1 Mayıs’tan / 3 Mayıs’a

145

Binlerce insan, 1 Mayıs’ta sokaklara dökülerek bizim milli yapımızla hiçbir ilgisi olmayan şeyleri dile getirip sokaklarda yürüdü.

Yer yer “fırsat bu fırsattır” diyen, ne idüğü belirsiz bir güruh, her zaman olduğu gibi etrafa saldırdı. Bunlar 1 Mayısçıların millet ve devlet düşmanlığını açık eden versiyonudur.

Emniyet güçleri de “aman ele güne karşı bir koz vermeyelim” diye elinden gelen gayreti gösterdi.

Bu ” 1 Mayıs” yıllardır ülkeme, milletime ve devletime karşı bir gövde gösterisine dönüşürde, milletim niye buna ses çıkarmaz, hiç anlamam…

Ancak bu ” 1 Mayıs” ve arkasına saklanmış zihniyeti, bu zihniyetin istikrarını ve sabrını kutlamak gerekir diye düşünüyorum.

Adamlar ister satılmış, ister inanmış olsun davalarını ısrarla sürdürüyorlar. Şimdide başımıza “Sosyalist Müslüman”ları çıkardılar.

Komünistler, sosyalistler, kürtçüler, etnik mikro milliyetçiler, sosyal demokratlar, çakma Atatürkçüler, liberaller, sosyalist müslümanlar, İslamcı kürtler velhasıl ne kadar Türk milletine düşman varsa, iplerini kopararak meydanlara koşup gelmişti.

Hep aynı terane; iş ve emek kavramları altında, Türk Milletine ve devletine bel altından vurmak.

Bütün gün televizyonlar bu görüntüleri verdi. Seyredende 75 milyon sahaya indi zanneder. Hep aynı psikolojik oyun… Gösteriyorlar ki; iktidarın alternatifi yine iktidarı ayakta tutan güçlerin desteklediği gayri milli bir yapı. Neymiş bunlar işçinin ve emeğin savunucusuymuş! Geçin bunları geçin…

“1 Mayıs” şemsiyesi altındaki güruh sokakta, Türk Milleti de evinde. Aman başıma birşey gelmesin! Kim ne yaparsa yapsın, ona dokunmayan yılan bin yıl yaşasın… Olmaz böyle olmaz. Yılan gelir seni canevinden sokup gider.

Bir defa bu memleketin fakiri, fukarası, işçisi, emekçisi, köylüsü, emeklisi, memuru; Türk Milletinin bizatihi kendisidir ve bu insanlar milli bir düşünceye sahiptir. Gariban olan, emeği hiçe sayılan, memlekete kınalı kuzu yapılan, üstünden karun kadar zengin olunanların hepsi, memleketimin milli düşünceye sahip temiz insanlarıdır.

Meydanlara çıkıp, sahiplerine mesaj vermek için gayri milli bir ağızla eşek gibi anıranların; işle ve emekle ilgisi yoktur. Sahipleri, onları yıllardır bankamatik hale getirmiştir. Bunların bir kısmı gafil diğer kısmı da doğuştan genetik olarak haindir.

Bunlara karşı milli düşünceye sahip olanların, onca farkındalığa rağmen, bu millet ve devlet düşmanları kadar ses çıkaramayışları ve organize olamayışları, üzerinde düşünülmesi gereken çok önemli bir konudur.

Maalesef, Türk Milletine ve devletine düşman olanlar; bu 1 Mayıs örneğinde olduğu gibi yaptıkları çalışma ile taraftarlarını canlı tutmakta ve amaçlarından da asla vazgeçmemektedirler.

Buna karşılık Türk aydınlarının, Türk Sivil Toplum Kuruluşlarının, Türk Sanatçılarının, Türk Memurlarının velhasıl milli olanların yaptıkları çalışmalar çok cılız kalmaktadır. Hele bunların bazılarının millet ve devlet düşmanları ile 1 Mayıs’a katılması ayrı bir hicran yarasıdır. O zaman adama sormazlar mı: nerede sizin farklılığınız? diye… 1 Mayıs’lara alternatif yaratamayan Türk Dünyasının, kutlamalara dahil olarak bir tuzağa çekildiğini düşünmekteyim. Yanlışa katılarak bir faydanın elde edilmesi mümkün değildir.

1 Mayıs’ı destekleyen güruh, normal zamanlarda değişik gündemle tekrarlanan, planlı bir çalışma içindedir. Kendi içlerinden yetişen fikir, sanat, kültür ve siyaset adamlarına büyük bir saygıları vardır ve davranışlarına bir tutarlılık hakimdir. Kurumsal itaat üst düzeydedir.

Milli düşünceye sahip olan ve benim milliyetçi olarak tanımladığım, milliyetsever ve vatansever insanlarda, Türkiye’nin her bir köşesinde bir gönül seferberliğine girişerek, Türk Milletinin varlığına ve Türk Devletinin bekasına kast etmiş bu güruhu geri püskürtmek zorundadır.

Türk Milletinin, Türk Milliyetçisi sıfatı taşıyan aydınları, sanat ve kültür adamları, siyasetçileri; 1 Mayısçılardan çok daha fazla etkili olmalıdır.

Bunun için memleket sathında hiç bir boşluğa meydan vermeden çalışılmalıdır. Türk Milliyetçiliği ve milli düşünceden kaynaklanan milli tavrın, bir savunma refleksi olmadığı ve aksine kaynağını Türk Uygarlığından alan bir gelecek oluşturmayı amaçladığı unutulmamalıdır.

Türk Milliyetçiliğinin ifade ettiği milli düşünce; Türk Milleti, Türk Dünyası ve vahşi sermaye tarafından ezilen ve mağdur edilen tüm insanlık için yeni bir düzen inşa etmeyi planlamaktadır. Bunun en güzel tarifi de “refah içinde yaşayan onurlu insan” hedefi ve arzusudur. Türk Milletinin sevdalıları bunu başarmalıdır ve inanıyorum ki başaracaktır.

Bu vesile ile Türk Milletinin 3 Mayıs “Türkçülük Bayramı” kutlu olsun. Cenab-ı Allah’tan da bu bayramı Türk Coğrafyasında, 1 Mayıslardan geri kalmamak kaydıyla büyük törenlerle gerçekleştirmeyi nasip etmesini dua ve niyaz ediyorum.