Bir Kıssa

82

Biz eğitimciler,

Dinlenmedik.

Yorgunuz.

Ankara’nın gündeminden bunaldık.

Birazda gerginiz.

Dönelim kendi gündemimize,

Fi tarihinde,

Bir öğrenci ilim tahsil etmek için memleketinden uzak bir medreseye gider.

Sekiz, on sene ilim tahsil ettikten sonra,

Memleket hasreti burnunda tütmeye başlar.

Hocasına memleketine gitmek istediğini söyler

Hocası evladım bir sene daha sabretsen iyi olur cevabını verir.

Öğrenci hocam artık yeni bir şey öğrenmiyoruz.

Tekrara düştük diye karşılık verir.

Hocası evladım bir sene daha kalırsan iyi olur.

Sözünü tekrarlamasına rağmen,

Bizim delikanlı ısrarla yeni bir şey öğrenmediklerinden,

Tekrar yaptıklarından bahseder.

Hoca öğrencinin söz dinlemeyeceğini anlayınca,

Peki, evladım ohalde gidebilirsin.

Allah yolunu açık etsin der.

Bizim delikanlı hazırlıklarını yaparak ertesi gün erkenden yola çıkar.

Mevsimlerden yaz,

Hava sıcak mı sıcak,

Yürü yürü insan yoruluyor elbette,

Bir köye yaklaştığında sela sesi duyar,

Cuma günü olduğunu hatırlar ve sevinir.

Şu köye gideyim bir abdest alayım,

Biraz dinleneyim Cuma namazını kılayım.

Belki bir hayırsever de karnımızı doyurur.

Sonra devam ederiz.

Diye içinden geçirir.

Derken köye gelir abdest alır, camiye girer.

Ne görsün köyün hoca kürsüde vaaz ediyor.

Biraz dinler.

Bakar anlatılanların birçoğu anlamsız ve hurafe şeyler

Vaaz biter. Hutbeyi dinler, hutbede de aynı hikâyeler.

Tabi bizim delikanlının içi daralır.

Ama birde Kur’an okuyuşunu dinleyelim,

Diye içinden geçirir.

Hutbeden sonra namaza durulur.

Bakar imam fatihada ve zammi surede bariz hatalar yapıyor,

Nihayetinde namaz biter duadan sonra cemaat dağılmaya başlayınca,

Delikanlı ayağa kalkar,

Ey cemaat durun bir dakika beni dinleyin der,

Cemaat bu delikanlının ne diyeceğini merakla bekler.

Bizim delikanlı ey cemaat hoca dediğiniz bu kişi hoca falan değil,

Bunun arkasında namaz caiz olmaz,

Sonra anlattıkları ise,

İşe yaramaz hurafe şeyler.

Cemaat da hocasını çok sever.

Çünkü hoca efendi herkesi bedavadan cennete sokar.

Buda milletin hoşuna gider.

Sen misin bizim hocaya dil uzatan,

Hurra hep beraber delikanlının üzerine çullanırlar,

Pata küt pata küt nakavt.

Bir müddet sonra delikanlı kendine geldiğinde,

Hocasının evladım bir sene daha bekle sözünü hatırlar.

Medreseye gerisin geriye döner.

Hoca durumu anlar.

Ama delikanlıyı da ayıplamaz,

Bir sene daha eğitime devam eder.

Sonra İcazetini alır

Hocasının müsaadesiyle yola çıkar.

Yine mevsimlerden yaz günlerden Cuma

Aynı köye gelir, aynı camiye gider bakar aynı hoca

Aynı hikâyeleri anlatıyor.

Sabırla dinler,

Hutbe, namaz, dua biter.

 Cemaat dağılmaya başlayınca,

Bizim delikanlı yine ayağa kalkarak,

Ey cemaat bir dakika beni dinleyiniz der.

Cemaat bakar bu geçen sene bizim hocaya dil uzatan adam.

Merakla ne diyeceğini beklerler.

Bizim delikanlı ey cemaat,

Bu sizin hocanız öyle mübarek öyle mübarek bir insan ki

Kim saçından sakalından bir kil alsa Cennetlik olur.

Cemaat hurra hocanın başına yığılır

Beş dakika içerisinde hocanın saç sakal bıyık yolunur.

Kafa yumurta gibi bembeyaz olur.

Cemaat cennetlik olmanın sevinciyle dağılır.

Hoca ile molla baş başa kalır.

Hoca şoku atlatıp kendine gelince

Bizim delikanlıya

Geçtiğimiz senenin rövanşını aldın.

Artık istediğin yerde istediğin kadar görev yapabilirsin der.

Hikâyede burada biter

Yoksa hiçbir şey anlamadınız mı?