Târih ilminin
biraz uzağında kalan okur-yazar grubu, Türklerin Balkanlara ilk geçiş yılını,
1352 olarak bilir. Türk oldukları kesin olarak ispatlanmış olan İskitler, MÖ
Kazakistan bozkırlarından Balkanlara geldi. Yerleştikleri bölgeyi,
Türkmenistan’daki Balkan Dağlarına benzettikleri için oraya ‘Balkan’ adını verdiler. Doğu Avrupa’da
ve Balkanlarda devlet kuran ilk Türk topluluğu MS 370 yılında Hunlar oldu. 567
yılında Avar Türkleri, 718 yılında Bulgar Türkleri Avrupa topraklarında idi. Sonraki
yıllarda Peçenekler, Oğuzlar, Kumanlar-Kıpçaklar geldi.
1330’lu,
1340’lı yılların başında ve 1345 yılında, keşif maksadı ile Osmanlılar
Rumeli’ye geçti. 1352 yılında Orhan Gazi’nin büyük oğlu Gazi Süleyman Paşa
(1316 (?)-1360), Gelibolu Kalesi’ni fethetmek ve Osmanlı Devleti’nin Rumeli’de
yurt edinmesini sağlamak maksadıyla Balkanlara geçti. Osmanlı Türkleri
Balkanlara gelmeden önce bu topraklarda Bizans idâresinden kurtulmuş Türk
Beylikleri vardı.
Prof. Dr. Mehmet Saray’ın telif etiği 13,5 X 19,5
santim ölçülerindeki 234 sayfalık Balkanlarda
Türk Varlığı isimli eserde Türklerin Balkanlara, fetihler yoluyla
yayılmaları ve oluşturdukları yönetimin özellikleri anlatılıyor.
Bu yönetim,
hoşgörü, güven ve en önemlisi de adâlet ve hatta merhamet temeline
oturtulmuştu. Osmanlı’da Müslüman nüfus kadar gayrimüslim vardı. Irkî yapı
itibariyle de durum farklı değildi.
Osmanlı fethettiği topraklardaki insanlara dâletle hükmetmeseydi, süper
güç olarak devam edemezdi. Hristiyan tebaanın hakları devletin teminâtı
altındaydı. Osmanlı yönetiminin mükemmelliği, bâzı milletlerin büyük özlemi
idi.
Bosna
Hersek’te yaşayan Boşnaklar, Hıristiyanlığın Bogomil mezhebine mensuptu. Bu
mezhebin mensupları Teslis* / Üçlü Birlik
Nazariyesi’ni ve Hz. İsa’nın tanrının olduğu iddiasını kabul etmedikleri
için diğer Hıristiyanların ağır baskısı altında yaşıyorlardı. Bosnalı
Hıristiyanlar ayrıca, Haz. İsa’nın çarmıha gerildiğini de kabulü etmezler. Bir
rivâyete göre Osmanlı’dan yardım talep ettiler. Osmanlı Cihan Devleti, bölgeyi
fethedince, Bosna halkı İslâmiyet’i seçti. Anadolu’dan gelen dervişler
vâsıtasıyla İslâmiyet bölgede hızla yayıldı.
Eyâlet vâliliğine
tâyin edilen Gazi Ferhad Paşa (1530-1590), hissesine düşen savaş
ganimetlerinden Bosna’da; câmi, mektep, hamam, çeşme, saat kulesi, türbe,
kervansaray, mahzen, 200 dükkânlık çarşı, küprüler, su yolu ve kemer yaptırdı.
Bu eserler, medeniyet düşmanı Sırplar tarafından 7 Mayıs 1993’te tamamen tahrip
edildi.
Bosna’yı
Fetheden Fâtih Sultan Mehmed Han İnsan Hakları odaklı fermannâme yayınladı. Bu
fermanı bugün hâlâ Bosna ve Hersek Cumhuriyeti’nin birçok resmî ve özel
müessesinde asılı bulunuyor. Fermanda şunlar yazılı:
Ben
Fatih Sultan Han!
Bütün
dünyâya ilân ediyorum ki; kendilerine bu padişah fermanı verilen Bosnalı
Fransiskenler himâyem altındadır ve emrediyorum: Hiç kimse bu adı geçen
insanları, ve onların kiliselerini rahatsız etmesin ve zarar vermesin.
Devletimde huzur içerisinde yaşasınlar. Ve bu göçmen durumuna düşen insanlar,
hür ve güvenlik içerisinde yaşasınlar. Devletimdeki bütün memleketlere dönüp
korkusuzca kendi manastırlarına yerleşsinler.
Padişahlık
çevresinden, vezirlerden veya memurlardan, hizmetkârlarımdan, devletin
vatandaşlarından hiç kimse bu insanların onurunu kırmayacak ve onlara zarar
vermeyecektir.
Hiç
kimse bu insanların hayatlarına, mallarına ve kiliselerine saldırmasın, hor
görmesin veya tehlikeye atmasın. Hatta bu insanlar başka ülkelerden devletime
birisini getirirse onlar da aynı haklara sahiptir.
Bu
padişah fermanını ilan ederek burada, yerlerin ve göklerin yaratıcısı ve
efendisi Allah (c.c.) ve O’nun yüce elçisi aziz peygamberimiz Hz. Muhammed
(s.a.v.) ve yüz yirmi dört bin peygamber ile kuşandığım bu kılıç adına yemin
ediyorum ki; emrime uyarak bana sadık kaldıkları sürece teb’amdan hiç kimse bu
fermanda yazılanların aksini yapmayacaktır.
Bogomillerin
bir diğer adı da Pataren’di… Devşirme olarak alınan çocuklara Pataren’den
dolayı Poturoğulları denildi…
Poturoğulları,
zamanla Osmanlı ordusunda, sarayda ve devlet hizmetinde önemli görevler
aldılar… Ayrıca Müslüman Boşnaklar, Osmanlının kuzeybatı hududunu yalnız başına
savundular…
Bosna eyâleti
yıllar boyunca Osmanlı idârî sisteminde isyanların yaşanmadığı bir vilâyet özelliğini
taşıdı.
***
Prof. Dr. Mehmet Saray, eserinin sonraki
bölümlerinde Balkanlarda Türk idâresinin zayıflamasına sebebiyet veren iç ve
dış gelişmeleri, Balkan halklarının Osmanlı yönetimine karşı nasıl
kışkırtıldığını, Osmanlı Devleti’nin Balkanları koruma mücâdelesini, İtihat ve
Terakki yönetiminin Balkanları kaybetme faciâsını, Müstakil Balkan
Devletlerinin ortaya çıkışını, Osmanlı Devleti’ni tasfiye maksadıyla başlatılan
Birinci Dünyâ Savaşı’nı ve neticelerini, Balkanlardan Anadolu’ya göçleri
anlatıyor. Balkan göçlerini anlatan eserler, romanlar ve hikâyeler, Türk
edebiyatında muazzam bir külliyat oluşturur.
Balkanlardan
Anadolu’ya gelen yüksek kültürlü insanların hayat hikâyeleri ve hizmetleri de
aynı zenginliktedir. İşlenmemiş mühim bir mevzudur.
…………………
*Teslis / Üçlü Birlik Nazariyesi: Tek Tanrılı inançlar
arasında bu konuda tek farklı olan inanç Hıristiyanlık’tır. Çünkü Hristiyanlık,
tek Tanrı derken, aynı zaman da Üçlü Birlik inancını benimser. Teslis,
Hıristiyanlarca Allah anlayışının teşekkül ettiği üç sıfatın birbiriyle olan
ilişkisini sağlayan, baba, oğul ve Ruhu’l-Kudüs demektir. Bu üç esas, ‘ekânim-i selâse’ olarak anılır ve şöyle
açıklanır. Allah Teâlâ’dan ibâret olan baba, İsa’dan ibâret olan oğul ve
Meryem’den ibâret bulunan hayat/zevcedir. Bu nazariye, Allah’a ortaklar
yakıştırmak demektir ve İslâm’a aykırıdır. Ayrıca İslâm’a göre Allah,
doğmamıştır, doğurmamış ve doğurtmamıştır.
BOĞAZİÇİ YAYINLARI:
Alemdar Mahallesi Çatalçeşme
Sokağı Nu: 44 Kat: 3 Cağaloğlu, İstanbul Telefon: 0.212-520 70 76 Belgegeçer:
0.212-526 09 77 e-posta: bogazici@bogaziciyayinlari.com
// www.bogaziciyayinlari.com.tr
Prof. Dr. MEHMET SARAY:
1942 yılında
Afyonkarahisar’ın Dinar ilçesinde doğdu. Ortaöğrenimini Isparta’da
gerçekleştiren Saray, 1966 yılında İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi Târih
Bölümü’nden mezun oldu.
1978 yılında
İngiltere’de ‘The Turkmens in the Age of
Imperialism’ adlı tezi ile doktorasını gerçekleştirdi. 1978 yılında mezun
olduğu üniversitede dersler eren Saray, 1988 yılında da ‘Afganistan ve Türkler’ adlı tezi ile profesör unvanını taşımaya hak
kazanmıştır. 2006 yılında Atatürk Araştırma Merkezi Başkanlığı görevinde de
bulunmuştur.
Yayınlanmış
kitaplarından bâzıları:
*Rusya’nın Türk
İllerinde Yayılması (1975), *Dünden Bugüne Afganistan (1981), *Atatürk İlkeleri
ve Dayandığı Târihî Temeller (Prof.Dr. İbrahim Kafesoğlu ile, 1983), Afganistan
ve Türkler (1987), Türk Dünyâsında Eğitim Reformu ve Gaspıralı İsmail Bey
(1988), The Turkmens in the Age of Imperialism (1989), Türk-İran
Münâsebetlerinde Şiiliğin Rolü (1990), Atatürk’ün Sovyet Politikası (1990),
Atatürk ve Türk Dünyâsı (1990), Azerbaycan Türkleri Târihi (1993), Kazak
Türkleri Târihi (1993), Kırgız Türkleri Târihi (1993), Özbek Türkleri Târihi
(1993), Türkmen Târihi (1993), Rus İşgali Devrinde Osmanlı Devletiyle Türkistan
Hanlıkları Arasındaki Siyasî Münâsebetler 1775-1875 (1994), A Short History of
Turkish Islamic States Exluding the Ottoman State (İbrahim Kafesoğlu ve Hakkı
Dursun Yıldız ile, 1994), Yeni Türk Cumhuriyetleri Târihi (1996), Afganistan ve
Türkler (1997), Doğu Türkistan Târihi (1997), Türk-Rus Münâsebetlerinin Analizi
(1998), Türk Devletlerinde Meclis – Atatürk ve Demokratik Düşünce (1999),
Türk-İran İlişkileri (1999), Sovyet Tehdidi Dolayısıyla Türkiye’nin NATO’ya
Girişi (2000), Türklerde Dinî ve Kültürel Hoşgörü – Atatürk ve Laiklik (2003),
Ermenistan ve Türk Ermeni İlişkileri (2003), The Russian British Chinese and
Otoman Rivalry in Turkestan (2003), The Principles of Turkish Administration
and Their Impact in the Lives of Non-Muslim Peoples: The Armenians as a Case
Study (2003), Kazakların Uyanışı / Kazakistan Târihi (2004), Modern Kırgızistan’ın
Doğuşu (2004), Askar Akayev: Modern Kırgızistan’ın Kurucusu (2004).