Türkiye nüfusunun çok önemli miktarını gençler oluşturuyor. Siyasi partiler ve siyaset yapmayı düşünenler bu nedenle projektörlerini gençlere çevirmek zorundalar.
Çocuklarımız dünyaya gözlerini açtıktan sonra hangi ortamda yetişiyor, kişilikleri nasıl şekilleniyor ve gelecekten beklentileri neler… Bütün bunları ve burada zikredilmeyenleri, siyasetçilerimiz; eğer başarılı olmak istiyorlarsa iyi bilmelidir. Artık siyasetçilerin, kendilerini gençlerin yerine koyarak empati yapmaları bir ihtiyaç haline gelmiştir.
Gençlerimizi anlamayan, onlara hitap etmeyen ve gençlerin gelecekteki beklentilerini karşılayacağına dair ümit vermeyen, siyasetçilerin ve siyasi partilerin başarılı olması mümkün değildir.
Türkiye ve dünya artık eskisi gibi değildir. Gelişen bilişim ve iletişim teknolojisi dünyayı ufaltırken insanın düşünce yapısına da değişik etkiler yapmıştır. Bu nedenle dünyayı ve Türkiye’yi eskisinden çok daha iyi bir şekilde mercek altına alarak tanımaya çalışmalı ve gençleri iyi anlamalıyız. Bunu yapamayan siyasi partilerin ve siyasetçilerin başarılı olması bir rüyadan ibarettir.
Gençleri; eskimiş fikirlerle, edebi sözlerle ve sloganlarla kolayca kazanmanın yolları artık tükenmiştir. Bu yolla ve duyguların sömürülmesi ile elde edilecek gençler, hiçbir zaman siyasi partilere iktidar olmak için yeterli olmayacaktır.
İçine interneti de alan yazılı ve görsel medya, toplum üzerindeki psikolojik oyunları icra eden çok önemli bir araç haline gelmiştir. Gençler nüfusumuzun medya ile ilgilenen en önemli kesimini oluşturmaktadır. En azından internet iletişimi gençler arasında azımsanmayacak ölçüde çok yaygındır. Artık gençlerin eli her türlü bilgiye kolayca ulaşabilmektedir. Onları yönlendirmek, aldatmak ve fikir empoze etmek eskisinden çok daha zorlaşmıştır. Ancak eğitimsiz, işsiz, güçsüz ve siyaset üzerinden geçinmek isteyenleri kolayca elde edebilirsiniz.
Yönetim azınlığın çoğunluğu idare etmesi şeklinde belirir ama günümüzde bu azınlık sayısal olarak artmaktadır. Bu sebeple gençlerle, eskisinden çok daha güçlü bir şekilde el ele tutuşmak ve buna anaokullarına giden çocukların siyasetçi, babası, amcası, dayısı, dedesi gibi idolü olmaya kadar indirmeyi başarmak zorundasınız. Gençleri çocuk yaştan itibaren yönetici azınlığa dahil etmediğiniz sürece artık başarı mümkün olmayacaktır.
Günümüzdeki iktidar, ülke genelinde yerel yönetimlerdeki başarısını 18. yıla taşımıştır. AKP zihniyetince İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediyelerinin kazanıldığı yıl doğan çocuklar, bugün seçmen olma yaşına erişmişlerdir. O günden bu yana, bu çocuklar siyasette iktidar olarak hep R.T.Erdoğan, A.Gül, B.Arınç, C.Çiçek gibi figürleri görmüşlerdir. Bu siyasetçiler, onların bugüne kadar geçen ömürleri süresince önlerinde bulunan etkili siyasetçilerdir. İktidar okullara ve üniversitelere hakim olmuş, ders kitaplarına girmiş, devlet bütçesini ve iktidar imkanlarını gerektiğinde oportünist kararlarla kullanmış ve ne kadar kendisine yandaş olunursa o kadar imkana kavuşabileceği imajını gençlere vermiştir.
Böyle uzun süreli ve güçlü bir halk desteğine sahip iktidara karşı başarılı olunmak isteniliyorsa, mutlaka gençleri anlamalı, onlara dönük politikalar oluşturulmalı ve gençlerle birlikte siyaset yapılmalıdır. Böyle bir siyaset anlayışı; ülkemizin, milletimizin ve devletimizin geleceği açısından da büyük önem taşımaktadır. Çünkü aktif siyasete kazandırılacak veya desteği alınacak gençler yarınlarda ülkemizin siyasi kadrolarını veya seçmenlerin çoğunluğunu oluşturacaktır.
Kabul edelim ki; bir insan için yaşamsal sorunların çözümü ve daha iyi bir hayat beklentisi öncelik taşır. Çoğunluktan idealizm beklemek, insanın ve hayatın gerçeklerine ters düşer. Onun için gençlerin aş, iş, okul, konut, sosyal yaşamla ilgili taleplerini karşılamak gerekir. Bu hususlardaki karamsarlık ve ümitsizlik onları siyaseten başka mecralara sürükleyebilir. Günümüzde yaşananlar bunun en iyi örneğidir.
Siyasi partilerimiz ve siyasetçilerimiz ortalama vatandaşın ve yarının ortalama vatandaşlarının tercihi olma mücadelesini vermelidir. Eğer siyasette başarı ve siyaset sahnesinde uzun süre etkili aktör olunmak isteniyorsa gençlerle olan bağ kuvvetlendirilmelidir. Günümüz iktidarı bunu yapabilmek için her yöntemi kullanmaktadır. Bunu yapmaz ya da yapamazsanız kendi çöplüğünde öten horoz olmaktan öteye gidemezsiniz.
Siyasetçiler gençleri kazanmak için onlara karşı samimi olmak zorundadır. Çünkü gençler artık doğru ile yanlışı kolayca anlayabilecek düzeydedir. Eğer kendilerini kullanmak için yaklaştığınızı ve doğrulara yönlendirmediğinizi hissederlerse, sizden hemen uzaklaşmaktadırlar. Birde gençlerle paylaşmak gerekir. Daima onları kullanmak veya onlara kullanıldıkları duygusunu vermek, gençlerle siyasetçiler arasındaki bağı koparmaktadır. Bu nedenle siyasetçiler ve siyasi partiler gençleri asla bir hamal gibi görmemelidir.
Uzun lafın kısası, ülkemizdeki genç nüfusu anlamayan ve onlara hitap etmeyen ve de onların desteğini kazanmayan siyaset anlayışları başarısız olacaktır. Gençleri siyasete; siyasetçi veya seçmen olarak doğru bir şekilde adapte etmeyen siyasi partiler ve siyasetçiler ülkemizin, milletimizin ve devletimizin geleceğini tehlikeye atıyor demektir. Siyaseti dizayn edenler benim bunları niçin yazdığımı çok iyi biliyor. Birde halkım bilse, zincirleri nasıl kıracağımızı işte o zaman herkes görecek.