“HAÇLI ZİHNİYET ” hiçbir zaman, Müslüman Türk’ün Avrupa’daki ve Anadolu’daki varlığına tahammül etmemiştir.
Doğu Roma İmparatorluğunun merkezi olan İstanbul Fatih Sultan Mehmet tarafından fethedilip kapıları Müslüman-Türklere açılınca “Haçlı zihniyet kudurmuştur.”
Bu sebepten dolayı kilisenin kışkırtmaları ile tertip edilen “HAÇLI SAVAŞLARI” Türk Milletinin üzerinden eksik olmadı. Saldırı hala şu veya bu biçimde devam etmektedir. Bütün maksatları, Müslüman Türk’ü Avrupa’dan ve Anadolu’dan atmak, kurduğumuz kültür ve medeniyeti çökertmek, zengin, bereketli ve stratejik değeri yüksek olan vatanımızı paylaşmak İslam Dünyasını başsız bırakarak sömürgeleştirmektir.
“Haçlı zihniyet” karşısında, en büyük engel olarak daima Müslüman-Türk Milletini bulmuştur. Vatanınızı ve Milletimizi bölmek planları içinde hareket eden düşmanlarımız, devletimizi parçalamanın ince hesaplarını yapmaktadır. Bilhassa Ortadoğu’ya hakim olmak isteyen muhtelif renkteki Emperyalistler Doğu ve Güneydoğu Anadolu’yu kontrollerine alabilmek için çeşitli entrikalar çevirmektedirler.
ABD’nin, İngiltere’nin, Fransa’nın, Almanya’nın ve Rusya’nın Ortadoğu da menfaatleri çakışmaktadır.
Rusya “KARAÇAR” deli patronun vasiyeti icabı, mutlaka İstanbul’a, Doğu Anadolu’ya, İskenderun ve Basra Körfezine inmek istemektedir. Doğu ve Güneydoğu’da yaşayan Türk Aşiretlerini “KÜRTLEŞTİRMEK” için elinden geleni yapan Rusya kukla bir Cumhuriyet olan Ermenistan’ın başşehri Erivan Üniversitesinde Kürt Enstitüsü kurmuştur.
İngiltere vatanımızı bölmek için Rusya ile işbirliği yapmıştır, İngiltere 1800’lü yıllarda Doğu ve Güney-Doğu Anadolu’ya misyonerler göndermek suretiyle bölücülük faaliyetlerini ülkemizde gerçekleştirmeye çalışmıştır.
Fransa Orta Doğu’da etkili olmak için Ermeni ve Kürt meselesini en çok istismar eden devletlerin başında gelir. “Ermeni ve Kürt kardeştir” sloganını ısrarla işleyen Fransa Türkiye’nin başına birçok belalar açmış ve halende açmaya devam etmektedir.
Bu gün meclisinden geçirdiği bir kanunla “Ermeni Soykırımı yoktur diyenleri cezalandıracaktır”.
ABD’de bölgemizde boş durmamakta ve misyoner faaliyetleri ile yaraları kanatmaya devam etmektedir.
Çeşitli devletlerin ülkemizi bölmek hususunda ki tertipleri saymakla bitmez. Güneydoğu Anadolu da uydurma bir Kürt devleti kurma planlarının arkasında hep bu düşmanca niyetler yatmaktadır.
Şimdi biz yalnız propaganda ile yetinmeyen, vatan çocuklarını çeşitli tertip ve oyunlarla kandırıp silahlandıran, silahlı eşkıyalığa iten kahpe bir cephe ile karşı karşıyayız. Ermeni ve bölücü teröristleri açıkça himaye eden, Akan Türk kanına aldırmayan Türk’ün ve İslam’ın gözyaşlarını sadistçe bir zevkle seyreden oyunlar tertip eden sömürgeci emperyalistler apaçık ortadadır.
Diğer yandan ilmi ve Akademik çalışmalar adı altında gerçekleri gizlemek bölücü ve yıkıcı niyetlere destek sağlamak hala kitaplar yazılmakta, yayınlar yapılmakta bilhassa dıştan desteklenen bu faaliyetler yabancı ideolojiler kanalı ile yarayı büyütmeye çalışmaktadırlar. Bazı ahmak politikacılar, bazı satılmış yazarlar ve çizerler aldatılmış piyonlar milli ve mukaddes değerlere yabancılaşmış kadrolar, ajanlar misyonerler el ele vererek ülkemizi felakete sürüklemek istemektedirler.
Netice olarak belirtelim ki, Doğu ve Güneydoğu Anadolu her bakımdan Türk Milli Bütünlüğü içinde önemli bir yer tutmakta ve bu bütünlüğün ayrılmaz bir parçası durumunda bulunmaktadır. Bazı menfi durumlara rağmen Türk Devleti bu bütünlüğü her gün biraz daha güçlendirmek için elinden gelen gayreti göstermekte emperyalistlerin oyunlarını bozmak için mümkün olan her tedbiri almaktadır.
Bu arada Doğulu, Batılı, Kuzeyli, Güneyli her Türk vatandaşının da bu konuda sorumlulukları vardır.
Evet, uyanık olmalıyız hem de çok uyanık olmalıyız.
Unutmamak gerekir ki Türk Devletinin parçalanması sadece çeşitli renkteki “küfür cephesinin” işine yarayacaktır. Allah korusun böyle bir parçalanma olursa bundan sadece Türklük değil topyekûn İslam Dünyası zarar görür.