27 Nisan İnce Ayarı

93

İktidar Mensuplarının sık sık sığındığı bir beyan var: “Türkiye artık sabah erken kalkanın darbe yapabileceği bir ülke asla ve asla değildir.” Türkiye’de erken uyananın darbe yapabileceğini söylemek işi abartmaktır. Türkiye basit bir Üçüncü Dünya ve Afrika ülkesi değildir. Askeri müdahaleleri hiçbir zaman ülke sorunlarını çözecek bir yol olarak görmüyoruz; ama Türkiye’yi bazı Güney Amerika veya Afrika ülkelerine benzetme gayretlerini de yadırgıyoruz. Kendi kendimize haksızlık yapmayalım.

Askeri darbeler kadar dıştan kumandalı proje ve emirleri uygulama aracı olan sivil darbeleri, yazarı  dışarıda olan açılımları, uyum adı altındaki uydu yasalarını, yabancılara ve dini azınlıklara imtiyazlar sağlanmasını, Telekom gibi birçok kritik kuruluşun özelleştirilmesini, ekonomiyi her an krize sokabilecek cari açığın sıcak para girişleri ile karşılanmasını, özelleştirme adı altındaki yabancılaştırmaları, bankaların ve finans kuruluşlarının el değiştirmelerini nereye sokacağız? Küreselleştirilmenin sihrine kapılmış ve küreselleşme çağında milli menfaatlerin ve milliyetçiliğin yeri olmaz şeklinde düşünen, milli kimlikle kavgalı, bu yönde anayasa darbesi yapmaya hazır, etnik ırkçılığı tahrik eden yönetim zihniyetini bazıları gibi alkışlayacak mıyız?

Suriye devamlı gündemde… Aldığımız ödevin dışına çıkamıyoruz. Suriye’deki gelişmeler Türkiye için bir dönüm noktası olacaktır. Bugünkü ABD güdümlü politika Türkiye’yi genişleterek bölebilir. Buna da Yeni Osmanlıcılık etiketi takılır. Federal yapı, eyalet ve başkanlık sistemi bundan dolayı gündemdedir. Yine bol bol kullanılır ve atılırız. Olup bitenden de kazançlı çıkamayız. Özal, Irak’a müdahale ve işgal döneminde 1 koyup 3 almaktan bahsediyordu. Bunun tersi oldu.  Dışişleri Bakanımız Davutoğlu, Kuzeyden izin vermezsek ABD Irak’ı işgal edemez diyordu. Acaba sonuç ne oldu?

Bölgesinde ve sınırlarındaki gelişmelere son derece hassas olduğunu açıklayan anlayış, Suriye’ye müdahalede bu kadar istekli olmasına rağmen, Irak’ın kuzeyindeki terör ve ihanet yuvalarına müdahaleye neden pek istekli olmadı?

Türkiye, Barzani ile baş başa bırakıldı. Zorla milli çıkarlarımız ile ters dostluklar kurduruluyor.  Türkiye Irak’ta terörist olarak değerlendirilen Cumhurbaşkanı yardımcısı Haşimi ile Barzani’yi buluşturuyor. Muhalif sığınmacı kamplarındaki militanlar sınırı geçiyor, Esat birlikleri ile çatışıyor ve bize geri dönüyorlar. Türkiye terör ve istihbarat ajanlarının kaynadığı bir ülke oldu. Geçen günlerde Suriyeli sığınmacıların çadırlarında silah ve mühimmat bulundu. Zaten onlar da çatışıp geri döndüklerini söylediler.  Türkiye için tek sözde dost Barzani kaldı. Bize zorla nikâh kıydırılıyor ve Ortadoğu dönüştürülüyor.  Türkiye adeta bir müdahale üssü oldu.

Batı çıkarlarına hizmet ettiğin oranda mükâfatlandırılıyorsun. Hollanda’da Cumhurbaşkanımız madalya üstüne madalya aldılar. Peki, Türkiye’nin milli çıkarları ne olacak? Onu sözde dost ve müttefiklere mi havale edeceğiz? O zaman devlet kamu harcamalarını kıssın dışişlerine ne gerek var? Ortadoğu bölge ve ülkeler seviyesinde savaş ortamına girdi. Zaten Ordu ekonomik bir yük değil mi ?! Önce Jandarmayı kaldıralım, Türkiye’nin %92 sini kontrol eden birikimli jandarmanın yerine paralı asker mi ithal edeceğiz?

Cumhuriyetin akılsız dostları birilerine hep siyasi sermaye olmuştur. 28 Şubat’ın halktan kopuk ve uzak, Batıcı kadrosu bugünkü iktidarın yolunu açmıştır. Onlar dışarıdan icazetli, Türk milleti ile yabancılaşmışlardı. Türk milletinin milli ve manevi değerlerine o kadar uzaktılar ki… TSK’ni de asla temsil edemezler. Peki, 27 Nisan muhtırasını verenler, Dolmabahçe’de iktidarla ittifak kuranlar neyin peşinde idi? 27 Nisan iktidara %10 daha fazla oy sağlamadı mı? 28 Şubat demokrasiye ince ayardı da 27 Nisan e-bildirisi kimlerin ayarıydı? Bugün yapılanlar bir başka yönde ince ayar değil mi? Tarih ince ayarlarla mı geçecek? Bir köşe yazarının “Bu ülkede düzen değişmez; sadece üzen ile üzülen zaman zaman yer değiştirir” değerlendirmesi yanlış mı?

 

 

Önceki İçerikBaserabya Romanya’dır
Sonraki İçerikYeni Anayasa-1
Avatar photo
1944 İstanbul doğumludur. Orta Öğrenimini Maarif Kolejinde, yüksek öğrenimini İktisadî ve İdari Bilimler Yüksek Okul'unda tamamlamıştır. 1967'de İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'ne asistan olarak girmiştir. Ord. Prof. Dr. Z.F. Fındıkoğlu'na asistanlık yapmıştır. 1972'de "Bölgelerarası Dengesizlik" teziyle doktor, 1977'de "Orta Teknik Eğitim-Sanayi İlişkileri" teziyle doçent, 1988'de de profesör olmuştur. 1976 Haziranında yurt dışına araştırma ve inceleme için giden Erkal 6 ay Londra ve Oxford'ta inceleme ve araştırmalar yapmış, Doçentlik hazırlıklarını ikmal etmiştir. 1977 yılında hazırladığı "Orta Teknik Eğitim-Sanayi İlişkileri" isimli Eğitim Sosyolojisi ve Eğitim Ekonomisi ağırlıklı tezle Doçent olmuştur. 1988'de Paris'de, 1989'da Yugoslavya Bled'de yapılan milletlerarası UNESCO toplantılarında ülkemizi birer tebliğle temsil etmiştir. 1992 Yılında Hollanda'da yapılan Avrupa Konseyi'nin "Avrupa'da Etnik ve Cemaat İlişkileri" konulu toplantısına tebliğle katılmıştır. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi dışında dönem dönem Harp Akademilerinde, Gazi Üniversitesi'nde, Karadeniz Teknik (İktisadi ve İdari Bilimler Yüksek Okulu) ve Marmara Üniversitelerinde de derslere girmiştir ve konferansçı olarak bulunmuştur. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi İktisat Bölümü ve İktisat Sosyolojisi Anabilim Dalı Başkanı, Metodoloji ve Sosyoloji Araştırmaları Merkezi Müdürü, İstanbul Üniversitesi Senato Üyesi, Aydınlar Ocağı Genel Başkanı ve İstanbul Türk Ocağı üyesi olan Prof. Dr. Erkal'ın yayımlanmış ve bir çok baskı yapmış 15 kitabı ve 700 civarında makalesi vardır. Halen Yeniçağ Gazetesi'nde Pazar günleri makaleleri yayımlanmaktadır. Prof. Dr. Erkal evli ve üç çocukludur. Dikkat Çeken Bazı Kitapları : Sosyoloji (Toplumbilimi) (İlaveli 14. Baskı), İst. 2009 Orta Teknik Eğitim-Sanayi İlişkileri, İst. 1978 Bölgelerarası Dengesizlik ve Doğu Kalkınması,(2. Baskı), İst. 1978 Sosyal Meselelerimiz ve Sosyal Değişme, Ankara 1984 Bölge Açısından Az Gelişmişlik, İst. 1990 Etnik Tuzak, (5. Baskı), İst. 1997 Sosyolojik Açıdan Spor, (3. Baskı), İst. 1998 İktisadi Kalkınmanın Kültür Temelleri, (5. Baskı), İst. 2000 Türk Kültüründe Hoşgörü, İst. 2000 Merkez Binanın Penceresinden, İst. 2003 Küreselleşme, Etniklik, Çokkültürlülük, İst. 2005 Türkiye'de Yolsuzluğun Sosyo-Ekonomik Nedenleri, Etkileri ve Çözüm Önerileri (Ortak Eser), İst. 2001 Ansiklopedik Sosyoloji Sözlüğü (Ortak Eser), İst. 1997 Economy and Society, An Introduction, İst. 1997 Yol Ayrımındaki Ülke, İst. 2007 Yükseköğretim Kurumlarının Bölgelerarası Gelişme Farklılıkları Açısından Önemi ve İşlevleri, İTO, İst. 1998 (Ortak Araştırma)