Muhasebe ve Tevbe-i İstiğfarla Yenilenmek

104

 

İçinde bulunduğumuz üç aylar mevsimi biz mü’minler için kazançlı bir zaman dilimidir. Üç aylar, nefis muhasebesi yapma, iç dünyamızla hesaplaşma, Yüce Rabbimize karşı kulluk görevlerimizi ve diğer insanlarla münasebetlerimizi gözden geçirme fırsatı sunmaktadır.

Allahu Teâlâ, Kur’an-ı Kerim’de;“Asra yemin olsun ki, insan gerçekten zarardadır. Ancak iman edip salih amel işleyenler ve birbirlerine hakkı ve sabrı tavsiye edenler başka”(Asr, 103/1-3) buyurmak suretiyle vakitler üzerine yemin ederek insanların dikkatini vakitlere çekmektedir. Yüce Allah, insanların zamanlarını dünya ve ahirette kendilerine faydalı olacak davranışlarla en iyi şekilde değerlendirmelerini istemektedir. Ayrıca yılın muayyen aylarını,gün ve gecelerini müstesna fırsat vakitleri olarak mü’minlerin istifadesine sunmaktadır.

Kur’an-ı Kerim’de; “Şüphesiz Allah, her şeyi gözetleyendir”(Ahzâb, 33/52) buyrulmuştur.  Öyleyse insan; daima Allah’ın kendisini görüp gözettiğinin, yaptıklarından haberdar olduğunun idrak ve şuuruyla hareket etmelidir. Böyle oluncada bu rahmet ve bereket iklimi üç aylar hayatımıza yeni bir düzen getirir ve bir bakıma hayatımızda bir milad oluverir. Zira mübarek vakitlerin kıymeti bilinir, muhasebe yapılır, tövbe istiğfarla, dua ve ibadetlerle, hayır hasenatla ihya edilirse, insan için kazanç vesilesi olur.

İnsanoğlu, zaman zaman nefsinin arzu ve isteklerine uymakta, şeytanın tuzaklarına aldanmakta; hayatın çeşitli meşguliyetlerine dalarak yaratılış gayesini, ölümü ve hesap gününü unutmaktadır. Bunun sonucu olarak da kulluk vazifelerini yerine getirmekte ihmalkâr davranmaktadır. Bunun için insanın, kendini sık sık hesaba çekmesi ve davranışlarını gözden geçirmesi gerekmektedir.Hz. Peygamber (s.a.s.), “Hesaba çekilmeden kendinizi hesaba çekiniz”(Tirmizî, Kıyamet, 14) buyurarak, her insanın ölmeden önce kendi kendisini hesaba çekmesi gerektiğini belirtmiştir.

İnsan, öldükten sonra mutlaka diriltilecek ve dünyada yaptıklarından hesaba çekilecektir. Hesap günü mal, mülk ve evladın fayda vermeyeceği (Şu’arâ, 26/88) çok zor ve dehşetli bir gündür. Kur’an-ı Kerim’de,“Ey insanlar! Rabbinize karşı gelmekten sakının. Hiçbir babanın çocuğuna hiçbir yarar sağlayamayacağı, hiçbir çocuğun da babasına hiçbir yarar sağlayamayacağı günden korkun!”(Lokman, 31/33)buyrularak, kıyamet gününün korkulması gereken bir gün olduğu ve o gün için hazırlanmak gerektiği bildirilmiştir.

Hesap gününün endişelerinden kurtulmanın yolu nefis muhasebesi yapmaktır. Muhasebe sayesinde kişi dünyada kendine çeki düzen verme, hatalarını düzeltme ve iyiliklerini artırma imkanı bulur. Nitekim Peygamber Efendimiz (s.a.s.)  şöyle buyurmuştur:  “Akıllı kimse,  nefsini muhasebe eden ve ölümden sonrası için çalışandır. Aciz de,  nefsini hevasının peşine takan ve Allah’tan temennide bulunan kimsedir.”(Tirmizî, Kıyamet, 26)

Muhasebe, insanın hata ve günahlarının farkına varmasını sağlar, insanda Allah’ın affına sığınma isteği uyandırır. Yaptığı hatalarından dolayı derin bir pişmanlık duyar, tövbe istiğfar ederek, nedamet gözyaşları dökerek günahlarından arınmaya çalışır.

Günahlardan kurtulmanın yolu, pişmanlık duyguları içerisinde içtenlikle Allah’a tövbe etmektir.  Allah’ın rahmetinden ümit kesmemek gerekir, çünkü O, tövbeleri kabul eden ve çok bağışlayandır. (Zümer Suresi, 53) Kur’an-ı Kerim’de,“Ey iman edenler! Allah’a içtenlikle tövbe edin. Belki Rabbiniz sizin kötülüklerinizi örter, peygamberi ve onunla birlikte iman edenleri utandırmayacağı günde Allah sizi, içlerinden ırmaklar akan cennetlere sokar…”(Tahrîm,66/8) buyrularak, samimiyetle tövbe edildiğinde Allah’ın günahları affedeceği bildirilmektedir.

Dünyada yaptıklarımızdan dolayı öldükten sonra pişmanlık duymamakiçin murakabe şuuru içerisinde bir hayat sürmeli, sık sık nefis muhasebesi yapmalıyız. Hesap günü, “Rabbim! Beni dünyaya geri gönder ki, terk ettiğim dünyada salih bir amel yapayım” (Mü’minûn, 23/99-100) diyenlerden olmamak için elimizde imkan varken kulluk görevlerimizi yerine getirmeye gayret etmeliyiz.Her yeni günü, özellikle içinde bulunduğumuz manevî kazanç mevsimi olan üç ayları, mübarek vakitleri bizlere sunulan bir fırsat olarak görmeli ve en iyi şekilde değerlendirmeliyiz.