ABD – Türkiye – Irak Üçgeninde Türkmen Meselesi

78

‘Osmanlı Arşiv Belgelerinde Kültür Merkezi Kerkük’ isimli kitabın yazarı Dr. Cüneyt Mengü‘nün 2. eseri, 14 X 21 santim ölçülerinde, 421 sayfa hacimle yine Yalın Yayıncılık tarafından kültürümüze kazandırıldı.

 

Yazar, kitabının ana temasının; ‘Irak Türkmen meselesinin, Irak’ın ayrılmaz bir parçası olduğu ve herkesten öne Iraklıların bu meseleye sahip çıkması gerektiği gerçeği‘ olduğunu belirtiyor.

 

Kitapta; Türkmenlerin yıllarca maruz kaldıkları zulüm ve baskıların insan hakları evrensel beyannâmesi prensiplerine ters düşmesi sebebiyle bu alanda faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlarının vazife ve mesuliyetleri içerisinde yer alması gerektiğinin üzerinde duruluyor.

 

Dr. Cüneyt Mengü’nün eseri, özetle; Irak Türkmenleri meselesinin, bir insanlık meselesi olduğunu dünyaya haykırıyor. Kitap, bütünü itibariyle; Türk dünyasını, İslam âlemini, insan hakları savunucusu olduğunu her vesile ile belirten dünya milletlerini ve devletlerini, Birleşmiş Milletler Teşkilatını, İslam İşbirliği Teşkilatını, bütün milletlerarası kuruluşları Türkmenlerle ilgilenmeye davet eden bir açık mektuptur.

 

Türkmenlerin, tarih boyunca ve günümüzde hiçbir ülkenin ve hiçbir milletin güvenliği için tehdit oluşturmadığı, siyasî, askerî ve iktisadî faaliyetleri engellemediği bilinmektedir. Buna rağmen, İsrail’in güvenliğini ve petrol akışının devamlılığını sağlamak maksadıyla düzenlenen operasyonlarda Türkmenler zarar görmüşler, uzaktan-yakından zerre kadar ilgileri olmayan gelişmelerin bedelini can ve mallarıyla ödemek mecburiyetinde bırakılmışlardır. Dünyanın hiçbir bölgesinde, böylesine haksızlıklara maruz kalan bir başka topluluk yoktur.

 

ABD, 1998 yılında Irak’ta bulunan 2 Kürt grubu olan Kürdistan Demokrat Partisi ve Kürdistan Yurtseverler Birliği arasındaki kanlı-bıçaklı çekişmeleri sona erdirmek maksadıyla bir araya getirmiş ve barıştırmış, Iraktaki yönetimlerin ve barıştırdığı grupların, Türkmenlere zulmetmeleri karşısında daima üç maymun rolünü benimsemiştir.

 

Dr. Mengü eserine, Türkmenlerin Irak’taki tarihî varlığı hakkındaki bilgilerle başlıyor. Türkmenlerin yaşadığı toprakların 1918 yılında Osmanlı yönetiminden kopartılmasının içyüzünü, gerçekçi yorumlarını da ekleyerek Irak-Türkmen ilişkilerinin tarihini veriyor.

 

Kitap, aynı zamanda Türk tarihinin kısa bir özeti olmakla birlikte az bilinen, Türkmenleri yakından ilgilendiren detaylar da ihmal edilmemiştir. Aşağıdaki satırlar, konunun ne kadar derinlikli olarak incelendiğinin göstergesidir:

 

‘Avrupa’nın emperyalist ülkeleri, özellikle İngiltere ve Almanya’nın Orta Doğu’ya yönelik politikalarında, Osmanlı Devleti’nin elinde bulunan bu bölgenin kaynaklarına sâhip olmak için ellerinden gelen her türlü yola başvurmuşlardır.

Zira Musul-Kerkük coğrafyasının sahip olduğu zengin petrol kaynakları, sanayi devrimini gerçekleştirmiş bulunan Avrupa’nın emperyalist güçlerinin en çok ihtiyaç duydukları hammadde durumundadır ve hâlen de devam etmektedir. Bu sebeple İngiltere, 19. yüzyılın sonlarından itibâren öncelikle gönderdiği casuslar aracılığıyla Orta Doğu bölgesi hakkında büyük bilgi birikimine sâhip olmuştur. 19. yüzyıldaki bu bilgi birikimi, İngiltere’nin 20. yüzyıldaki askerî harekâtına da büyük ölçüde yön vermiştir. Bugün dahi bu bilgiler güncelliğini korumakta ve gerektiğinde hem ABD ve hem de İngiltere tarafından başvurulmaktadır.’

 

Yazarın belirlemesine göre bölgenin siyasî coğrafyasının şekillenmesi; 16 Mayıs 1916 tarihinde İngiltere, Fransa ve Rusya’nın katılımı ile gerçekleştirilen ve gizli olduğu söylenen Sykes Picot Antlaşması ile kararlaştırılmıştır. Bu anlaşma, Birinci Dünya Savaşı sırasında, 29 Nisan 1916’da Kut’ül Ammare Kuşatması sonrasında İngiliz kuvvetlerinin Osmanlı 6. Ordusu karşısında bozguna uğramasından 17 gün sonra yapılmıştır. Kut’ül Ammare Savaşı, Osmanlı Cihan Devleti’nin son büyük zaferidir.

 

Bilindiği gibi; 1915’te Arabistan Yarımadası’nı ele geçiren İngiltere, Osmanlı’ya karşı ayaklanan Mekke’li Şerif Hüseyin’i destekleyerek Irak ve Filistin toprakları üzerinde kendisine bağımlı bir Arap devleti kuracaktı. Mekke Şerifi Hüseyin ile Mısır’daki İngiliz Yüksek Komutanı McMahon arasında böyle bir antlaşma gizli olarak imzalanmıştır. Fransa böyle bir plana karşı çıkıp İngiltere’ye baskı yaparak yeni bir antlaşma yapılmasını istedi. Rusya’nın onayı ile imzalanan bu antlaşmaya göre;

 

1-Rusya’ya, Trabzon, Erzurum, Van ve Bitlis ile Güneydoğu Anadolu’nun bir kısmı,

2-Fransa’ya, Doğu Akdeniz bölgesi, Adana, Antep, Urfa, Mardin, Diyarbakır, Musul ile Suriye kıyıları,

3-İngiltere’ye Hayfa ve Akka limanları, Bağdat ile Basra ve Güney Mezopotamya verilecektir.

 

1917 devriminden sonra Rusya antlaşmadan vazgeçmiş, Lenin gizli olan bu anlaşmayı dünya kamuoyuna açıklamıştır.

 

Kitabın en detaylı ve bir o kadar da heyecanla okunan bölümü ‘Siyasî Tarih Sürecinde Musul‘ başlığı ile 68. sayfada başlayıp değişik ara başlıklarla 97. Sayfaya kadar devam eden 29 sayfa boyunca devam ediyor. ‘Sonuç ve Değerlendirme‘ başlıklı bölümde, yürek burkan ve fakat gerçekçi yorumlarla şu bilgilere ulaşıyoruz:

 

‘Esasen Musul, orada yaşayan Türkmenlerin kültürel, tarihî, coğrafî, siyasî ve askerî yönden Türkiye ile ortak değerlere sahip olduğu bir bölge olmasına rağmen İngiltere tarafından, 30 Ekim 1918’den sonra milletlerarası hukuka aykırı olarak işgal edilmiş ve bir daha bu toprakların Türkiye’ye katılmasına fırsat verilmemiştir. Fakat İngiltere, Türkiye ile ortak değerlere sahip olan Musul hakkında haksız iddia ve gerekçelerle, dünya kamuoyunu da etkileyerek kendi mandası altına alacağı Irak isimli yeni bir devlete bağlanmasını hem Türkiye’ye, hem bölge ülkelerine ve hem de bütün dünyaya diplomasi tekniğini kullanarak kabul ettirmiştir. Bu dayatmalarda özellikle Milletler Cemiyeti gibi arenada İngiltere’nin sâhip olduğu tartışmasız nüfuzu etkili olmuştur. Bu çalışmalarda görüldüğü gibi milletlerarası problemlerin çözümünde sadece haklı olmanın yetmediği, özellikle millî güç ve bu gücün meydana getirdiği Musul Meselesi’nin sonucu da böyle olmuştur.

…….

Diplomatik tecrübenin ne kadar önemli olduğu bunun karşısında Türkiye’nin masa başında ne kadar tecrübesiz olduğu görülmüştür.’

 

Yazar; kâhin değildir. ‘…milletlerarası ilişkilerin etkin bir şekilde varlığını her zaman hissettireceği gerçeği, geçerliliğini korumaya devam edecektir.’ Derken kehânette bulunmuyor. Aklını kullanarak geleceği görüyor. Çünkü ‘Göz olanı, akıl geleceği görür.’

 

Bugün Irak’ta aynı çirkin oyunlar oynanmakta, aynı tecrübesizlikle kayıplar verilmeye devam edilmektedir. Çünkü ‘geçmişin cahili olanlar, geleceği göremezler.’

 

 

YALIN YAYINCILIK:

Ordu Caddesi Nu: 25 Özbek Çarşısı Bölüm: 41 Beyazıt, 34452 İstanbul. Telefon: 0.212-546 97 54

Belgegeçer 0.212-518 43 63 e-posta: yalinkitap@yahoo.com www.yalinkitap.com

 

 

 

Dr. CÜNEYT MENGÜ

 

1968 yılında Bağdat Üniversitesi İşletme Fakültesi’nden mezun olmuş, ikinci üniversite olarak da yine Bağdat’ta Al-Mustansiriyya Üniversitesi’nde Hukuk Fakültesi’ni bitirmiştir. 1968 – 1973 yılları arasında Türkmen Kardeşlik Ocağı’nda yönetim kurulu üyeliği yapmıştır. Türkiye’de eğitimine devam eden Cüneyt Mengü, 1978 yılında Ankara Hacettepe Üniversitesi’nde yüksek lisans eğitimini tamamlayarak işletme konusunda Master yapmıştır. Daha sonra 2006 yılında İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nde ‘Orta Doğu Turizm Pazarı’nın Türkiye Açısından Analizi ‘ başlıklı teziyle ‘doktor ‘ unvanını aldı.

 

Orta Doğu ülkelerine yönelik hizmetlerdeki eksiklikleri fark ederek 1985 yılında Mercan Turizm Seyahat Acentesi’ni kurmuştur. Ayrıca Panorama Hava Taşımacılığı ve Dış Ticaret Şirketi, Bamboo Seyahat ve Metex Fuarcılık şirketleri de bulunmaktadır.

 

*1985-1992 yılları arasında Irak Türkmenleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği’nin başkanlığını yaptı.

*1993-1995 yıllan arasında Irak Milli Türkmen Partisi’nde Başkan Yardımcılığı görevini üstlendi.                          *1995’de kurulan Irak Türkmen Cephesi’nin kurucu üyelerindendir.

*1999 – 2003 yılları arasında Irak Muhalif Grubu Kongresi’nde (INC) görev alarak 1999’da New York Irak muhalefet toplantısında ve 2002 yılındaki Londra toplantısında Irak Türkmenlerinin hem resmî sözcüsü ve hem de açılışta konuşmacısı olmuştur. Ayrıca Londra toplantısında Eşgüdüm ve Koordinasyon yüksek konseyi üyeliğine seçildi.

*2003 yılında Irak Muhalif Grupları’nın Selahattin toplantısı ve akabinde Davos Ekonomi toplantısına Türkmenleri temsilen konsey üyesi olarak katıldı. Saddam Hüseyin’in düşmesinden önce 7 Mart ve 17-18 Mart 2003 tarihlerindeki Ankara toplantılarında Amerikalı delegeler, Dış İşleri ve Genel Kurmay temsilcileri ile beraber katılımcı oldu. Saddam Hüseyin düştükten sonra Türkmen Meclisi’nin hazırlık kurucuları arasında yer aldı ve 750 delegenin katıldığı 3. Türkmen Kurultayı’nın hem hazırlık komisyonunun hem de kurultayın başkanlık görevini üstlendi.

 

Dr. Mengü yurt içinde İstanbul Ticaret Odası ve Türsab, yurt dışında ise ASTA ve UFTAA kuruluşlarının üyesidir. Hâlihazırda ticarî çalışmalarının yanında;

*Türkmeneli İş Adamları Derneği Başkanı.

*Türkmeneli İnsan Hakları Genel Başkan Yardımcısı

*İstanbul Üniversitesi’nde Öğretim Görevlisi’dir.

 

Türkmen meseleleri ile ilgili ‘Osmanlı Arşiv Belgelerinde KÜLTÜR MERKEZİ KERKÜK‘ isimli bir kitabı, yurtiçi ve yurt dışında çeşitli makaleleri yayınlanmış ve konferanslara katılmıştır. Ayrıca Türk Turizmi’nin tanıtımı ile ilgili yurt dışında birçok ülkede work shop, prezentasyon ve sunumlar organize etmiştir.

 

Evli ve bir çocuk babasıdır. İngilizce ve Arapça bilmektedir.

 

 

 

KUŞBAKIŞI

Âyete’l-Kürsî:

 

‘Âyetü’l-kürsî’ olarak da yazılan Bakara Sûresi’nin 255. Âyeti, bilhassa tehlikelerden korunmak için okunur. Âyet bu ismi, içerisinde geçen ve ‘taht’,  ‘hükümranlık’, ‘ilim’, ‘kudret’ gibi mânâlara gelen ‘kürsî’ kelimesinden almıştır. Allah (Subhanehu ve Teâla) Hazretlerini tanıtmakta ve O’nun ism-i âzâmını (en yüce ismini) içermektedir. Tevhid akîdesini anlatan Âyetü’l-Kürsî, Allah’ın yüce zâtı ile ilgili temel ilâhî meseleleri kapsamaktadır. İlâhî saltanatın ve hükümdarlığın son derece açık ve özet anlatımını ve Allah Teâlâ’nın zâtını ve sıfatını hem târif eden hem de maddî ve mânevî kuvvetlerinin son derece açık şâhitliği ile ispat eden bu âyet, Kur’an âyetleri arasında en yüksek bir şeref ve kıymete sâhiptir. Çünkü ilmin kavranması için önce Allah’ın ve O’nun sonsuz kudretinin tanınması gerekmektedir.

 

Cemalnur Sargut tarafından derlenen Âyetü’l-Kürsî adlı eser, çeşitli tefsir çalışmalarının yanı sıra İnsân-ı Kâmil’lerin yorumlarından faydalanılarak âyetin tasavvufî mânâsının derinlemesine incelendiği bir şerh çalışmasıdır. Bu eserde okuyucu, ‘Allah’, ‘İlâh’, ‘Hû’, ‘Hüve’, ‘Hüviyet’, ‘Hayy’, ‘Kayyum’, ‘Hâfız’ gibi isimler ile Arş ve Kürsî’nin hakîkatini tefekkür etme fırsatı bulacaktır.

 

Cemalnur Sargut’un ifadesiyle: ‘Âyetü’l-Kürsî‘nin tamamı, Allah’ın kulunu hıfzetmesini anlatmaktadır. Allah kulunu, O’nun hiçliğini ve kendi büyüklüğünü göstererek korur. Âyetü’l-Kürsî kalplere dirilik verir. Îmanı zaaftan korur. Tevhîd konusunda bizi muhafaza eyler. Âyeti okudukça îman güçlenir, îman güçlendikçe Âyetü’l-Kürsî, eman hikmetiyle bizi hıfzeder, tevhid ve ihlâs sırrını kalplere ilka eder.’

 

Nefes Yayınları:

Bağdat Caddesi, Güzel Sokağı Nu: 11 A Blok Daire: 2 Selamiçeşme, Kadıköy-İstanbul. Telefon: 0.216-359 10 20 Belgegeçer: 0.216-359 40 92 e-posta: irtibat@nefesyayinevi.com / www.nefesyayinevi.com

 

 

Bir Propaganda Silahı Olarak Basın:

 

Günümüzde en çok tartışılan konuda bir ilk kitap! Dünyada ve Türkiye´de sansür, baskı ve yönlendirme konularını işliyor.

 

Onur Öymen bu kitabında geçmişten bugüne, dünyada ve Türkiye’de liderlerin halkın gerçekleri öğrenmesini engellemek için neler yaptıklarını anlatıyor. Sansür, baskı ve cezalandırma en sık başvurulan yöntemlerdir. Bunlara karşı cesaretle direnip mücadele eden, mesleğinin yüz akı gazeteciler de var, boyun eğip hükümetlerin bir propaganda aracı olmayı kabul edenler de… Hapse girmeyi, hatta hayatını fedâ etmeyi göze alanlar da var, iliştirilmiş gazeteciliği kabul edenler de…

 

13,4 X 20 santim ölçülerinde, 496 sayfalık kitap, 2014 yılında yayınlandı.

 

Remzi Kitabevi A.Ş.

Akmerkez E 3 Blok Kat: 14 Etiler, İstanbul Telefon: 0.212-282 20 80 Belgegeçer: 0.212- 282 20 90 www.remzi.com.tr e-posta: post@remzi.com.tr

 

 

 

Eşikte:

2011 yılında vefat eden Ali Teoman’ın 1990 yılında yazıp 2008’de yayımladığı ilk romanıdır.  Avrupa’da Kafkaesk mekânlarda akan zaman, gerçekler, hâtıralar, hayaller, tedirginlikler, sevişmeler, adsız kadınlar ve erkekleri anlatıyor. 2013’te Fransızcaya da çevrilen roman, 13 x 21 santim ölçülerinde, 88 sayfa hacimle Ağustos 2014’te ikinci baskı olarak yayınlandı.

 

Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık:

İstiklal Caddesi Nu: 161-161/A Beyoğlu 34433 İstanbul. Telefon: 0.212-252 47 00 Belgegeçer: 0.212-293 07 23 www.ykykultur.com e-posta: ykypazarlama@ykykultur.com

 

 

DERKENAR:

 

Doğru ve Güzel Türkçe İçin ipuçları:

 

Mecburiyet / Zorunluluk

Arapçadır diye kapı dışarı edilen ‘mecburî ‘ kelimesinin yerine ileri sürülen ‘zorunlu ‘  kelimesinin kökü olan ‘zor’ kelimesi de Türkçe değil, Farsçadır.

 

Türkçe diye alkışlanan bu kelimenin başka bir kusuru da, kural dışı oluşudur. Çünkü ‘zorunlu ‘ kelimesinin taban kelimesi ‘zorun ‘dur. Bu kelime Türkçe kaidelerine uygun olarak türetilmemiştir. Zira Türkçede ‘isimden isim türetme ekleri ‘ arasında bugün kullanılan ‘n ‘ eki yoktur.  ‘Yazın ‘, ‘kışın ‘, ‘gündüzün ‘ gibi bazı kalıplaşmış sözlerde yer alan ‘n ‘ eki, bir yapım eki değil, eskiden kullanılan fakat bugün artık o göreviyle kullanılmaz olan bir ‘isim çekim  / vasıta ‘ ekidir.

 

Eğer ‘dilcilik ‘ yapacaksak, Türkçeyi kurallarına uygun / doğru bir şekilde bilmek, kullanmak mecburiyetindeyiz?

 

Sezai GÜNEŞ: Bizim Külliye Dergisi, 62. Sayı.

 

 

KISA Kısa / KIsa Kısa…

 

1- AŞKA UYANMAK: Ahmet Günbay Yıldız. Timaş Yayınları.

2- MALATYA’NIN PUSLU YILLARI: Şevket Gözübüyük. Beyan Yayınları.

3-Osmanlı’dan Günümüze DEMOKRATİKLEŞME SÜRECİNDE TÜRK SİYASÎ HAYATI VE KEMALİZM: Dr. Metin Eriş. Bilgeoğuz Yayınları.

4- DİNÎ KAVRAMLAR SÖZLÜĞÜ: Heyet Tarafından Hazırlanmıştır. Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları.

5- AHISKA ARAŞTIRMALARI: Yunus Zeyrek. Kendi Yayını.

 

Önceki İçerikFare Kapanı ve Türkiye
Sonraki İçerikYönetilmeyen Demokrasi, Yönetilemeyen Türkiye
Avatar photo
28 Kasım 1938 tarihinde Bafra’da doğdu. İlk ve ortaokulu doğduğu şehirde bitirdikten sonra Ankara Ticaret Lisesi ve Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi’nde okudu. İş hayatına Ankara’da muhasebeci olarak başladı. Ankara ve Karabük’te; muhasebeci, mali müşavir ve profesyonel yönetici olarak devam etti. İstanbul’da, demir ticareti ile meşgul oldu. SSCB’nin dağılmasından sonra Türk Cumhuriyetlerinde sanayi yatırımları gerçekleştirmek üzere çok ortaklı şirket kurdu. Şirketin murahhas azası olarak Azerbaycan’da ve Kırım’da tesis kurup çalıştırdı. 2000 yılında işlerini tasfiye etti. İş hayatı ile birlikte yazı hayatı da devam etti. İlk yazısı 1954 yılında Bafra’da yayımlanmakta olan Bafra Haber Gazetesi’nde başmakale olarak yer aldı. Sonraki yıllarda İlhan Egemen Darendelioğlu’nun Toprak Dergisi’nde, Son Havadis ve Tercüman gazetelerinde yazıları yayımlandı. Türk Ocakları Genel Merkezinin yayımladığı Türk Yurdu dergisinde yazdı. İslâm, Kadın ve Aile, Yörünge, Ufuk, Emelimiz Kırım, Papatya, Tarih ve Düşünce, Yeni Düşünce, Yeni Hafta, Sağduyu, Orkun, Kalgay, Bahçesaray, Türk Dünyâsı Târih ve Kültür, Antalya’da yayımlanan Nevzuhur, Kayseri’de yayımlanan Erciyes ve Yeniden Diriliş, Tokat’ta yayımlanan Kümbet, Kahramanmaraş’ta yayımlanan Alkış dergilerinde, Dünyâ ve Kırım’da yayımlanan Kırım Sadâsı gibi gazetelerde de imzasına rastlanmaktadır. Akra FM radyosunda haftanın olayları üzerine yorumları oldu. 1990 – 2000 yılları arasında (haftada bir gün) Zaman Gazetesi’nde köşe yazıları yazdı. Hâlen; Önce Vatan Gazetesi’nde, yazmaktadır. Oğuz Çetinoğlu; Türk Ocağı, Aydınlar Ocağı, ESKADER / Edebiyat, Sanat ve Kültür Araştırmacıları Derneği ve İLESAM / Türkiye İlim ve Edebiyat Eseri Sâhipleri Meslek Birliği Üyesidir. Yayımlanmış Kitapları: 1- Kültür Zenginliklerimiz: (2006) 2- Dört ciltte 4.000 sayfalık Kronolojik Tarih Ansiklopedisi: (2008 ve 2012), 3- Tarih Sözlüğü: (2009), 4- Okyanusa Açılan Kapılar / Tefekkür Mayası Röportajlar: (2009). 5- Altaylardan Hira’ya Türk-İslâm Dostluğu: (2012 ve 2013), 6- Bilenlerin Dilinden Irak Türkleri: (2012), 7- Türkler Nasıl ve Niçin Müslüman Oldu: (2013), 8- Türkmennâme / Irak Türkleri Hakkında Bilmek İstediğiniz Her Şey: (2013). 9- Türklerin Muhteşem Tarihi: (Nisan 2014 ve Nisan 2015) 10- 115 Soruda Türk İslâm-Âlimi Mâtüridî (Röportaj): 2015) 11- Cihad – Gazi – Şehid: Kasım 2015. 12-Yavuz Bülent Bâkiler Kitabı (2016 Mehmet Şâdi Polat ile birlikte) 13-Her Yönüyle Kâzım Karabekir (2017 Mehmet Şadi Polat ile birlikte) 14-Dil ve Edebiyat Dergisi / İlk 100 Sayı Bibliygorafyası (2017 Mehmet Şâdi Polat ile birlikte) 15-Büyük Türk İslâm Âlimi Serahsî (2018), 16-Âyetler ve Hadisler Rehberliğinde Kutadgu Bilig’den Seçmeler (2018), 17-Edib Ahmet Yüknekî ve Atebetü’l-Hakayık (2018), 18- Büyük Türk İslâm Âlimi Mâtürîdî (2019), 19-Kâşgarlı Mahmud ve Dîvânu Lugati’t-Türk (2019). 20-Duâ / Huzura Açılan Kapılar. (2019) 10-Yesevi Yayıncılık, 12-Yakın Plan Yayınları, 13-Boğaziçi Yayınları, 14-Dil ve Edebiyat Dergisi, diğer kitaplar Bilgeoğuz Yayınları tarafından yayımlanmıştır.