Aydınlar Ocağı yurtdışındaki Türk topluluklarıyla yakın ilişkileri sürdürme gayreti içindedir. Nitekim, Prizren Türk Aydınları Ocağı 2000 yılında Ocak mensubu bir heyeti gidişiyle açılmıştı.
Bu defa da Prizren’de Filizler Atatürkçü Kültür ve Sanat Derneği’nin düzenlediği Atatürk’ü Anma Haftasında bulunduk. Filizler Derneği bu güzel faaliyeti 16 senedir yapıyor. Türkiye’den gelen Türk musikisi ve folklor gruplarının gösterileri oldukça dikkat çekti. Öğrenciler arasında çeşitli yarışmalar yapıldı. Bunun en dikkat çekici olanı Atatürk’ün gençliğe hitabesini okuma yarışmasıydı. Ayrıca film (Fetih 1453) gösterisini kapsayan bu faaliyetler, faaliyetlere katılma ve ilgi gerçekten sevindirici ve duygulandırıcı idi. Bu güzel faaliyetler çocuklarımızı sosyalleştirmekte, mensup oldukları Türk kültürünün özelliklerini onlara kazandırmaktadır.
Toplantılara Sayın Büyükelçimiz Songül Ozan’ın, Türk bakanımız Mahir Yağcılar’ın, Türk milletvekillerinin, Türk temsil heyeti başkanı Albayımızın ve görevlilerin katılması ve faaliyetlere destek olunması birçok güzel tablonun ortay çıkmasına vesile olmuştur. Prizren’de bizlerin de konuşmacı ve oturum başkanı olarak katıldığımız “Atatürk ve Balkanlarda Türkler” konulu açık oturum yapıldı. Aynı açık oturum Priştine’de Kosova Priştineliler Derneği ve Aydınlar Ocağı’nın ortak faaliyeti olarak gerçekleştirildi. Toplantıya iştirak ve ilgi burada da sevindiriciydi.
Priştine’de Türkçe ve Arnavutça eğitim veren bir ilkokulu ziyaret ettik. Bir sınıfta öğrencilerimize hediye kitaplar dağıttık ve öğretmenlerimizle görüştük.
Kosova’da yeni kurulan Prizren Üniversitesi’ni ziyaret ettik. Türk rektör yardımcısı Nuran Malta’dan bilgiler aldık. Öğrenciler ile de görüşme imkânımız doğdu. Kütüphanenin zenginleştirilmesi ve ihtiyaçlar üzerinde durduk.
Ayrıca geçenlerde Prizren’de trafik kazasında kaybettiğimiz, yüzlerce öğrenci yetiştirmiş idealist Türk aydını, mücadele kadını Müveddet Bako’yu da kabri başında andık ve ruhuna Fatihalar gönderdik.
Balkanlarda Büyük Sırbistan, Büyük Arnavutluk ve Büyük Bulgaristan rüzgarları esiyor. Bizdeki gibi ufalma ve egemenliği paylaştırma görülmüyor. Sırbistan’da 1200 kişi üzerinde yapılan bir araştırma da deneklere AB mi yoksa Kosova mı diye soruluyor. Verilen cevaplarda %68 Kosova çıkıyor. Bazı ülkeler genişleme yolunda dernekler kurduruyor.
Bu vesileyle açık oturumların açılış konuşmasında da belirttiğim bir hususa ele alalım. Kimlik konusunda üst ve alt kimlik tanımları bize uymamaktadır. Farklı milliyetlerden ve etnisitelerden yoğun göç almış Avustralya, Kanada ve ABD gibi ülkelerde bir şemsiye olarak üst kimlik kullanılabilir. Çünkü göç edenler önceden herhangi bir bağlarının olmadığı yabancı bir ülkeye gitmektedirler.
Bizde ise; Balkanlardan ve Kafkaslardan Türkiye’ye gelenler yabancı milliyet ve etnisite olmayıp dedelerinin vatanlarına dönmüşlerdir. Rumeli göçlerinde binlerce insan yollarda perişan olmuş ve çok kişi hayatını kaybetmiştir. Bu insanlar kolayına kaçar, bu kadar zorluğa katlanmadan Güneye İtalya’ya da göç edebilirlerdi. Ancak, onlar kendilerine hiç de yabancı olmayan kendilerinden önceki nesillerin vatanlarına dönmeyi tercih etmişlerdir. Bundan dolayı yukarıda saydığımız ülkelerin aksine, Türkiye’de birbirinden farklı etnisiteleri barındıran bir havuz ortaya çıkmamıştır. Daha ziyade tercüme kokan kavramları çok dikkatli kullanmak gerekmektedir.