Bölücü ırkçılığa ve Türk tarihinden intikam alma peşinde koşan her gruba demokratikleşme adı altında akıl almaz tavizlerin verildiği, hukuk devletinin ve yargı bağımsızlığının önemli ölçüde yıpratıldığı ve yargının siyasallaştırıldığı, Ümraniye davalarında PKK’lıların gizli tanık olarak kullanıldığı adli skandallara, yaşadığımız olağanüstü şartlara rağmen;Mübarek bir ayın sonunda gelen Ramazan Bayramınızı kutluyorum.
Daha aydınlık, istikrar ve barışın hüküm sürdüğü, resmi kanaldan vatandaşların birbiri ile çatışmaya tahrik edilmediği, mahallelere vatandaşın birbirini ihbar kutularının konmadığı nice bayramlar diliyorum. Ülkemizin ufkundan kara bulutların kalktığı, aklı selimin hakim olduğu, düşmanların dost kabul edilmediği, açılım-çözüm süreci ve demokratikleşme adı altındaki tuzakların aşıldığı, demokrasinin bütün kurum ve kuralları ile işletildiği, çoğunlukçu değil; çoğulcu demokrasinin geçerli olduğu, T.C.’yi kuran milli irade ve zihniyete sadakatle bağlı kalınarak yönetilen, milli bağımsızlık ve milli egemenlik konularında hassas olunan bir Türkiye’yi özlüyoruz.
Herkesin fark ettiği bir gerçek var: Türkiye geriye gidiyor. Her türlü muhalefete ve çoğulculuğa karşı hoşgörüsüzlük ve şiddet tırmanıyor, kamplaştırmalar artıyor, Milli ve üniter devlet yapısı zedeleniyor.Bu herhalde demokratikleşme süreci olamaz. Çünkü, demokrasi çözülme ve çöküşün merdiveni değildir.
Şehit Mehmetçik ile PKK teröristini aynı kefeye koyan Milli Savunma Bakanı’nı yadırgıyoruz. “Ak Parti ile hepimiz Türk olmaktan kurtulduk” diyebilen iktidar partisinin İstanbul İl Başkanı’nı da…Bu talihsiz lafı Türk kimliğine karşı savaş açmış ve Batı Trakya Türklerine siz Türk değil, Müslüman Yunanlısınız baskı ve dayatmalarını yıllarca sürdüren Yunan politikacıları, İskeçe veya Gümülcine valileri söylemiyor, sandıktan çıkan bir iktidarın yetkilileri söylüyor. “Bağımsız Kürdistan yavaş yavaş kuruluyor. Büyük bir halkın devlet olma hayali var. Bu hayal meşrudur…” sözleri de eski bir dışişleri bakanına ait… Gaf üzerine gaf yapınca iktidarın bu Dışişleri Bakanı ağabey sayılıp kızağa çekiliyor. Bu örnekler o kadar çok ki… Ege’de kıta sahanlığı konusunda, Ortadoğu’dave Kıbrıs’ta milli menfaatlerimiz ile ters düşen beyanatlar, politikalar ve diğerleri… Bütün bunlar bu ülkenin bu gibi yanlışlara layık olmadığını göstermektedir.
Bu arada Makedonya Türklüğüne önemli hizmetleri geçen ve genç sayılabilecek bir yaşta kaybettiğimiz Makedonya Türk Kadınları Başkanı Sıdıka Ağa kardeşimize Allah’tan rahmet, başta Sayın Erdoğan Saraç olmak üzere, bütün dostlarımıza başsağlığı diliyoruz. Yine geçenlerde aramızdan ayrılan tanınmış araştırmacı yazar ve belgeselleri ile Türklüğe hizmetleri geçen Servet Somuncuoğlu kardeşimize de Allah’tan rahmet diliyoruz. Aynı dilek ve duygularımızı Allah’ın rahmetine kavuşan değerli diplomatımız İnal Batu için de tekrarlıyoruz. Allah,hepsine gani gani rahmet eylesin.