Şikayetçiyim!

157

Hey koca tarih!
Gülmeyen bahtım, koruyamadığım tahtım, tutmayan ahtım adına özür bekliyorum.
Dağlarda kıl çadırlarda sürdüğümü saraylarda sürdürmeye uğraşıp, öksüz Türklüğümü cihana değiştirmeye çalıştığın için şikayetçiyim!!!

Yeni anayasa düzenlemelerine zemin arama uğruna kırk yamalı bohçalardan kim bilir küflenmiş daha neler çıkartılacak. Tarihin derin yazgısı seyre dalındığında kim kimden şikâyet edip, kim kime hesap soracak. Bir devlete adını veren milletin yalnızca ve yalnızca savaş alanlarında akla geldiğinin faturası kime kesilecek. Sen savaş! Ganimet bizleredür! Yemek içmek zevk-ü sefa senin ne haddine bre gafil! Dercesine elin tersiyle itilmek iktidar olanların muktedirliğindendir. Varsa bir sorun birkaç fil daha ekleyerek ancak çözüme ulaştırılır. Ey kadı zadeler bizde şikâyetçiyiz!

Psikolojim, sosyolojim, biraz da felsefem bozuldu, bu yüzden tarihten coğrafyadan şikâyetçiyim!

Beni alıp Altaylardan, Anadolu’da Kırk Haramilerin ortasına saldığın için şikâyetçiyim!
Kırk çerimi tamamlayıp azatlığıma kavuşacakken aniden bastıran yağmurdan şikâyetçiyim!
Katun kişinin otağında bağdaş kurmuş otururken hışımla kalkıp Roma’da esip gürleyen, atam Attila’dan değiştirdiği çağlar adına şikâyetçiyim!
Selçuklulardan, Türkmenlerin üstüne saldığı İğdişlere hakkını teslim etmediği için şikâyetçiyim!

Dünya ya hâkim olma hırsıyla aksaklığına bakmayan Timur’dan, görmeyen gözüne aldırmayan Yıldırım’dan şikâyetçiyim!
Ben zırhının şeceresini yazan Yavuz’dan Şah İsmail’den,
Bir gece ansızın şehzadeleri boğmak için kalkan cellâtların uykusuz kalışından şikâyetçiyim!

Sakarya kıyılarında evcilik oynayacakken Yunanlılarla, toz bulutu olup esen, hortumladıklarını Ege’de denize döken rüzgârdan şikâyetçiyim!

Dersim dört dağda ne arar? Bitlis’te neden beş minare var? Kütahya’nın pınarları neden akar? Antep gazi, Urfa şanlı, Maraş kahraman! Niye bu sandan yoksun Adıyaman? Şikâyetçiyim!
Giresun’un ardında büyük bir ordu, Kelkit vadisinde Gümüşhane, işgal görmediği halde en çok şehit veren illerin hakkı nerede? Şikayetçiyim!!!

Iğdır neden orucun Gökçeada’dan önce açar, ben yaklaştıkça Kıbrıs nereye kaçar? Kediyle kuyruğunu dalaştırmaksa maksat, daha ne malzemeler çıkar.

Hey koca tarih!
Gülmeyen bahtım, koruyamadığım tahtım, tutmayan ahtım adına özür bekliyorum.
Dağlarda kıl çadırlarda sürdüğümü saraylarda sürdürmeye uğraşıp, öksüz Türklüğümü cihana değiştirmeye çalıştığın için şikayetçiyim!!!