Asıl Terör Nerede?

82

TSK’nin önünü açan ve yasal sıcak takiple askeri harekât hakkı veren tezkere nihayet TBMM’nden geçti.


Sayın Genelkurmay Başkanı’nın talebinin 17 Nisan’da olduğu düşünülürse, oldukça geciken ve büyük bir ekseriyetle alınan Meclis kararı ülkemiz için sevindiricidir, itibar kazandırıcıdır ve Türkiye’nin caydırıcılığını artırmıştır. Keşke, 6 aylık bir gecikme olmasaydı…


Ancak, yine de siyasi iktidar askerini rakip gibi görme yanlışından uzaklaşmaktadır. Dışarıya hoş görünmek uğruna askerle farklı düşünüyor görünümünün verilmesi, terörle mücadelede bize zaman ve kan kaybettirmiştir. Şimdi siyasi iktidar dahil birçok çevrenin ayağı yere basmıştır.


Bugüne kadar ülkeyi yönetenlerin beyanlarını alt alta koyarsak; bugün gelinen sonuç birbiriyle çok çelişkilidir. 2002’de iktidara gelir gelmez terörü daha fazla demokrasi ve özgürlükle çözeceğini zanneden iktidar, Eve Dönüş Yasası dahil birçok aflar çıkarmıştır. Terör gerçeğinde İspanya’dan bile ders alınamamıştır. Bölücü ve ırkçı terör örgütünü açıkça destekleyen eski ve yeni bazı milletvekilleri itibar görmüş, Bakanlıklarda ağırlanmışlardır. Bazı yanlış tavır ve beyanlar adeta vatandaşı terör örgütüyle özdeşleşmeye itmiştir.


Asker sınır ötesi harekât için Meclis’ten karar çıkarılmasını istediğinde “İçeride 5.000, dışarıda 500 PKK’lı var. İçeriyi hallettik mi ki; dışarıyı halledelim?” diyebilen herhalde yabancı devlet adamları değildi. Bu beyanla ülkeyi yönetenler Barzani ve terör örgütünün destekçileriyle maalesef aynı çizgide buluşmuşlardır.


Sınır ötesi harekâtı küçümseyen “Bu kadar gittik, bir şeye yaramadı.” diyebilen siyasilerin bugün vardıkları sonuç ibret vericidir. Devlet adamlığı yetersizliğidir. Kaldı ki; sınır ötesi harekât, tedbirlerden sadece birisidir. Erbil ve Süleymaniye’ye giden yolcu uçaklarına hava sahamızı açma gafletini gösterenler, şimdi acaba hiç utanmıyorlar mı?


Irak’ın kuzeyine su ve elektrik Türkiye’den gidiyor. Habur Kapısı kapansa, bir ikincisi açılsa, terör sorunu oldukça değişik bir şekil alırdı. Barzani şirketlerine neden hoşgörülü davranılıyor? Irak’ın kuzeyinde eş dost yatırımlarını müdahale edememenin gerekçesi yapanlar, şimdi bizimle aynı şeyi söyler hale geldiler.


Koordinatörlüğün, Maliki’nin Bağdat-Ankara seferlerinin oyalama olduğunu yeni mi öğrendiniz Sayın Cemil Çiçek? Ortada bir oyun var; ABD Türkiye’yi oyaladı, siyasi iktidar da Türk Milletini… Bugünkü ABD yönetimi Türkiye’nin ne müttefikidir; ne de dostudur. Ancak, ABD’yi de bir bütün olarak görüp düşman ilân etme akılsızlığını göstermeyelim. Herkes kendi milli menfaatinin peşinde olmasına rağmen, Bush yönetimiyle uyuşmayan etkili çevreler de vardır.


PKK terörü dıştan desteklenen bölücü, ırkçı bir harekettir. Teoriye uymamasına rağmen; Marksist kökenlidir. Teorik olarak ırkçılığı reddedenler, bal gibi ırkçılık yapmaktadır. Soyadı Türk olan DTP Genel Başkanı, bir TV programında aşırı sol menşeden geldiklerini itiraf etmiştir.


PKK’dan daha da tehlikelisi; onu siyasallaştıran, Meclis’e sokan iç ve dış ittifakıdır. PKK’dan daha da tehlikelisi; anti-Türk mayınları gibi ortada dolaşıp Türk düşmanlığı yapan, milli kimliği dışlayan, teslimiyetçi, ülkeyi zorla etnik sorunlu hale sokma peşinde olan, TCK’nun 301. Maddesini kaldırmayı içlerine sindirmiş bazı yöneticilerimizdir.


Bunların sahiplenemedikleri anayasa taslağı da ortadadır. Türk, Atatürk, Türk Devleti ve milliyetçilik kavramları yeni taslaktan çıkarılmadı mı? “Türkiye sadece Türklerin değildir.” diyebilen, Türkü milli kimlik ve milletin adı olmaktan çıkarıp Anadolu’da basit bir etnik grup olarak takdim eden eğer Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı ise; demek ki asıl terör, Türkiye’de yaratılmak istenen milli kimlik karşıtı terördür. PKK dahil diğerleriyle uğraşmak ve onları yok etmek Türkiye için teferruattır.


Türkiye’ye karşı psikolojik savaşın bir parçası olan, yabancı istihbarat servis mensuplarıyla akraba bazı yazar-çizer ve basın mensuplarının ekranlardan o istihbarat kuruluşlarına hizmet etmeleri daha ne kadar sürecek? Utanmasalar ve elde edebilseler, askeri harekât plânlarını bile ekranlarda teşhir edecekler. Ve bunu da demokrasi ve basın özgürlüğü zannedecekler.


Bugün referandum yapılıyor. Referandumlar iktidar diktalarını hazırlayan siyasi oyuncaklar değildir. Önce oylamaya açılan, daha sonra çıkarılan maddeleriyle bu anayasa değişikliği bir hukuk skandalıdır. Masraflara yazık olmuştur. YSK’ndan 5’e karşı 6 oyla geçen karar hukuk devletini yaralamıştır.

Önceki İçerikŞehitlere Saygı ve Rahmet
Sonraki İçerikHastalık Üreten Yaşantı
Avatar photo
1944 İstanbul doğumludur. Orta Öğrenimini Maarif Kolejinde, yüksek öğrenimini İktisadî ve İdari Bilimler Yüksek Okul'unda tamamlamıştır. 1967'de İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'ne asistan olarak girmiştir. Ord. Prof. Dr. Z.F. Fındıkoğlu'na asistanlık yapmıştır. 1972'de "Bölgelerarası Dengesizlik" teziyle doktor, 1977'de "Orta Teknik Eğitim-Sanayi İlişkileri" teziyle doçent, 1988'de de profesör olmuştur. 1976 Haziranında yurt dışına araştırma ve inceleme için giden Erkal 6 ay Londra ve Oxford'ta inceleme ve araştırmalar yapmış, Doçentlik hazırlıklarını ikmal etmiştir. 1977 yılında hazırladığı "Orta Teknik Eğitim-Sanayi İlişkileri" isimli Eğitim Sosyolojisi ve Eğitim Ekonomisi ağırlıklı tezle Doçent olmuştur. 1988'de Paris'de, 1989'da Yugoslavya Bled'de yapılan milletlerarası UNESCO toplantılarında ülkemizi birer tebliğle temsil etmiştir. 1992 Yılında Hollanda'da yapılan Avrupa Konseyi'nin "Avrupa'da Etnik ve Cemaat İlişkileri" konulu toplantısına tebliğle katılmıştır. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi dışında dönem dönem Harp Akademilerinde, Gazi Üniversitesi'nde, Karadeniz Teknik (İktisadi ve İdari Bilimler Yüksek Okulu) ve Marmara Üniversitelerinde de derslere girmiştir ve konferansçı olarak bulunmuştur. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi İktisat Bölümü ve İktisat Sosyolojisi Anabilim Dalı Başkanı, Metodoloji ve Sosyoloji Araştırmaları Merkezi Müdürü, İstanbul Üniversitesi Senato Üyesi, Aydınlar Ocağı Genel Başkanı ve İstanbul Türk Ocağı üyesi olan Prof. Dr. Erkal'ın yayımlanmış ve bir çok baskı yapmış 15 kitabı ve 700 civarında makalesi vardır. Halen Yeniçağ Gazetesi'nde Pazar günleri makaleleri yayımlanmaktadır. Prof. Dr. Erkal evli ve üç çocukludur. Dikkat Çeken Bazı Kitapları : Sosyoloji (Toplumbilimi) (İlaveli 14. Baskı), İst. 2009 Orta Teknik Eğitim-Sanayi İlişkileri, İst. 1978 Bölgelerarası Dengesizlik ve Doğu Kalkınması,(2. Baskı), İst. 1978 Sosyal Meselelerimiz ve Sosyal Değişme, Ankara 1984 Bölge Açısından Az Gelişmişlik, İst. 1990 Etnik Tuzak, (5. Baskı), İst. 1997 Sosyolojik Açıdan Spor, (3. Baskı), İst. 1998 İktisadi Kalkınmanın Kültür Temelleri, (5. Baskı), İst. 2000 Türk Kültüründe Hoşgörü, İst. 2000 Merkez Binanın Penceresinden, İst. 2003 Küreselleşme, Etniklik, Çokkültürlülük, İst. 2005 Türkiye'de Yolsuzluğun Sosyo-Ekonomik Nedenleri, Etkileri ve Çözüm Önerileri (Ortak Eser), İst. 2001 Ansiklopedik Sosyoloji Sözlüğü (Ortak Eser), İst. 1997 Economy and Society, An Introduction, İst. 1997 Yol Ayrımındaki Ülke, İst. 2007 Yükseköğretim Kurumlarının Bölgelerarası Gelişme Farklılıkları Açısından Önemi ve İşlevleri, İTO, İst. 1998 (Ortak Araştırma)