Amasyalı Olmak

93

“ŞİMDİ Sahip olduğumuz DEĞERLERİ, Tam Olarak tanıyor muyuz,? Diye sorduktan sonra;

“Amasya Halkı;  Vatan Müdafaası, Dinin Muhafazası, Devletin Bekası uğruna savaşanları bağrına basmakla iftihar eder. DİYEREK Mustafa Kemali AMASYA’ya davet eden HACI HAFIZ TEVFİK EFENDİ’yi;

Aynı Hacı Hafız Tevfik Efendinin; ZİLE TABUR Komutanı Albay Toydemir’în; BELDESİNDE DÜŞÜNCE ve TAVSİYELERİ BENİMSENEN ŞAHSİYETTİR” dediği; İngilizlerin ise; “Müttefiklere karşı ÇIKAN bir SARIKLI” olarak tanımladıkları; ama SADECE BİR DİN Adamı Değil bir SOSYAL SİYASET ADAMI olan; 

Zile İsyanında, Komutana İSYANCILARLA YÜZYÜZE GÖRÜŞMEYİ ve aldatıldıklarına inandığı bu insanlara gerçekleri doğrudan söylemeyi öneren, Komutanın muhalefetine rağmen bunu başaran ve İsyancıların Silah bırakmalarını daha fazla KAN DÖKMEDEN temin eden ve bu yönüyle bir ASKERİ STRATEJİ Uzmanı da olan HACI HAFIZ TEVFİK Efendiyi;

Aynı Şekilde; ADI HALİFE OLSUN PADİŞAH OLSUN, KİMSENİN ÖNEMİ KALMAMIŞTIR. MİLLETİN GELECEĞİNİ YİNE MİLLETİN AZİM VE KARARI KURTARACAKTIR  Diyerek; BİR ANAYASA İLKESİNİ CAMİ Kürsüsünden haykıran ve daha sonra 22 Haziran Amasya Genelgesine ve ilk Türk ANAYASASINA geçen bu ilkeleri ilk telaffuz eden bir SİYASET ve KAMU HUKUKU Bilim adamı olan Abdurrahman Kamil Efendiyi; 

Aynı Abdurrahman Kamil Efendinin, daha sonraki AMASYA Ziyaretinde, KÖSTEĞİNİ Tutarak, HOCAM CENNETİN ANAHTARI Burada mıdır? Diyen Mustafa Kemal’e;  PAŞAM CENNETİN ANAHTARI Sizin Öğrettiğiniz şu yeni harflerdedir. İşte onlar insanımızı ve sizi de cennete sokacaktır diyerek Yaygınlaşan Okuma Yazmanın ne büyük anlamı olduğunu esprili bir şekilde telaffuz eden, bir filozof bir eğitimci olan ama sadece AMASYA Müftüsü olarak bildiğimiz Kamil Efendiyi, ATATÜRK’ün ELİNİ ÖPTÜĞÜ İki Din Adamından birisi olan Abdurrahman KAMİL EFENDİYİ

Ve AMASYA’da TÜRK DEVLETLERİNİN ÜÇ KEZ KURULMASINA VESİLE OLAN; ŞEHZADE MEHMET OLAYINI; Timur’un; Padişahını da ESİR alarak YIKTIĞI OSMANLI DEVLETİ ON YILLIK ARADAN SONRA Şehzade Mehmet Tarafından AMASYA’da Yeniden Kurulmasını; 

Osmanlı’nın bu yeniden kuruluşunda, DİRİLİŞİNDE, can alıcı nokta AMASYA’da mevcut olan BİLİM SEVİYESİ olduğunu; Amasya’ya bir bilim heyeti geldiğini, her biri kendi alanında zirveye ulaşmış, Horasanlı, ON AYRI DALDA Ünlü On Bilim ADAMI’nın, PİR SÜCUADDİN İLYAS-I HALVETİ HAZRETLERİNİN Başkanlığındaki AMASYA BİLİM HEYETİNE On adet Sual TEVCİH Ettiklerini; On adet DOĞRU cevap aldıklarını ve karşıt ON ADET SUALİ İse cevaplayamadıklarını. Bunu Timur’a anlattıklarını ve;  “BU AMASYA İŞTE BÖYLE BİR YER. BİLİM SEVYESİ BİZDEN İLERİDE”.  Dediklerini;

Bunun üzerine  Timur’un;  “KİMİ VALİ İSTERLERSE ONU GÖNDERİN”  fermanı üzerine ŞEHZADE MEHMET’in geri İSTENİLDİĞİNİ ve Bolu’ya sığınmış olan Şehzade Mehmet’in  Amasya’ya döndükten sonra OSMANLI’yı YENİDEN KURDUĞUNU.!.. 

Evet, AMASYA’mızın işte böyle bir BİLİM, İLİM ve İRFAN seviyesine sahip olduğunu, anlatmıştım. 

Biraz daha eskilere giderek son bir olayı daha dikkatlerinize sunmuş;  AMASYA Müzesinde bulunan MUMYALARI’ın, bir İLHANLI KRALİYET Ailesi mensupları olduklarını!..  Şimdi İSLAMİYET’te mumya yapmak günahken  onların adeta tapınacak bir varlık olarak göz önünde bulunmalarını İslamiyet doğru bulmazken, MUMYALARI Yapanların bu konudaki açıklamalarının; “BİZ BUNLARI TAPINMAK İÇİN YAPMADIK. ÇOK SEVDİĞİMİZ Bu AİLEYİ UNUTMAMAK İÇİN YAPTIK”. Dediklerini ve bu mantığın SEKİZ ASIR önce işlediğini oysa bu gün bile BAZI ÇEVRELERİN Çok zor kabul edeceği bir olgu olduğuna dikkat çekmiştim.

Ve işte AMASYA,  bilmediğimiz demiyorum. BİLDİĞİMİZ ama üzerinde çok düşünmeden geçtiğimiz ŞEHZADELER ŞEHRİ, İLİM İRFAN YUVASI, ÇAĞDAŞ DİN ADAMLARININ YURDU;

Bir ANADOLU  OXFORDU. Güzel AMASYA, Şanlı AMASYA!…

Soracaktık KENDİNİZE; Memleketimi ve ÜLKEMİ Tanıyor muyum? SEVİYOR muyum?  İNSANIMI Seviyor muyum?

ŞEHZADELERİN oraya neden gönderildiklerini araştıran ve eski İSTANBUL Milletvekili olan TOKATLI;  Dr. Alaaddin BÜYÜKKAYA ne diyordu? .-

ŞEHZADELER AMASYA’YA; ADALET VE MUSİKİ ÖĞRENMELERİ İÇİN, KADİRŞİNASLIK ÖĞRENMELERİ İÇİN, ADALET ÖĞRENMELERİ İÇİN,  gönderilmişlerdir. 

Bir yanda dini eğitim alırken diğer yandan da ÇAĞDAŞ MÜSPET İLİMLERİN EN ÜST DÜZEYİNE ULAŞMALARI İÇİN Şehzadeler bu ANADOLU’nun OXFORD’una gönderilmişlerdir. 

Bunlar Şehzadelere Okullarda Öğretilemez miydi? Hayır bu yetmiyor!.. Okullar yetmiyor. Bunları HALKIN YAŞAM BİÇİMİNDE, YERLEŞİK DEĞER YARGILARINDA, KENDİ ARALARINDAKİ İLİŞKİLERDE  YAŞAYARAK GÖRMEK LAZIM.

Amasya’da o gün de bu gün de bu değerler vardır. Dedikten sonra; bir AMASYALI’nın GENLERİNDE, KANINDA, kültüründe bu duyguların var olduğunu ama belki bunları göremediğimizi belirtmiştim.

Şimdi kendi kendimize sormak gerekiyordu; ADALET DUYGULARIMIZ GELİŞMİŞ Mİ?  MUSİKİ, bizim de GÖNÜL TELLERİMİZİ TİTRETİYOR MU? Biz de, KADİRŞİNAS MIYIZ?  Kadir kıymet biliyor muyuz? Haddimizi biliyor muyuz?  Kendimizi eğitmiş, yetiştirmiş miyiz? Müspet ilimlerden, çağdaş düşüncelerden nasibimizi almış mıyız?

AMASYA’yı, Türkiye’mi, memleketimi ve ÜLKEMİ ve daha da önemlisi İNSANIMIZI BİZ DE TANIYOR muyuz ve SEVİYOR muyuz?

Bütün bunlara; EVET!.. Diyebiliyor muyuz?  Cevabınız kocaman bir;  EVEEET!. İse,  o zaman söylebilirdik, rahatlıkla; “BİZ AMASYALIYIZ!”

İŞTE Şimdi buradan, tam da buradan devam etmek istiyorum.

Bizim ÖZELLEŞTİRME konusundaki yazılarımızı, Türk ÖZEL SEKTÖRÜNDE BÜYÜKLER için; “ŞUNLARI, ŞUNLARI YAPMIYORSANIZ, SİZ ARTIK BÜYÜK DEĞİLSİNİZ” diyerek ve bunu bizzat kendilerine, terbiye hudutları içinde söylediğimizi, haykırdığımızı da hatırlayacaksınız.

Şimdi bir şey için daha haykırmak istiyoruz.

“AMASYALI OLMAK” Diye başladık ama bunlar aslında ÇORUM’lu  BİNGÖL’lü,  MARAŞ’lı olmak için de geçerli  kurallardır.

Bakınız ne diyorduk; SEVMEK GEREK, Sevmek için TANIMAK GEREK. Tanıyacak ve Seveceksin… Ama kuru kuruya SEVMEK de yetmiyor. Daha doğrusu SEVDİĞİNİ göstermek gerek!.. BU DA VERMEKLE OLUR!…

Doğduğun Yeri, Tanıyacaksın, SEVECEKSİN ve VERECEKSİN. Maddi ve Manevi VERECEKSİN!..  Veren EL Üstündür. VERECEK ve Kazanacaksın!..

Kuru kuruya;  “BEN MEMLEKETİMİ ÇOK SEVİYORUM”  demekle olmuyor.  Sevdiğini göstermek için oraya bir şey vereceksin.  EMEK vereceksin, PARA vereceksin, ZAMAN vereceksin.

Bir CAHİDE Halamız vardı; EŞİ için derdi ki; BU Mehmet VAR YA, Beni ÇOK severmiş, HANIM, YEMEK YAP, Çamaşır Bulaşık YIKA, Çocuk Doğur, Ona sen BAK; Ben seni çok seviyorum!… Ve sesini yükseltirdi CAHİDE HALA: “ADAM, ADAM SEN BANA NE VERİYORSUN?..” Boynuma bir şey mi taktın, bana YAT KAT bir şey mi aldın?  DERDİ….

Cahide HALA Bunları söyler ve bizleri güldürürdü. Ama aslında söylediklerinde bir gerçek payı vardı: SEN BANA NE VERDİN?.

Şimdi Memleketimiz de bize böyle HAYKIRIYOR, Tamam ben sana gençliğini verdim, kültürünü verdim. Öğündüğün hasletlerini verdim. PEKİ, YA SEN BANA NE VERDİN?

Memlekete ne verilebilir ki?  Demeyiniz.. Bakınız NELER VERİLEBİLİR.

  • Birincisi PARA verirsin, oraya PARA GÖMERSİN, YATIRIM YAPARSIN. Sonunda sen kazanacaksın.
  • İkincisi VAKİT ZAMAN VERİRSİN, gider gelirsin, TANITIM ETKİNLİKLERİEN Katılırsın..
  • Üçüncüsü, EMEK verirsin, SORUNLARININ Çözümü için GAYRET Gösterirsin.

Dahası, dahası var.. Ama bütün bunları YAPMAK İÇİN, Yine ÖNCE ORALARI gerçekten tanımak gerekir.  Biliyor musunuz? Ne AMASYA Sizin Bırakıp geldiğiniz, O ESKİ AMASYA’dır, Ne de ÇORUM!.. Ne de ELAZIĞ, ne  SİVAS!. Gidin GÖRÜN!.. Yeni İŞ imkânları çıkmış, yeni potansiyel doğmuştur. Siz gitmezseniz, başkaları gelir ve bu imkânları alır elinizden.

Örnek mi istiyorsunuz?  Buyurun, AMASYA’da OTEL-PANSİYON Yatak sayısı, 3-5 yıl öncesine göre ON KATINA çıktı ve bu gün YER YOK!..

Gelen Turist Sayısı ON KATINA ÇIKTI, belki LÜKS değil ama MAKUL, BUTİK OTELLERE, Şirin LOKANTA’lara, CAFE’lere ihtiyaç var.

AMASYA için, daha çok TURİSTİK GEZİ ORGANİZASYONLARINA İhtiyaç var. (Bizim AMASYA’daki TURİZMCİLER hala, oradan dışarıya TUR Yapma hevesi içindeler ve çarelerini arıyorlar. Uyanın, uyanın Millet ORAYA daha çok gelmek istiyor. 

OTEL ve Lokantalarınızı TEMİZ ve Fiyatlarınızı MAKUL Tutmaya Bakın,

Daha YARATICI olun, Alternatifleri Arttırın. YEREL HEDİYELİKLERE ve Tanıtıcı HATIRA EŞYALARINA Önem verin!..

Herkese SELAM,  SEVGİ ve SAYGILAR Sunuyorum.