KCK – PKK

98

Hükümet’in son uygulamalarına bakacak olursak PKK konusunda 9 yılda yaptığı başarılı işlerden birisinin, KCK operasyonlarının olduğunu göreceğiz.
Hepimiz hatırlarız Türkçemizde meşhur bir tekerleme vardır, yumurtamı tavuktan çıktı, tavuk mu yumurtadan çıktı? Bunlar tabiî ki bizleri pek ilgilendirmiyor hangisinin, hangisinden çıktığı. Ama şu bir gerçek ki herkes KCK’yı, PKK nın şehir yapılanması olarak görüyor. Lâkin ben bu görüşlere katılmıyorum, nedenini sizlerinde aşikârane gördüğünüz gibi KCK operasyonları neticesinde gerek kırsal alanda ve gerekse büyük şehirlerdeki terörist faaliyetlerde hissedilir derecede büyük bir azalma ve çözülmeler var buda gösteriyor ki KCK besleyip büyütmez ise PKK nın yaşama şansı yok.
Bunun ana nedenlerinden birisinin, operasyonlar neticesinde tutuklanan KCK’lı lar dan sonra örgütün başsız ve beyinsiz kalmasına bağlayabiliriz. Hatta ileriki günlerde de göreceğimiz gibi bu tutuklananlardan bir kısmı itirafçı bile çıkacaktır. Büyük şehirlerimizde gömülü bulunan silahların çıkarılması bizleri bu konuda maalesef haklı çıkarıyor. Aynı zamanda yapılan baskın ve operasyonlar neticesinde finans kaynaklarına büyük ölçüde darbe indirildiğini hep birlikte şahit olacağız. Bombalar, sigara ve uyuşturucu kaçakçılığı gibi…
Bundan yirmi sene kadar önce rahmetli Alpaslan Türkeş’te buna benzer ama çok daha detaylı şekilde operasyonlarla PKK nın bitirilebilineceğini söylemişti, fakat o günkü iktidar yetkilileri bunun tam tersini yaptılar. Bu durumda şunu gösteriyor ki hem Türkiye’nin yirmi senesi ziyan, hem de binlerce insanımıza gerçekten çok yazık oldu. Ekonomik olarak kayıplarımızda bu işin cabası.
Yalnız şunu da belirtmemiz gerekir ki eğer bundan sonraki süreç çok iyi ve akıllıca kullanılmazsa inanın ki Türkiye de şartlar çok daha çetin ve vahim olarak gelişme kaydedecek. Hükümetin bu zamana kadar uyguladığı bazı saçma sapan akıl dışı teşebbüs ve yaptırımlar, ülkemizi nerdeyse dönüşü olmayan bir yola sürüklüyordu. Daha birinci kürt açılımı ( Milli birlik, Demokratik açılım!!!) hafızalardan silinmeden Başbakan Yardımcısı sayın Beşir Atalay tekrar açılımlardan bahsetmeye başladı. Halbuki en azından geçmiş süreçten ve gelişen olaylardan bir ders çıkarılmalıydı. Hatada ısrar etmek, belki kişilerin egosunu tatmin eder ama, mevzu bahis memleket meselesi olunca affedilmez ve kaçınılmaz hatalara sebebiyet verebilir…
Şu da bir gerçek ki yapılan her yanlış bir söz, konuşulan her hatalı kelime karşı tarafı aşırı bir şekilde cesaretlendirip, küstahlaştırıyor. Onun için gerek siyasi konuşmacılar, gerekse bürokratlar ağızlarından çıkan söze çok dikkat etmeleri gerekiyor.
Hele, hele suyun ve petrol’ün bulunduğu bir coğrafyada yaşıyorsanız sadece bulunduğunuz bölgeyle değil; iştigal alanınız bütün dünya olmalı…

Önceki İçerikDemokrasi ve İslam – 2
Sonraki İçerikYunus’tan Mülhem Kardeşlik Üstüne
İdris Türkten 1 12 1949 tarihinde Tokat/Artova da doğdu. İlkokulu Artova Gaziosmanpaşa ilkokulunda, Ortaokul ve Liseyi Turhal da okudu. Berlin Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği bölümünün 2. Sınıfından ayrıldı. Kocaeli Petkim Petro Kimya Fabrikasından emekli oldu. Ülkü Ocakları ve Milliyetçi Hareket Partisi teşkilatlarının her kademesinde görev yaptı. İYİ Parti Kocaeli İl kurucuları arasında bulundu ve İYİ Parti yönetim kurulunda bir dönem görev yaptı. Halen Kocaeli Aydınlar Ocağı İdari Sekreterliği görevini yürütmektedir. Editörlük ve güncel Köşe Yazarlığı yapmaktadır. Biri kız, iki erkek evladı var.