Neden Anayasa

68

Ülkenin en önemli konusu Anayasa imiş gibi Meclis Başkanı yeniden seçilir seçilmez Anayasa’nın peşine düşmüştür.

Peki, Size soruyorum;

Şu aşamada en önemli meselemiz Anayasa mı?

İslam Dünyası’nın içine düş(ürül)düğü durum ortada iken, etrafımız kan gölüne dönmüş iken, Türk Dünyası Irak’ta ve Çin’de katliamlarla sarsılırken, biz Anayasa mı düşünelim? Herşeyimizi bırakalım ve bütün enerjimizi Anayasa’ya mı harcayalım?

Dolar bu kadar fırlamışken, bunun çok ciddi tehlikeleri ortada iken, ekonominin Merkez Bankası’nın bastırması ve teyakkuzu ile ayakta durmaya çalışırken, işi gücü bırakıp ille de Anayasa mı diyelim? Meclis Başkanının bu aceleciliği ne için?

Başbakan’ın hiç olmazsa anlaştığımız 48 maddeyi bir haftada çıkaralım tez canlılığının altında yatan nedir?

Anayasa’da bu anlaşılan maddeler de değişirse bütün işlerimiz ve yukarıda saydığımız bütün meseleler halledilecek mi? Bu sorulara vereceğiniz cevap, hayır hiç bir şey hallolmaz olacağına göre, şimdi esas can alıcı soruyu soruyorum; Peki, neden Anayasa, neden, neden?

Bu sorunun cevabını ben size vereyim: Ülkemizin ve devletimizin Milli-Üniter(tekil) yapısının bozulması için kalan son kale Anayasa da onun için. Başbakan’ı getiren güçler, Anayasa konusunda kendilerine verilen sürede istedikleri değişim olmadığı için zaten kendisini istememişlerdi.

Elbette, istememenin tek nedeni bu değil, ama, en önemli nedeni budur. Işte, şimdi, bu istememenin bir an evvel giderilip yeniden istenen duruma gelebilmek için bu Anayasa’nın değişmesi gerekmektedir. Bugüne kadar MHP ve CHP’nin içerisindeki hassas güçlerin direnciyle karşılaşan iktidar, Anayasa değişimini, egemen güçlerin istediği gibi değiştirmeyi başaramadılar.

Teröristbaşının hapisten bir yolunu bulup çıkarmanın çarelerinin arandığı şu ortamda, Anayasa’yı düşünmek, Anayasa ile uğraşmak boşuna emek harcamak demek değil midir?

Ama, hayır ille de Anayasa?

Yusuf HALLAÇOĞLU Hoca, basına yansıyan beyanatında terçristbaşının çıkarılma çalışmaları yapıldığını, kısa sürede çıkarılabileceğini söylerken, her konuda, herkese, herşeyi söyleyen Başbakan  bu konuda gıkını çıkarmamaktadır. Galiba, Kasımpaşalılık ve yiğitlik bu konuda geçerli olmamaktadır.

MHP ce CHP’nin hassas kadroları Anayasa değişikliği konusunda bugüne kadar sürdürdükleri mücadeleyi daha da artırarak sürdürmelidirler. Gerekirse, Meclisten ayrılma pahasına da olsa, Anayasa’nın daha önce defalarca söylediğimiz maddelerinin, yani Milli ve Üniter yapıyı bozacak maddelerinin değişmemesi için sonuna kadar mücadelelerine devam etmelidirler.

Ülkenin çözülmemesinin son adımı Anayasa’nın değişmemesidir. Yoksa, mevcut iktidar bugüne kadar yaptıklarıyla zaten kuruluş ilke ve felsefenin temelini oluşturan Milli ve Üniter yapıyı değiştime konusunda ciddi bir mesafe kat etmiştir. Ama, bütün yapılanların son noktası ANAYASA’dır. Bugüne kadar yapılanlar, yeni bir iktidarla zor da olsa değiştirilebilir, ama, Anayasa değişirse, o zaman her iktidarın bu değişimi eski haline getirmesi sayı anlamında mümkün olamayabilir. Bu nedenle, mevcut meclis sayısı açısından Milli hassasiyeti yüksek olanlara büyük görevler düşmektedir.

Bu arada, bir konuyu daha hatırlatmakta yarar olduğunu düşünüyorum. Devletimizin Milli ve Üniter yapısını değiştirmek sadece MHP ve CHP’deki hassas güçlere düşmemektedir.

Peki, başka kime düşer dediğinizi duyuyorum.

Mecliste ve Meclis dışında, AKP’de de Milli ve Üniter yapının değişmesini istemeyen kadroların var olduklarını göstermeleri için zamanın bu zaman olduğunu düşünüyorum. Bu kadrolar, bugüne kadar yaşananlarda kendilerini haklı çıkaracak bir takım argümanlar ileri sürmüş ve gerçekten öyle düşünmüş olabilirler. Ama, devletin temel yapısının değişimi konusunda gösterecekleri tavır tarihi bir tavırdır ve sorumluluğu da tarihidir.

23 Nisan 1920’de  kurulan Birinci Mecliste de büyük kavgalar oldu ve birbirlerine en büyük ve ağır suçlamalarla yapılan hararetli tartışmalar oldu. Ama, nihai noktada ve daima SÖZ KONUSU VATANSA, GERİSİ TEFERRUATTIR demeyi bildikleri için bu ülkede Müslüman Türk kimliğimizle hala ve herşeye rağmen yaşamaya şimdilik devam ediyoruz.