Kasten yiyip içmek ve oruca aykırı işler yapmak orucu bozar. Bu işlerin bir kısmı hem yalnız kazayı ve bir kısmı da hem kazayı, hem de keffareti gerektirir. Unutarak bir şey yemek ve içmek orucu bozmaz. Bu hususta farz, vacib ve nafile oruçlar arasında bir fark yoktur. Çünkü unutma ve yanılma ile yapılan işler Allah tarafından bağışlanmıştır.
Yanılarak yemek yiyen bir oruçluya rastlanınca, bakılır: Eğer oruç tutmaya güçlü görülüyorsa ona oruçlu olduğunu hatırlatmamak, tercih edilen görüşe göre, harama yakın mekruhtur. Fakat çok yaşlı ve zayıf kimse olunca, diğer ibadetleri sağlam yapabilmesi için, ona hatırlatılmaz. Uykuya dalmış bir kimseyi, vakti geçmeden namaz kılmak için uyandırmak da bir görevdir. Uyuyan özürlü sayılır; fakat uyandırmayan özürlü sayılmayacağı için günah işlemiş olur.
Uyku halinde birşey yiyip içmek orucu bozar. Bu yanılma işi gibi sayılmaz. Oruçlu olduğu halde yemek yiyen kimseye Sen oruçlusun” denildiği halde, hiç aldırış etmeyerek yemesine devam etse, sahih olan görüşe göre, orucu bozulur ve ona kaza gerekir. Hata yoluyla yiyip içmek de orucu bozar. Bunun için, oruçlu olduğunu bildiği halde bir kimse, kasıt olmaksızın hata ile birşey yiyip içse, abdest alırken boğazından aşağıya su kaçsa veya ağzına yağmur ve kar taneleri düşüp miğdesine doğru gitse orucu bozulur ve kaza gerekir. Fakat oruçlu olduğu hatırında yoksa bunlardan dolayı orucu bozulmaz.
Ağıza su verip çalkaladıktan sonra ağızda kalan yaşlığın tükürükle beraber yutulması orucu bozmaz. Baş kısmından buruna inen akıntıyı kasten içeri çekip yutmak da orucu bozmaz.
Dişlerin arasından çıkan kan boğaza gidecek olsa bakılır: Eğer az olur da içeriye geçmezse, orucu bozmaz. Çünkü adet gereği bundan korunmak mümkün değildir. Çok olmakla beraber çoğunluğu tükürük teşkil ediyorsa, hüküm yine böyledir. Fakat çoğunluğu kan olur ve tadı duyulur bir halde veya kanla tükürük eşit bulunursa yutulunca oruç bozulur. Çıkarılan diş için de bu haller geçerlidir.
Yukarıda görüldüğü gibi İslam ve Fıkıh alimlerimiz Orucun inceliklerini gayet güzel ortaya koymuşlar,uygulaması ise biz Müslümanlara kalıyor. Ancak İslamın diğer şartlarını da ortaya koyduğumuzda, bazen bilinçsizlik, bazen inançsızlık sebebiyle sokaklarda birçok insanın Ramazan ayında İslama aykırı hareket ve davranışlar sergilemesi, bizleri etkilemez ama çocuklarımızı oldukça etkiliyor.
İslamın şartı beş, ancak Oruç yok, Namaz yok, para olmayınca Hac da yok, Zekat yok, arasıra belki birinden duyarsa Kelime-i Şahadet getirmekle Müslüman olunuyor, bu durum çok acı gerçeklerimiz. İnancımızın sacayakları sağlam olmayınca, Allah’tan korkmayan insanlar her kötülüğü yapabiliyor. Atalarımızın toptan Müslüman olması, bizleri hazıra kondurdu. Gördüğüm kadarıyla şekil Müslümanlığı çok daha ağır basıyor.
Neslimiz, İslamı kaynağından(Kuran-ı Kerimden ve Peygamber Efendimizin sünnet-i seniyesini iyi yorumlayan aydın alimlerden) özen göstererek yeniden okuyup, anlayarak İslamı yaşamaya çalışmalıdırlar. Gerçek İslam kaidelerini bilen ve uygulayan insanlar kimseye zarar vermezler. Dolayısı ile Cenneti dünyamızda, çevremizde de yaşamış oluruz. Herkese hayırlı Ramazanlar dilerim.