Dua -4

105

Biz isteyeceğiz Allah yapacak !

Müslümanlar ne yapacak?

Rahatlarını bozmayacak keyiflerini kaçırmayacaklar.

Bu kafayla çok daha Müslüman kanı akar !

Ağlamaktan gözpınarları kurur !

Peygamberimiz Allah katında tüm insanların vede peygamberlerin en değerlisi olmasına rağmen müşriklerin bin bir çeşit sıkıntılarına göğüs gerdi.

Dişi kırıldı.

Kan revan içerisinde kaldı.

Birçok sahabe malını canını feda etti.

Ama oturdukları yerden Ya Rabbi sen zalimleri kahret.

Bizide sıkıntıya sokma diye …

Allaha sipariş vermediler.

Günümüz Müslümanları istisnaları tenzih ederim.

Kendilerini peygamberden vede sahabeden üstün mü? Görüyorlar ki !

Hiçbir fedakârlık yapmadan her işi Allahtan bekliyorlar.

 Bekliyorlar ama görüldüğü gibi olmuyor işte.

Her sene Hacda,

Her ay umrede milyonlarca müslüman ,

Çeçenler Filistinliler için,

 Dünya nın her tarafında zulme uğrayan müslümanlar ,

Hatta tüm insanlar için dua ediyorlar .

Ama zalim zulmetmeye mazlumlarda inilemeye devam ediyor.

Kâbe’ nin hatırı içinde desen Peygamberin ve ashabının hatırı içinde desen de !

Fiili dua olmadan kavli dua olmuyor.

Savaşta oku(topu ) atarsında Ya Rabbi atması benden isabet ettirmesi senden dersen,

Allah duanı kabul eder topta hedefe isabet eder.

Tıpkı Seyit Onbaşının Çanakkale’de 250 kg’ lık top mermisini sırtlayıp namluya sürdükten sonra ,

Ya Allah deyip ateşlemesiyle ,

Düşman zırhlısının denizin dibini boylaması gibi.

Günümüz Müslüman’ı topu atmadan düşman donanmasının denizin dibine batmasını bekliyor.

Buda zalimlerin işine yarıyor.

Görüldüğü gibi Ya Rabbi sen düşmanları kahret demekle düşman kahrolmuyor.

Düşmanın kahrolması yanı duanın kabulü mermiyi namluya sürerken dua etmeye bağlıdır.

Bugün kü müslümanların yaptığı iş çobanın sarayın tavanında deve aramasına benzer.

İbrahim Ethemden bir anekdot:

Bilindiği üzere İbrahim Ethem 

Belh sultanı iken bir gün sarayda kuştüyü yatakta uzanır cennet hayal eder.

Bu esnada sarayın tavanından birtakım sesler duyulur .

Bunun üzerine İbrahim Ethem” Kim var orada?”

Diye seslenir.

Gelen ses “Ben bir çobanım develerimi kaybettim onları arıyorum” der.

İbrahim Ethem hiddetle ;

“Bire sersem develerin orada ne işi var?” deyince

 Çoban:” Sen sarayda kuştüyü yatak ve koltuklarda her türlü lüks zevk ve sefa içerisinde cenneti arıyorsun bu oluyor da benim yaptığım mı olmuyor?” Cevabını verir.

Bunun üzerine İbrahim Ethem bunun İlahi bir ikaz olduğunu anlar.

 Hak etmeden cennetin kazanılamayacağının farkına varır gerisi malum …

Bugünkü müslümanların dualarıyla,

O günkü İbrahim Ethem’in hayelleri arasında ne fark var?

İbrahim Ethem bir tıkırtıyla uyandı.

Ama bizler top sesleriyle bile uyanmıyoruz!

Evet, Hz Ali(ra)nin ifadesiyle bir gün bu gafletten uyanacağız ama çok geç olacak.

Allah (cc) bizlere tez zamanda uyanmayı nasip etsin .

Haftaya dualarımız neden kabul olmuyor?