Yeniden Refah Partisi (YRP) Millî
Görüş hareketinin lideri merhum Necmettin Erbakan’ın oğlu Fatih Erbakan’ın
kurucu Genel Başkanı olduğu parti.
YRP’nin Cumhur İttifakı’na katılma süreci içinde tartışılan konular partinin yönetimi ve
görüşlerini öğrenmemiz açısından faydalı oldu.
Bu süreçte YRP’nin iletişim yüzü
Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Doğan Aydal idi. Aydal gerek
yumuşak üslubu ve gerekse daha çok teknik ve fazla iddialı projelerden
bahsetmeyi seven biri olarak beğenildi.
Prof. Aydal AKP ile yürütülen müzakere
sürecinin arka planına dair bilgiler de verdi. Meğer Necmettin
Erbakan’ın kızı Elif Erbakan ve damadı (Elif Erbakan’ın eşi) de
YRP’nin Merkez Karar Yönetim Kurulu (MKYK) üyesi imiş.
Süreç YRP’nin MKYK’sında son derece “demokratik”
bir şekilde tartışılmış. Mesela Elif Erbakan Altınöz Yeniden Refah
Partisi’nin Cumhur İttifakına dahil olmasına karşı çıkmış. Eşi Mehmet
Altınöz ise tam tersi görüşle YRP’nin Cumhur İttifakına katılması gerektiğini
savunmuş.
Fakat bu bilgileri veren Doğan Aydal -nedense-
şöyle bir cümle kurma ihtiyacında hissetti: “Burası bir aile şirketi değil.”
Bundan sonraki şu cümlesi benim için çok
dikkat çekiciydi:
“Genel Başkanımız MKYK’da ifade edilen
görüşleri dinledi, bir çetele tuttu. Siyasi riski alacak kişi Genel Başkanımız
Fatih Erbakan’dır, kararını kendisi verdi. Nihayetinde GELECEK KIRK YILA
HÜKMEDECEK KİŞİ KENDİSİDİR” dedi.
İşte ben de tam bu zihniyete dikkat çekmek
istiyorum.
*******************************
Hükmetmek ve Yönetmek
Fatih Erbakan halen 44 yaşında. 2018
yılında YRP’yi kurdu. Şimdi partisinin kendisine bakışını yansıtan cümleye
bakarsak, daha kırk yıl -yani 84 yaşına kadar- partisine ve (imkân bulabilirse
Türkiye’ye) “hükmedecek.”
Hükmetmek “buyruğu, etkisi, egemenliği altında bulundurmak”
demek.
Böyle bir cümle herhangi bir gelişmiş
demokratik devlette kurulabilir mi?
Siyasi partiler “bir aile şirketi
değildir.” Bir liderin şirketi de değildir. 45
yıl bir genel başkanın egemenliğini hedefleyemez. Çünkü yönetimini ve
politikalarını güncel şartlara göre değiştiremeyen partiler zayıflar ve
küçülürler.
YRP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr.
Doğan Aydal kendi “genel başkanının belirlediği
politikaların kırk yıl Türkiye’yi etkileyeceğini” söyleseydi bunu anlayışla
karşılardım.
Fakat bu da doğru olmazdı. Çünkü YRP ve
Fatih Erbakan yeni bir dünya görüşü ve orijinal bir parti programı ortaya
koymuyor. Sadece “Rahmetli Necmettin Erbakan’ın Millî Görüş çizgisini en
iyi ben devam ettiririm” iddiasında.
Necmettin Erbakan’ın kurucusu olduğu Saadet
Partisi de aynı iddianın sahibi. Ama defalarca genel başkan değiştirdi. Necmettin
Erbakan, Recai Kutan, Temel Karamollaoğlu yaşlı idi fakat Mustafa Kamalak ve
Numan Kurtulmuş için de “gelecek kırk yıla veya yirmi yıla hükmedecek” gibi bir
ifadenin kullanıldığını duymadım.
Özetle Fatih Erbakan için kullanılan,
“gelecek kırk yıla hükmedecek kişidir” cümlesi sorunludur.
****
Demokratik ülkelerde Başbakan veya
Cumhurbaşkanları hükmetmezler. Devlet
aygıtını, sınırlı bir süre içinde ve yasalarla tanımlanmış yetkilerle yönetirler.
Doğan Aydal’ın bu ifadesi ile İçişleri
Bakanı Süleyman Soylu’nun “Tayyip
Erdoğan, Türkiye’nin ilelebet ezeli ve ebedi başkanıdır” sözü aynı
zihniyetin dışavurumudur.
Ölçüyü böyle kaçırınca daha da ilerisine
geçen saçmalıklara yol açılmış oluyor:
“Erdoğan’a dokunmak bile bence ibadettir.”
“Allah’ın tüm vasıflarını üzerinde toplamış liderdir.” “İkinci peygamber
gibidir.” “Tayyip’i üzmek Allah’ı üzmektir” gibi.
Bu zihniyetin yarattığı “egemenlerden” Batı
tipi demokratik davranışları bekleyemeyiz:
Gelişmiş demokratik ülkelerdeki devlet
başkanları (veya başbakanlar) diğer vatandaşlar gibi marketten kendisi
alışveriş yapar, bisiklete binip evine gider, emniyet kemeri takmadan aracını
kullanırsa polis ceza yazabilir. Pahalı hediye alamaz, devletin parasını özel
ihtiyacı için harcayamaz.
*******************************
AKP Ve YRP Müzakere Süreci
·
YRP Genel Başkanı Fatih Erbakan,
kendilerini Cumhur İttifakına davet eden AKP temsilcilerine verdiği “30 maddelik
metinde mutabakat sağlarsak gelebiliriz” mesajını verdi.
·
Ancak bu maddelerden biri olan, 6284
sayılı “Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair
Kanun”un kaldırılması talebi kamuoyundan ve AKP’li kadınlardan
sert tepki gördü.
·
Fatih Erbakan “20 senenin günahına
son dakika ortak olmak bizim açımızdan uygun değil” dedi. YRP’nin seçime
yalnız gireceği açıklandı, Fatih Erbakan Cumhurbaşkanı adayı olmak için
YSK’ya başvurdu.
·
Cumhurbaşkanı adayı olabilmesi için
gerekli 100 bin oyu toplama aşamasında (69 binde) iken, Fatih Erbakan ile Erdoğan
görüştü ve taraflar anlaştılar. Fatih Erbakan CB adaylığından çekildi.
·
Belli ilkelerde anlaştıklarına dair bir ittifak
deklarasyonu imzaladılar. Bu yeni metinde, 30 maddelik ilk liste oldukça küçültülmüş
ve ifadeler yumuşatılarak bağlayıcı olmaktan çıkarılmıştı.
·
*******************************
20 Yıllık Alışkanlık Değişecek mi?
Fatih Erbakan daha bir ay önce şunları
söylemişti: “Yanlış ekonomi modelinin uygulaması şu: İktidarın üç gelir
kalemi var. 1- Borç almak, 2- Devlet varlıklarını satmak, 3- Zamla vergiyle
milletin suyunu çıkarmak.”
“Yine ‘biz çözeriz’ diyorlar ama bunun
için 20 senelik alışkanlıklarından vazgeçmeleri lazım. İmtiyazlı holdinglere
kaynak aktarıyorlar. Diğer taraftan faiz ödemeleri. Bir
de kamuda ciddi israf söz konusu. Milyonluk makam araçları, milyarlık
makam uçakları… Bu 3 gider kalemi düzeltilmeden, buraya giden paralar
tasarruf edilip millete aktarılmadan düzelmesi mümkün değil. 20 seneden
sonra bu alışkanlıklarından vazgeçeceklerini zannetmiyorum.”
Erdoğan ise mevcut programın başarılı
olduğunu seçimi kazanırsa aynen devam edeceğini söylüyor. İsraf ve
yolsuzlukların azalacağına dair bir emare gözükmüyor.
Ama Fatih Erbakan, milletvekili
pazarlığından kârlı çıkmış olmalı ki, soyut ifadelerin yer aldığı
deklarasyondan sonra AKP iktidarının (Erdoğan’ın) 20 yıllık alışkanlığının
değişeceğine inanmış gibi davranıyor.
Bu tavrıyla değil “40 yıla hükmetme”
hayalini, kanaatimce gelecek seçimdeki iddiasını bile tehlikeye soktu.