudere’ye, Servetiye Karşı Köyü tarafındaki Araboğulları ile Hacıhaliller Mahallesi Parsık ve Erciva yaylalarına, Hasanağalar, Hüseyinağalar Mahallesi ise Hamidiye sırtlarına hicret etmişlerdir. Nüzhetiye (Döşeme), Sakarbıçkı ve Ferhadiye köyleri ise Kırıntı’ya geçici iskân olmuşlardır.

 


Servetiye Cami Köyü’nün doğu tarafındaki komşu köy.

ÜZMEZ, Ali, Her Yönüyle BAŞİSKELE İlçesi, Sayfa 303 ila 305, Kocaeli İl Özel İdaresi Yayınları, İzmit, 2009.

www.devletarsivleri.gov.tr/katalog/ (Osmanlı Arşivi Rehberi)

Hem de İngiliz.. O zamanın Süper Gücü İngiltere; İngilizler maşa varken kendi ellerini ateşe sürmezler.

SOFUOĞLU, Doç. Dr. Adnan, Milli Mücadele Döneminde KOCAELİ, Sayfa 136, Atatürk Araştırma Merkezi, Ankara, 2006.

A.g.e., Sayfa 136.

ÇAM, Dr. Yusuf, Milli Mücadele’de İzmit Sancağı, Sayfa 112, İzmit Rotary Kulübü Yayınları, İstanbul, 1993.

ÜZMEZ, Ali, Milli Mücadele’de Servetiye Cephesi, Sayfa 94, KBB Kültür Yayınları, 3.Baskı, İzmit, 2008.

A.g.e., Sayfa 60.

A.g.e., Sayfa 60.

A.g.e., Sayfa 60.

Kemâl ULUSOY Röportajı, Ağustos 2009.