Avustralya’da Batı Trakya Türkleri

100

Türkiye ve Balkan Türkleri açısından Avustralya kıtası çok uzak bir ülkedir.

Türkler ,ortaya ivedilikle konması gereken sebeplerden dolayı tarih boyunca daima göç etmişlerdir. Bu göçler neticesinde bir çoğu gittikleri bölgede bir süre sonra din de değiştirerek asimile olmuştur.

Türklerin içinde bulunduğu bu durum gerçekten, Türkler açısından ibret alınacak üzücü bir durumdur.

Türkler,  gurbet ellerde asimilasyonunun yanında kendi öz topraklarında uğradığı asimilasyonlarda ayrı bir inceleme konusudur.

Avustralya kıtasına toplu halde göç eden ilk Türklerin İngiliz pasaportu taşıyan “Kıbrıs Türkleri” olduğu vurgulanır. Bunlara daha sonra Türkiye’den ve Türk Dünyasından göçlerde eklenmiştir.

Nihayetinde de Balkan coğrafyasından da,  Batı Trakya Türkleri 1969 yılında Yunanistan’dan Avustralya’ya göç etmeye başlarlar.

Batı Trakya Türklerinin, Yunanistan’dan kalkıp Avustralya’ya göç etmesinin temel nedeni 1923’te imzalanan Lozan Anlaşması’ndan beri sistematik bir biçimde sürdürülen Yunan baskılarıdır.

Batı Trakya Türkleri; 1980 yılından bu yana AB üyesi olan Yunanistan tarafından kendilerine uygulanan ağır çalışma şartları ve buna karşılık elde edilen gelirin azlığı nedeniyle ailelerini geçindiremeyerek meçhul bir ülkeye yani Avustralya’ya doğru 1969 yılında yola çıkmışlardır.

Yunan hükümetleri, Batı Trakya Türklerinin eğitimini engelleyerek onları cahil bırakmaya çalışmış, sosyal ve dini hayatı baskı altında tutmuş ve ekmek paralarını kazanmalarını engellemiş ve bunlarda yetmemiş,  vakıf ve gayrimenkullerine hukuka ve uluslararası anlaşmalara aykırı bir şekilde el koymuştur.

Hal böyle olunca, bir çok Batı Trakya Türkü kapağı dünyanın dört bir köşesine atarak çareler bulmaya çalışmıştır.

Batı Trakya Türkleri’nin  Avustralya macerası hakkında geniş bilgi edinmek isteyenler Feyyaz Sağlam’ın Avustralya Batı Trakya Türkleri Derneği Yayınları arasında çıkan “Avustralya’da Batı Trakya Türkleri” kitabından faydalanabilirler.

Bu kitabın içinde, Türk Dünyasının diğer bölgelerinde olduğu gibi bir çok hüzün dolu gerçek hikaye ve bu hikayelere ait bilgi ve belgeler bulunmaktadır.

Günümüze gelip baktığımızda, Türkiye Cumhuriyeti hükümeti; başta Balkanlar olmak üzere bütün Türk Dünyasında, Türklere ait vakıf ve gayrimenkullerin gasbına ses çıkarmazken, kendi ülkemizde hayali beyannamelere dayalı olarak sözde azınlık vakıf ve gayrimenkullerini, azınlık denilen gruplara bol keseden dağıtmaktadır.

Eğer Yunanistan; Batı Trakya Türklerine ait vakıf ve gayrimenkullerine el koymasaydı, bu gün Batı Trakya Türkleri kendi topraklarından göç etmek zorunda kalmayacaktı. Batı Trakya Türklerinin, geçmişte sahip olduğu vakıf ve gayrimenkuller eğer ellerinde kalsaydı bu varlık onları Yunanistan’ın en zengin kişileri yapardı.

Belki de başta Avustralya’da yaşayan Batı Trakyalı Türklerin ilk doğan çocuğa verdiği “Özlem” adı her şeyi tek başına ifade ediyor.

Türk dünyasının gurbet ellerde de olsa, toprağına, yurduna, milletine, vakıflarına kişisel haklarına, diline, dinine sahip çıkma “Özlem”i gerçekten vardır.

Bu “Özlem” mutlaka giderilecek, sorunlar ve sınırlar ortadan kaldırılacak, Türk milleti nerede varsa orada bir Türk gibi yaşamaya devam edecektir.

Onun için; sizlerde vakıf ve gayrimenkullerine el konulduğu, eğitim hakları engellendiği ve çocuklarının ekmek parası için Avustralya’ya göç etmek zorunda kalan Avustralya’daki Batı Trakya Türklerini unutmayın. Ama siz siz olun, onların el konulan vakıf ve gayrimenkulleri için ses çıkarmayanlara da bunu niçin yapmadıklarını,  mutlaka sorun.