Ermenistan ve Yunanistan’dan Sonra Kürdistan da Seninle Gurur Duyuyor

85

 

Sınırı araladınız, kaçak Ermeni işçiler 100 bini geçti. Bursa’da maç oynattınız, ay-yıldızlı Azerbaycan bayraklarını polis eşliğinde çöpe attırdınız. “Ermenilerden Özür Diliyoruz” kampanyasında rol alanları Akil Adam yaptınız ve İlham Aliyev‘i gitgide Rusya‘ya yanaştırdınız. Sayenizde Ermenistan Ordusu, Türk bayraklarını tuğla yapıp kırıyor, ne kadar (d)övünsek azdır.

Yunanistan’ın Batı Trakya Türklüğünü yok sayması bu ülkede de Türklüğün hor görülmesinden dolayı acayip normalleşti. 152 kiliseyi ihya ettik ama hala Atina’da bir camimiz yok. Kriz geçiren Yunanistan’a Ege Denizi’ndeki 16 adayı bir şekilde hediye ettik. Yunanlılar karasularını 6 milden 12 mile çoktan çıkardı, bizim bu hususu “savaş sebebi“‘ olmaktan çıkarmamız bekleniyor. Sağolasınız, Kıbrıs’ta millî çıkarları savunduğu için Rumlarca ‘uzlaşmaz‘ olarak nitelenen Türk tarafını Güney’le çözüme zorladınız. Dahası Rumların Akdeniz’de petrol aramalarına bile göz yumdunuz.

Kendimizi Kürdistan‘ın kurulmasına adadık. Irak’ın kuzeyini imar ve ihya etmemiz yetmedi, Suriye’nin kuzeyinde bile Kürdistan kurulmasına rıza gösterildi. Eli kanlı terör ve koluna kadar uyuşturucu örgütü PeKeKe‘nin canibaşı liderine haftalık heyetlerle öpücükler gönderildi. Diyarbakır Meydanı‘ndaki yüzbinlere “Atatürk’ün Hitabesi” yerine “Apo’nun Hitabesi“ni okuttunuz. Yetmedi, devlet kayıtlarımızda ‘postal yalayıcısı‘ olarak namlanan 3 kuşaktır Müslüman Türk’e ve Arap’a ihanet içinde olan Barzanîlerden Mesut‘u mevkidaşın gibi karşılayarak bahtiyar ettin.

Aslında Türkiye’de ve Acaristan’da misyoner hareketi örgütleyen Gürcistan Kilisesi‘nin arkasındaki Mihail Şaakaşvili de seninle gurur duyuyor. Açıktan ilan etmese de İsrail‘in, AB’nin, ABD’nin ve kısmen Rusya’nın da – Çeçen mücahitleri de müteahhit yaptığın için – seninle gururlandığı gözlerinden pardon sözlerinden belli. Çin bile Doğu Türkistan işine karışmadığın için müteşekkir.

Biz de sana bunun için oy vermiştik. Yüzde 50’nin hakkını verdin. Dinimizin mensuplarını bir hayli sevindirdin. Bu arada 5 bin yıllık Diyarbakır tarihine geçtin. İlk 3 bin yılı Hurri, Akad, Hitit, Asur, Urartu, Part (Arsak) ve İskender (Selevik) dönemleridir ki bunların yarısı Türkik topluluklar kabul edilmektedir. Milattan sonraki 2 bin yılın ilk bin yılı Roma, Sasanî (Fars) ve Arap (4 Halife, Emevî, Abbasî, Hamdanî, Mervanî) devirleridir. Son bin yılı ise katışıksız Türk dönemidir. Büyük Selçuklu, Anadolu Selçuklu, Irak Selçuklu, Artuklu, İlhanlı, Mardin Artuklu, Timurlu, Karakoyunlu, Akkoyunlu, Safevî ve Osmanlı. Bir de Türkiye Cumhuriyeti (1923-2013)..

Gittiysen Hz. Ömer zamanından kalma Ulucami, Selçuklu-Artuklu-Osmanlı takviyesiyle bugünlere gelmiştir. Geçtiysen Roma’nın temelini attığı surlar Selçuklu-Artuklu-Osmanlı himmetiyle burç burç yaşatılmıştır. Zinciriye ve Mesudiye Medresesi Artuklulardan; Peygamber ve Şeyhmuattar Camisi Akkoyunlulardan; Fatihpaşa, Hüsrevpaşa, İskenderpaşa, Behrampaşa, Melekahmetpaşa, Nasuhpaşa, Hadımalipaşa, Şafiler ve Safa Camileri Osmanlılardan kalmadır. O Barzanî, Şiwan, İbo dörtlüsüyle çifte kavrulmuş düet yaptığınız meydan da Cumhuriyet Meydanı‘dır.

Biji serok Apo / Barzanî” sloganlarının atıldığı, x-w-q harfli tabelaların bolca kullanıldığı ve “Ne mutlu Türk’üm diyene” levhasının devlet töreniyle indirildiği Diyarbakır bir Türkmen şehridir oysa. Bırakın şehrin yerlisinin çoğunluğunun Türkmen kökenli oluşunu, sadece Karacadağ ve Doğu Toroslardaki konar-göçerler bile sizin o meydana yığdığınızdan daha fazladır. 1935‘te bile % 86’sının anadili Türkçe, % 10’unun Kürtçe, % 2,5’uğunun Arapça ve % 1’inin de Ermenicedir. Silvanlı bir hemşehriniz olarak şahsen derim ki siz % 99’luk orana değil % 1’lik orana dikkat kesilin. Dahası “Türkçülüğün Esasları” Diyarbakır’da yazılmıştır. İmza; Ziya Gökalp.