Türk vatanının Avrupa Birliğine feda edilmesini hudutlarımızın kaldırılmasını ve bu milletin bu topraklar üzerindeki milli hâkimiyetinin kaldırılmasını isteyen beynelmilelcilerin “Avrupa isminde bir müşterek vatan kurulmalıdır” diyerek Avrupa Birliğine girme arzuları her geçen gün artmaktadır. Ancak Avrupa Birliğine üye devletler kesinlikle bizi Avrupa Birliğine almayacaklar. Çünkü Avrupa Birliği aynı zamanda bir Hıristiyan Birliğidir de.
Vatan demek tek bir milletin yurdu demektir. Bu ezeli ve ebedi hakikati anlamak için vatan mefhumunun ilmi tarifini hatırlatalım.
Eğer vatan denilen şey bir kuru topraktan ibaret olsaydı, birçok milletler için müşterek bir vatan tasavvur edilebilirdi. Fakat vatan topraktan ibaret değildir. Toprak vatan mefhumundan ancak bir unsurdan ibarettir. Bir memleketin kuru bir coğrafi saha vaziyetinden milli bir vatan haline yükselmesinde ferdin bütün insanlık haklarını temin eden yer olmak gibi içtimai ve siyasi vasıfların bile hiçbir tesiri yoktur. Tabiat güzelliği ve toprak zenginliği dünyanın her yerinde bulunabileceği gibi insan ve siyasi haklardan istifade imkânı da bir toprağın vatan sayılmasına sebep değildir. Çok defa insanlar en zalim idarelerle en ağır haksızlıklar altında bile vatan mefhumuna can vermekte tereddüt etmemişlerdir.
Toprağın vatanlaşması için mukaddesatla, maneviyatla, tarihle ve ataların kemikleriyle yoğrulmuş olması lazımdır.
Vatan kelimesi atalar toprağı, ataların kemikleri, bulunan toprak olarak anlatılır.
Vatan kahramanlarını, mabetlerini, milli bayramlarını, dini ilahilerini ve mukaddes toprağını bir sur içinde saklayan beldedir. Vatandaşın canı, namusu, dini ataları ve her türlü hakları ancak bu surun içinde emin olduğu için vatan demek sade bir kuru toprak demek değil. Ferdi o toprağa bağlayan manevi bağlardan oluşan bir vatandır. Vatan sevgisi atalarını, dinini, namusunu ve insanlık haklarını tek bir mefhum içinde sevmekten başka bir şey değildir.
Bu milli hassasiyetler Türk zekâsının dokuz asırdan beri muhtelif sanat sahalarında vücuda getirdiği büyük eserlerle hakkın kalbinde yer tutan şeylerden meydana gelen bir vatandır. Vatanın topraktan ibaret olamayışı işte bundan dolayıdır. Toprak unsurunun yanında bazen Dede Efendinin bir bestesi veyahut minarelerinde ezanların susmadığı bir ses, bazen Süleymaniye gibi bir cami, bazen Fatih’in bütün azametiyle sığmış olduğu mütevazı bir türbe, bazen eski bir kumaş parçası veyahut bir çoban kavalı, bir tulum sesi, kemençe sesi, davul, zurna sesi bir vatan parçasıdır.
Eğer yaşamak istiyorsak unutmamalıyız ki vatan mefhumunun mukaddesatıyla maneviyatını soymak onu çırılçıplak kuru bir toprak haline getirmektir. Vatan topraklaşınca millet vatansızlaşır. Türk vatanını Avrupa Birliğine peşkeş çekmek isteyen soysuzların maksadı işte budur.