Barzani, Diyarbakır’dan Erbil’e dönüşünde şu değerlendirilmelerde bulundu; Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Başkanı Osman Baydemir ve diğer yetkililer bizi çok iyi karşıladı. Tesadüfen okuldan çıkan küçük çocukların ellerinde Kürdistan Bayrağını görmem beni çok mutlu etti. Bunca yıl Peşmerge hayatımın ve çabalarımın boşa olmadığını gösterdi. Bir insanın böyle karşılanması gerçekten gurur vericidir.
*Halkın Kürt bayrağını kaldırması ve Kürt yerel elbiseleri ile törenlere katılması, Türkiye siyasetinde önemli değişimlerin olduğunu gösteriyor. ŞivanPerver ve İbrahim Tatlıses’in Peşmerge marşı okuması da önemlidir. Kürtlerin bu atmosfere ve sürece sahip çıkması ve akıllı bir şekilde hareket etmesi gerekmektedir.
*Özal, Anayasayı değiştirip, Kürtlerin haklarını vereceğini bana söylemişti. Fakat bunu yapmaya ömrü yetmedi. Şimdi bu hakları, Özal’ın bıraktığı yerden, alarak Erdoğan gerçekleştirecektir. Diyor Barzani. Ancak bu zatı muhteremler ŞivanPerver ile Tatlıses’in düetine ağlarken, şehitler gelirken, nedense gözlerinden bir damla yaş akmamıştır. Tarihin hiç bir döneminde, TC Devleti’nin Meclisinde, ihanetin şamarı hiç bu kadar açıkça bu milletin yüzüne vurulmamıştı. Soysuzları, vatan hainlerini koruyanlardan güç alan Sırrı’nın, akepe sıralarına dönerek kardeşini teröre şehit vermiş bir bayan millet vekiline dönerek, ”Siz acının zevkini yaşamaya devam edin”!!! Sözleri karşısında hiç bir AKP’li Milletvekilinin tepki vermemesini ibretle kınıyoruz. Lanetliyoruz, sizleri affetmiyoruz. Bu cümleler herkesin kanına dokunmalı idi… Ne zamandan beri katil sürüleri Türkün meclisinde, Türk Milleti’nin kalbinde, bu millete, bu acıları yaşatmaya başladı? PKK istekleri bu hükümet kullanılarak adım adım gerçekleşiyor, gerçekleşecektir. Türkiye eyalet sistemine geçişe zorlanacak ve maalesef Güneyimiz Kürdistanla birleştirilecektir. Zaten şu an bir çok ilimizde Kürdistan bayrakları dalgalanmaktadır. Tüm bu ihanetler olurken, bu hainliklere hükümet göz yumarken ,Türk Milliyetçisiyim, Ülkücüyüm, vatanseverim diyen herkese önemli görevler düşmektedir… Bu seçimler Türkiye’nin kader seçimidir. Özellikle Ülkücüyüm, Milliyetçiyim diyen herkes, adayların durumu, karakaşı, karagözü ne olursa olsun, halkın içine girerek var gücü ile herkes çalışmalıdır. Bu ülkeye ihanet etmeyen herkes başımızın tacıdır. Şu partili, bu partili olması, başka partilerden gelmesi hiç önemli değildir. Şahsiyet sahibi olan ve vatana ihanet fikri olmayan herkes kucaklanmalıdır, baş tacı yapılmalıdır..
Nefis yapan arkadaşlarımız inatla ikna edilmelidir. Türkiye’nin durumu,gelinen nokta bu insanlara anlatılmalıdır. Hala ‘Ben Ben’ diyen arkadaşlar Harekete vermedikleri her katkının hainlerin ekmeğine yağ süreceğini, bir oyunun karşılığı olarak karşı ihanet cephesine iki oy kazandıracağını herkes bilmelidir. Daha baştan, seçim olmadan pkk’yıbaştacı yapanların başımıza tekrar gelmesine rıza gösterdiklerinin isbatı olacağı anlatılmalıdır.
DHKP-C militanı olan bir kişiyi bakan yapanlar, elli, altmış civarında pkktandaslı zatı vekil yapanlar, Müslümanların oyunu kandırıp alarak iktidara gelenler örnek gösterilmelidir. Onlar bu tür kişilere sahip çıkıp, iktidarlarının devamını sağlarken, bizler hain olmayan, ancak başka partilerden gelen vatanını, milletini seven insanlara neden sahip çıkmayalım. Bu düpedüz cehalet ve bağnazlıktır. Ard niyetsiz olarak bu insanlara sahip çıkılmalıdır. Kasıtlı olarak ihanet içinde olan insanlara daha fazla enerji harcamanın da bir getirisinin olmayacağını bilmemiz lazımdır. Özenle her kapı çalınmalı, halka inilmelidir. Maddi külfeti sadece aday arkadaşlara yıkmak zinhar yanlıştır. Sağda solda dedikodu ile zaman geçiren, eleştirme hastalığına yakalanan ve sonrada ben dava adamıyım diyenler kendilerine terapi yapıp çekidüzen vermelidirler. Bugün Allah için ve davam için ne yaptım sorusunu herkes kendine sormalıdır… Yarın seçimden sonra el oğuşturmanın hiçbir anlamı yoktur.
Allah Türk Milletini ve İslam Alemini Korusun. Amin…