Yüzeysel Gelişme Dikkat Çekici

83

 

 

Türkiye’yi gezdikçe, dikkatinizi en çok çekecek şey, yüzeysel gelişmenin gayet iyi olduğudur.
Dün adı Refah ve Fazilet olan bugünde AKP ile yoluna devam eden belediyeler, şehirlerimizi; cumhuriyet tarihinde görülmedik bir şekilde makyajladılar.

Erzak ve kömür yardımı ile sosyal belediyeciliği tarif eden bu anlayış, şehirciliğe de el atarak yeni yollar, bulvarlar, TOKİ ve yandaş müteahhitler eliyle uydu kentler, park ve bahçeler yaptı. Şehirler yeşillendi ve çiçeklendi.

Benim “sokak araştırmaları” dediğim usulde halkın sokak sokak değişkenlik gösteren ihtiyaç ve talepleri tespit edilerek; halk bu yönde tatmin edildi ve edilmeye devam ediyor.

Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz; düzenli olarak memnuniyet araştırması yaptırdıklarını ve halkın “adalet” hususu hariç büyük bir memnuniyet içinde yaşadığını söylüyor. Bana göre de doğru söylüyor.

Kamu hizmetlerine cebinden para ödeyerek katkıda bulunmayı sevmeyen Türk halkına; geçmişte muzdarip olduğu eğitim ve sağlık konularında hoşuna gidecek şekilde bir sunum yapıldı. Bunlara birçok husus ilave edilebilir.

Türk halkı, son 20 yıldır ömrü boyunca görmediği yüzeysel hizmeti aldı. Hızlı feribota ve trene bindi. Uçakla seyahat eder oldu.

Sabit ve dar gelirle yaşamayı kendine kader haline getirmiş olan Türk halkı; ayağına kadar getirilen park, bahçe, tramvay, metro, sağlık ocağı, aile hekimi, spor – yiyecek/içecek – tiyatro – sinema gibi sosyal tesislerden ve sübvanse ile sağlanan bedava hizmetten çok hoşnuttur. Ve bunu gerçek bir gelişme olarak algılamaktadır.

Buna birde kimseyi ayırt etmeden, iktidar mensupları tarafından gösterilen insani yakınlığı eklemek gerek. Yapılan işleri pazarlamanın en iyi yöntemi de başta cenaze ve düğünler olmak üzere, değişik topluluklarda gösterilen insani davranışlar oluyor. Bu iktidar partisinin yöneticilerini halk nezdinde yüceltirken, benzer davranışlar göstermeyen muhalefeti de zor durumda bırakıyor. Hatta iş muhalefet edenlerin kafasını karıştırmaya kadar gidiyor.

Türk halkı bu yüzeysel gelişmeden son derece mutludur. Çünkü ülkemizde büyük çapta yüzeysel bir değişim ve gelişme söz konusudur. Ve halk; gerçekle yüzleşmediği sürece, kendisine olumlu yansımaları olan bu yüzeysel değişimi sağlayan AKP’yi iktidarda tutmaya devam edecektir.

Halka bu yüzeysel gelişmeyi dikkat çekici bir başarı ile sunan iktidarı destekleyen güçler; Türkiye’ye ve Türk Milletine bu “yalancı bahar”ı yaşatırken nihai olarak neyi hedeflemektedir? Bu sorunun cevabı; memnuniyet içinde keyif çatan Türk halkına doğru bir şekilde anlatılmalıdır.

Bu anlatımın zorluklar içerdiğinden şüphe yoktur. Ancak her ne pahasına olursa olsun bu başarılmalıdır.

Ülkemizde ve etrafımızda yaşananlara, Türkiye’nin borçlanmasına, sanayimizin küresel güçlerin kontrolüne girişine, tarım ve hayvancılıkta meçhule gidişimize, yabancılara daha yüksek miktarda toprak satışına izin verilmesine ve herşeyin yolunda olduğuna dair yürütülen psikolojik propagandaya bakarsak, kese kağıdı gibi gümlemimize az kaldı demektir. Ama diyeceksiniz ki; kese kağıdını bilen mi kaldı?

Önemli olan şudur ki; Türkiye’nin ekonomik bağımsızlığı korunamazsa siyasal bağımsızlığı ve bütünlüğü de korunamayacaktır. Böyle bir sonuçta, bu günkü yüzeysel değişimin bir aldatma içeren makyajdan ibaret olduğu anlaşılacaktır. Ve “yalancı bahar”dan sonra “acı kış” gelecektir.

Yaşanan yüzeysel gelişmenin aldatıcı olduğu o kadar aşikardır ki; şehirlerimizin ve halkımızın temel sorunları kalıcılık içerir bir şekilde, çözümlenmemekte, buna karşılık psikolojik propaganda ile gözleri karartılmış insanlar günlük çözümlerle avutulmaktadır.

Örneğin, geçmişte Türkiye’nin karayollarına mecbur bırakılması gibi bugün enerjisi geri dönülmez bir şekilde dışa bağımlı hale getirilmiştir. Halkımız neyin pahasına doğalgazla ısındığının ve aydınlandığının ve de arabasının yürüdüğünün farkında değildir. Sağlık konusunda yüzeysel hizmetler gelişirken, toplumumuzun gün geçtikçe bozulan sağlığı göz ardı edilmektedir. Konut edindirme kampanyaları ile halkımız uzun süreli kredilerle borçlandırılmakta ve ülkenin geleceğine yönelik politikalara “istikrar bozulmasın” diye destek vermesi sağlanmaktadır. Daha neler neler!

Temel sorunlar her geçen gün ağırlaşırken bunlara bir de dış politikadaki Suriye gibi yanlışlar ile iç politikada “Yeni Anayasa” gibi tavizler eklenmek üzeredir.

Halk pembe tablolarla mutlu edilirken, altı oyulan koskoca bir Türkiye’nin, nelerle karşı karşıya olduğu yakın gelecekte daha iyi anlaşılacaktır.

Bu “yalancı bahar”ın devamı için, iktidar kendisini destekleyen iç ve dış güçlere taviz vermeye devam edecektir. İktidar yüzeysel gelişmeler sonucu oluşan “yalancı bahar” ile iktidarını sürdürmektedir. Bu tablo küresel güçlerin desteği ile devam etmektedir. Ta ki Türk Devletinden ve Türk Milletinden istediklerini alıncaya kadarda devam edecektir.

Bu yüzeysel gelişmenin, insanımızı memnun edişinin tarihimiz boyunca görülmedik bir düzeyde olması, muhalefetinde başarısını etkilemektedir. Onlarda bu oyunu fark edip, tedbirlerini bu gerçeklik üzerine almalıdır.

Yoksa bu yazdığım şeyleri iktidarda, muhalefette gayet iyi biliyor. Bilmeyen her halde Türk halkı… Belki o da biliyor da işine geldiği için bilmiyor ayağına yatıyor. Ne yapalım gene de yazmadan edemedim. Çünkü yüzeysel gelişme beni bile etkileyerek memnun ediyor.