İçimizdeki Beyinsizler

95

Kimi gazeteler, son olayları anlatırken, öyle bir üslup kullanıyorlar ki, şaşmamak mümkün değil.

Geçmişte ve günümüzdeki olayları, öyle bir anlatıyor, tasvir ediyorlar ki, sanki ortada mazlumlar ve onlara zulmedenler var!

Hiçbir devlet, vatandaşını incitmek, vatandaşına zarar gelsin istemez. Vatandaşını rahatsız etmek, dara sokmak, güç duruma düşürmek; kısaca hiçbir devlet; vatandaşın kılına dokunmak istemez. Başkasını da dokundurtmaz.

Hiçbir aklı başında devlet, vatandaşıyla karşı karşıya gelmez. Onunla sürtüşmeyi temenni etmez. Onun nefretini kazanmak gibi bir gaye gütmez.

X

                    Devlet, bindiği dalı hiç keser mi?

                    Çünkü devlet vardır, varsa milleti

 

                    Duvarları olmayan binaya, gerekir mi hiç çatı?

                    Öyle nahoş bir mekanda, sürebilir mi saltanatı?

     

                    Ama vatan, millet ve devlet aleyhinde

                    Bir faaliyet gösteren, varsa sinsice

 

                    Böylelerine takılacak, şüphesiz kelepçedir

                    Denir mi buna, devletin halka bu ettiği nedir?

 

                    Hele bir de varsa serde, ülkeyi bölmek emeli

                    Demezler mi buna, sen ne yapıyorsun behey deli?

 

                    Üstelik, dışardan üflenişe, oluyorsa ma sadak

                    Giderek, kalmaz mı ülkenin parçalanmasına ramak

 

                    Olayın, acıklı zahir görünüşüne, esefle baktırarak

                    Doğru mudur, duygu sömürüsü ile halkı devletten soğutmak?

 

                     Sebebin sebebine bakmadan, yürütülen fikir

                     Başka değil, dış güçlere ancak, cesaretler verir

 

                     Basiret odur ki, takılıp kalmaz zahire

                     Düşünüp taşınıp bakar olur, hep ahire

 

                     Türkiye’nin talihsizliği, işte burada

                     Kendi devletini suçlayanlar, hep ortada

 

                     İçinde bu kadar haini olan, başka devlet yok

                     Batı’da, insanımızı ayartmak için servet çok

 

2349

 

                     Ne boş hayaller uğruna, yazık ki, tutuluyor eteği düşmanın

                     Düşünülmüyor ki, geçmez eline bir şey, sonunda pişman olanın

 

                     Gerçi, unutur bu millet; kendisine ihaneti bile

                     Eder havale Allah’a, o ne güzel İlahi terbiye

 

                      Yalnız, bir şeye öyle inanırım ki, kesinkes

                      Allah bu milletle beraber, bilsin bunu herkes

 

                      Nasıl dilleri varır, bu devlete iftiraya?

                      Tutulmuşçasına, önü alınmaz bir sar’aya!

                  

                      Alınmak isteniyor bugün, Milli Mücadele’nin rövanşı

                      Çok şükür uyandı millet, bu kin dolu, düşmanca tavra karşı

 

                      İçimizdeki beyinsizler yüzünden, ey ulu Allah’ım!

                      Varsa da herkes gibi, benim de, bir ömür boyu günahım

 

                      Hiç olmazsa değilim, vatanı peşkeş çekenler gibi asla

                      Son vatan parçasından, etme bizi mahrum, onlara kıyasla

 

                      Gerçekten inanıyorum ki, bu vatan aziz ve mübarek

                      Kursaklarında kalacak emelleri, bilmeleri gerek

Önceki İçerikYerli “Sarkozy”ler
Sonraki İçerikMillete Adalet Vekiline Kalkınma
Avatar photo
1944 yılında İstanbul'da doğdu. 1955'de Ordu ili, Mesudiye kazasının Çardaklı köyü ilkokulunu bitirdi. 1965'de Bakırköy Lisesi, 1972'de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünden mezun oldu. 1974-75 Burdur'da Topçu Asteğmeni olarak vatani vazifesini yaptı. 22 Eylül 1975'de Diyarbakır'ın Ergani ilçesindeki Dicle Öğretmen Lisesi Tarih öğretmenliğine tayin olundu. 15 Mart 1977, Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünde Osmanlıca Okutmanlığına başladı. 23 Ekim 1989 tarihinden beri, Yüzüncü Yıl Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünde Yakınçağ Anabilim Dalı'nda Öğretim Görevlisi olarak bulundu. 1999'da emekli oldu. Üniversite talebeliğinden itibaren; "Bugün", "Babıalide Sabah", "Tercüman", "Zaman", "Türkiye", "Ortadoğu", "Yeni Asya", "İkinisan", "Ordu Mesudiye" ve "Ayrıntılı Haber" gazetelerinde ve "Türkçesi", "Yeni İstiklal", "İslami Edebiyat", "Zafer", "Sızıntı", "Erciyes", "Milli Kültür", "İlkadım" ve "Sur" adlı dergilerde yazıları çıktı. Halen de yazmaya devam etmektedir. Ahmed Cevdet Paşa'nın Kısas-ı Enbiya ve Tevarih-i Hulefası'nı sadeleştirmiş ve 1981'de basılmıştır. Metin Muhsin müstear ismiyle, gençler için yazdığı "Irmakların Dili" adlı eseri 1984'te yayınlanmıştır. Ayrıca Yüzüncü Yıl Üniversitesi'nce hazırlattırılan "Van Kütüğü" için, "Van Kronolojisini" hazırlamıştır. 1993'te; Doğu ile ilgili olarak yazıp neşrettiği makaleleri "Doğu Gerçeği" adlı kitabda bir araya getirilerek yayınlandı. Bu arada, bazı eserleri baskıya hazırlamıştır. Bir kısmı yayınlanmış "hikaye" dalında kaleme aldığı edebi yazıları da vardır. 2009 yılında GESİAD tarafından "Gebze'de Yılın İletişimcisi " ödülü kendisine verilmiştir.