Bu makale içinde Türk Gençliğinin bütün özelliklerinin belirtilmesi veya ortaya konması hiçte kolay bir durum değildir. Bu cümleden hareketle; gençliğin bazı önemli özelliklerini ortaya koymaya çalışacağız.
Türk Gençliği, milletimizin en dinamik gücü olduğundan, her zaman ve her yerde milletin ümidi ve geleceğinin teminatı olmalı ve olmaya da devam etmelidir. Bu önemli vazifeyi yerine getirebilmesi için kendini devamlı yenilemesi ve Türk hoşgörüsü tavrı içinde kalmalıdır.
Gençliğin sosyalleştiği ilk yer aile, daha sonra okul, iş hayatı ve son olarak da sosyal çevre olmuştur. Gençliğin yetişmesinde okul kadar ailenin de büyük rolü vardır. Aile, sosyal bir kurum olduğundan, gencin şekillenmesine büyük katkı sağlamakta. Anne ve babanın eğitim durumu , mesleği, çalışma ortamı, çevresi v.b. özellikleri, genç insanın sosyal hareketliliğini etkiler ve ona yön verir. Daha sonra, okul hayatı başlar ve bu eğitim kurumlarında da birtakım yeni bilgiler öğrenerek daha da sosyalleşir. Okuldan sonra iş hayatına atılan gençler, iyice tecrübe kazanır ve yaşadığı sosyal çevre içinde sosyal statü sahibi olur ve böylece çevreye ve dünyaya bakış açısı değişir.
Konuya başka bir açıdan bakacak olursak; gençliğe gereken önemi veren, 19 Mayıs 1919’u Türk Gençliğine armağan eden Mustafa Kemal’in, gençliğin nasıl yetiştirilmesi hususundaki görüşleri, dün olduğu gibi bugünde ilgililere ışık tutmaktadır. Mustafa Kemal’in arzu ettiği gençlik;çağdaş demokrasiyi içine sindirebilen, birtakım sloganlarla düşünmeyen, çağdaş ilim, teknik ve fen bilgilerine hakim, vatanı ve milleti için canını çekinmeden verebilen, ülke kalkınmasında birtakım fedakarlıklar yapabilen üstün yetenekli gençliktir.
Mustafa Kemal’in Türk Gençliğine Hitabeti’nde belirttiği gibi; gençliğin birinci vazifesi,Türk bağımsızlığını, Türk Cumhuriyetini sonsuza kadar korumak ve savunmak olmalıdır. Bunları yapabilmek için gençliğe şöyle sesleniyor: İhtiyaç duyduğun güç , damarlarındaki asil kanda mevcuttur diyerek, gençliğe hem yol gösteriyor , hem de ona değer verdiğini ortaya koyuyor.
21.Yüzyılın ilk çeyreğinde, Türk Gençliğinde olması gereken vasıf veya özelliklere gelince;her şeyden önce milli, manevi, tarihi ve insani vasıflar çerçevesinde birleşen ve Batı Kültür ü ve Medeniyeti karşısında , kendi kültür ve medeniyetine sahip çıkan, Türkiye üzerinde oynanan oyunları ve tertiplenen tezgah ve tuzakları fark edebilen, ülkü ve ideallerini hiç unutmayan ve onları devamlı yaşatan, Türk Tarihine bir bütün olarak bakan, sınıfçı ve bölücü olmayan, emperyalizmin her türlüsüne karşı çıkan, planlı ve programlı çalışan, vatanına, devletine ve milletine candan bağlı olan, ülke menfaatlerini kendi menfaatinden üstün gören, çelik yürekli, demir bilekli ,üstün yetenekleriyle düşmana korku salan, mazluma dost olan, büyüğünü sayan, küçüğünü koruyan ve seven , inisiyatif sahibi, korku nedir bilmeyen v.b. vasıflara sahip bir gençlik olmalıdır. Bu hepimizin gururlanacağı ve özlem duyacağı bir olaydır.
Konuya başka bir cepheden yaklaşacak olursak; yukarıda belirtilen vasıfların korunması için sağlam kafa sağlam vücutta olur düsturundan hareketle; Türk Gençliğini zararlı ve bağımlılık yapan madde ve unsurlardan mutlak surette korumalı ve gerekli tedbirler süratle alınmalıdır.
19 Mayısların izinle yapılabildiği şu günlerde, Türk Milletinin kimliksizleştirilmesi için yapılan çok yönlü çalışmalar ortadayken, Türk Gençliğine çok büyük görevler düşmektedir.
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!