Milli Güvenliğimiz Kalmadı !

89

 

Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, “Milli Güvenlik” dersinin kaldırılma amacıyla ilgili “Hiçbir ülkede milli güvenlik dersi gibi bir ders yok. Sadece Polonya’da savunma eğitimi ismiyle bir ders bulunuyor. Hiçbir ülkede askerlerin derse girdiği bir uygulama yok. Bu yönleriyle de AB bizi çok eleştiriyordu. Doğrusu biz de değişen dünyaya bu vesileyle ayak uydurmuş oluyoruz” diyerek bu dersin kaldırıldığını kendisi gibi düşünenlere müjdeledi.

Ayrıca milli güvenlikle ilgili konuların; sosyal bilgiler, tarih, Atatürk ilke ve inkılap tarihi, vatandaşlık gibi dersler içinde işleneceğini belirtti. Bugün müfredatta olmasına rağmen nelerin işlendiği meçhul. Anlayacağınız, iş öğretmenin fikriyatına kalmış durumda.

Bildiğiniz gibi içte ve dışta bir takım kesimlerin ana hedefi, Türk Milletinin varlığını ortadan kaldırmaktır. Elbette bunu başarabilmek o kadar kolay bir şey değildir. Türk Milletini ve onun vatanını yok etmek, her türlü şartta imkansızdır. Ancak böyle olmasına rağmen yine de bunu gerçekleştirmek için dahili ve harici bir takım güçler; olağanüstü bir uğraş verirler. Aynen bugün olduğu gibi…

Türk Milletinin ve vatanının binlerce yıldır en baş koruyucusu ve kollayıcısı, bağrımızdan çıkardığımız Türk Silahlı Kuvvetleri’dir. Öyleyse Türk Milletinin ebedi düşmanlarının birincil ve en önemli hedefi; bu koruyucu ve kollayıcıyı etkisizleştirmek ve mümkünse gücünü sıfırlamaktır.

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin en büyük dayanağı, Türk Milleti ile kurduğu manevi ilişkidir. “Her Türk Asker Doğar”, “Ordu millet” deyimleri ve benzerleri bu ilişkiyi en iyi şekilde tarif eder. Bu manevi ilişki koparsa her şeyin sonu gelmiş demektir.

İnsan denen canlıyı hareket ettiren sahip olduğu ruhtur. Ruhsuz bir beden, bir cesetten farksızdır. Onun için ruhu etkisizleştirmek, insanı yok etmek demektir. Bir süreden beri planlı çalışmalarla, Türk Milletinin ruhu yok edilmek istenmektedir.

İçinden Türk milleti ile kurduğu manevi değerleri çekip alınmış bir Türk Ordusu; hangi yüksek teknolojideki silaha sahip olursa olsun, ruhunu kaybetmiş olmasından dolayı gücünü yitirmiş demektir.

Türk Ordusuna yönelik ve adına Ergenekon, Balyoz, Poyraz vs. denilen türlü davalarla yürütülen psikolojik savaş, bedelli askerliğin kabulü ile belli bir noktaya taşınmış ardından da Cumhuriyet tarihinde emekli de olsa bir Genelkurmay Başkanı’nın tutuklanması ile taçlanmış ve 19 Mayıs’ın hiçlendirilmesi ile sürerek, iş milli güvenlik dersinin kaldırılmasına kadar gelmiştir. Bugün Türk halkı ile Türk Silahlı Kuvvetlerinin arasını açmak için gözle görülen yoğun bir planlı faaliyet vardır. Dersim isyanı ve faili meçhul cinayetler konusunda Türk Ordusu’nun suçlu ilan edilmeye çalışılması gibi…

Türk Milleti; Türk Ordusunun kıyafetinden, yürüyüşünden, askeri musikisinden, tankından topundan tüfeğinden uçağından ve ay yıldızlı al sancağından büyük zevk alır, onu görmek, ona dokunmak ve onu hissetmek ister. Bu kadın olsun erkek olsun her bir Türk evladına, büyük keyif verir.

İşte milli güvenlik dersi, gençlik çağındaki evlatlarımıza bu hissin verildiği ve kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerinin yine kahraman bir mensubunca tanıtıldığı derslerdir. Başkasında yokmuş, varsın olmasın! Onlar asker mi doğdular, onlar bir ordu milletin mensubu muydular? Biz Türkler, ordu bir milletin doğuştan asker evlatlarıyız.

Times gazetesinde, Türkiye’nin; çatışmaların büyümesi halinde Suriye’nin hava üsleri ve cephaneliklerini vurabileceği söylentilerinin yoğunlaştığı ve PKK’nın şehirlerdeki yandaşlarını silahlandırdığının istihbarat birimlerince de kabul edildiği bu günlerde; Türk Silahlı Kuvvetleri ile Türk Milleti arasına duvar örmek yada aradaki ruhsal bağlantıyı kopartmakta neyin nesi oluyor? Vatan, millet, bayrak, inanç kavramlarının olmadığı, paralı lejyonların düştüğü hal, tarih sayfalarında yazıyor. Bu sebeple kim Türk Silahlı Kuvvetleri ile Türk Milletinin arasına bir duvar örmeye kalkıyor ya da ruhsal bağı kopartmaya çalışıyorsa, biliniz ki; Türk milletine tuzak kuruyor ve düşmanlık ediyor demektir.

Türk Milletinin mensupları şunu iyi bilmelidir ki; Türk Milleti ile Türk Devleti ve kurumları üzerinde, Türklüğü yok edici bir oyun oynanmaktadır. Hele bu takiyyecilerin zaman zaman “Türk” sözcüğünü de telaffuz etmeleri çok komik kaçmaktadır. Bu sebeple siz siz olun, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne olan bağlılığınızı, sevginizi ve saygınızı hiçbir zaman yitirmeyiniz. Bu kadar çok Türk düşmanının olduğu bir dünyada, milli güvenliğimizin her zaman bizim için hayati önem derecesine sahip olduğunu unutmayın. Türk Milletinin; ilk ve esas mektebi ailesidir ve mutlaka aile içinde çocuklarınız, akrabalarınız ve dostlarınızla milli güvenlik meselelerini, aklınız ve bilginiz yettiğince paylaşın ve her daim geleceğimizin teminatı olan Peygamber Ocağımız Türk Silahlı Kuvvetleri’ne sahip çıkın. Unutmayın ne olursa olsun, Türk Milleti demek Türk Ordusu, Türk Ordusu demek Türk Milleti demektir.