Türk Korkusu

125

Türk’ten ne varsa elde, adım adım hep dışarı,
          Atan el Türk’ü dışarı; haşarı mı haşarı.

 

          Türkler ki, olmuş bu vatanın kurucu lokomotifi,

          Asırlar boyu, her alanda olmuş, her rolün aktifi.

 

          Türkü, Türk’ten gelir, Türk’ün söylediği demektir,

          Türk’ü yıkmaya, Türkü’den başlamak boş emektir.

 

          Tabii olan dillerin konuşulması, haktır

          Resmen sahip çıkan devlet; batmaya müstahaktır.

 

          Çünkü yoktur Devlet katında; küçüğü büyüğü Hakk’ın,

          Resmen hak talep etmesi; hakkıdır her unsurdan Halk’ın.

 

          O kapıyı açmaya görün, artık zordur kapatması,

          Her gün ayrışmanın; artık kaçınılmaz olur artması.

 

          Ademi Merkeziyet, yani otonomi, derken yerel yönetim,

          İstiyor ki Dünya: Tüm hükümetleri edeyim, bir bir denetim.

 

          Nitekim, değişmeli diyerek, yirmi iki ülke sınırları,

          Dinlemiyor ne ittifak ne müttefik, kırıyorlar hatırları.

 

          Nitekim, işte karşımızda duruyor, kanlı Irak tecrübesi,

          Sırada Suriye, hedef İran, Amerika bu işin ebesi.

 

          Fakat dostlar! Çevremizde olup bitenler, işin şaşırtması,

          Amaç Türkiye olunca; ABD’nin, gerçeği karartması.

 

          Arslan Bulut’un dediği gibidir; Resmî dil’e ait gerçek:

          Ortak dili geliştirmekle yükümlüyüz; eğer Devlet isek.

 

          Ana diller, doğal seyriyle varlığını sürdürecek,

          Nasıl geldiyse bugünlere, yarınlara da erecek.

 

          Olur; gerçekten muktedir bir devletin, ancak tek bir Resmî dil’i,

          Yoksa, dağılıp kalır Babilliler gibi, dört bir yana serpili.

 

          Adamlar pervasız; açıkça, diyorlar ki bölünün!

          Türkiye çok büyük! Eyaletler şekline bürünün!

 

          Dahası; üstüne üstlük, bir de para pul veriyorlar,

          Utanmazlığa bak: Hâlâ ne duruyorsunuz? diyorlar…

 

          Gizlisi saklısı yok bunun; işte geliyor “Böl” kredisi!

          Değil insanlar; şaşkın buna Avrupa’nın köpeği kedisi.

 

          İstekleri, öyle gizli saklı bir şey değil hiç,

          Varsa yoksa azınlık dayatması, değil hariç.

 

          Ya askerin dimdik, kendine has vakarlı millî duruşu,

          Tedirgin ediyor Batıyı, teröre azimli vuruşu.

 

          Batı’nın Türk korkusu, öyle işlemiş ki, ta kalbin içine,

          Kurtulamıyor ne yapsak ne etsek, ve hattâ gitsek de Çin’e.

 

          Oysa her millete; Türklerden gelmiş sadece iyilik,

          Hz. Ali diyor: Öyleyse bekle, onlardan kemlik!

 

2 Ocak 2009

Önceki İçerikSanalkurs.net; “Ne yapabileceğini göster!”
Sonraki İçerikTürk Dünyası Hakkında Genel ve Özet Bilgiler
Avatar photo
1944 yılında İstanbul'da doğdu. 1955'de Ordu ili, Mesudiye kazasının Çardaklı köyü ilkokulunu bitirdi. 1965'de Bakırköy Lisesi, 1972'de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünden mezun oldu. 1974-75 Burdur'da Topçu Asteğmeni olarak vatani vazifesini yaptı. 22 Eylül 1975'de Diyarbakır'ın Ergani ilçesindeki Dicle Öğretmen Lisesi Tarih öğretmenliğine tayin olundu. 15 Mart 1977, Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünde Osmanlıca Okutmanlığına başladı. 23 Ekim 1989 tarihinden beri, Yüzüncü Yıl Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünde Yakınçağ Anabilim Dalı'nda Öğretim Görevlisi olarak bulundu. 1999'da emekli oldu. Üniversite talebeliğinden itibaren; "Bugün", "Babıalide Sabah", "Tercüman", "Zaman", "Türkiye", "Ortadoğu", "Yeni Asya", "İkinisan", "Ordu Mesudiye" ve "Ayrıntılı Haber" gazetelerinde ve "Türkçesi", "Yeni İstiklal", "İslami Edebiyat", "Zafer", "Sızıntı", "Erciyes", "Milli Kültür", "İlkadım" ve "Sur" adlı dergilerde yazıları çıktı. Halen de yazmaya devam etmektedir. Ahmed Cevdet Paşa'nın Kısas-ı Enbiya ve Tevarih-i Hulefası'nı sadeleştirmiş ve 1981'de basılmıştır. Metin Muhsin müstear ismiyle, gençler için yazdığı "Irmakların Dili" adlı eseri 1984'te yayınlanmıştır. Ayrıca Yüzüncü Yıl Üniversitesi'nce hazırlattırılan "Van Kütüğü" için, "Van Kronolojisini" hazırlamıştır. 1993'te; Doğu ile ilgili olarak yazıp neşrettiği makaleleri "Doğu Gerçeği" adlı kitabda bir araya getirilerek yayınlandı. Bu arada, bazı eserleri baskıya hazırlamıştır. Bir kısmı yayınlanmış "hikaye" dalında kaleme aldığı edebi yazıları da vardır. 2009 yılında GESİAD tarafından "Gebze'de Yılın İletişimcisi " ödülü kendisine verilmiştir.