Kapusuz, Arslan ve Kurt’a Soruyorum

90

Türkiye’de ilginç olaylar yaşamaya son sürat devam ediyoruz. Bu olaylar birbiri ile ilgili ve planlı. Amaç; Türk Milletini pes ettirmek.

Buna karşılık bizde yorulmak bilmeden bunları yazmaya ve yılmadan Türk Milletini uyarmaya  devam edeceğiz. Onun için sizleri etrafınızda olup bitenleri “pür dikkat” izlemeye davet ediyorum. Çünkü bir anlık ihmal ve gaflet, Türk Milletine çok büyük şeyler kaybettirebilir.

Geçtiğimiz günlerde HAK – PAR adındaki kürtçü partinin 4. Olağan Büyük Kongresi, Ankara’da İnşaat Mühendisleri Odası Kongre Salonu’nda gerçekleştirildi. 450 delegenin katıldığı toplantıda salona “ana dilde eğitim vazgeçilmez haktır” pankartı asıldı. Buna karşılık kongrede Türk Bayrağı yoktu. İstiklal Marşı’da okunmadı.

Buraya kadar her şey normal. Çünkü bizi bu gibi şeylere alıştırdılar yani artık kanıksadık. Habur’dan daha beterinin olacağı ve Türk Milleti’nin aşağılanacağı başka bir hal olamaz.

Bu partinin mensupları kürtçü olduklarını ve bağımsız bir “Kürdistan”ı hedeflediklerini zaten inkar etmiyorlar. Bu açıdan bakınca bu kürtçülerin fikir ve eylemlerinde samimi olduğunu kabul etmek gerekir. Ancak Türk Milletine karşı samimi olmayanlar var.

HAK – PAR’ın genel kuruluna AKP’yi temsilen Genel Başkan Yardımcısı Salih Kapusuz, Diyarbakır Milletvekilleri İhsan Arslan ve Abdurrahman Kurt’un da katıldığı medyaya yansıdı. Bunda ne var? diye soruyorsunuz değil mi? Evet bunda çok şey var.

HAK – PAR’ın kongresinde İstiklal Marşı okunmadı. Peki İstiklal Marşının yerine ne okundu dersiniz? İran, Irak, Suriye ve Türkiye’deki kürtler tarafından “kürtlerin ortak marşı” olarak kabul edilen ve 1946 yılında İran’da kurulan ve bir yıl varlığını sürdürebilen Kürt Mahabad Cumhuriyeti’nin resmi marşı olan “Ey Rakip” okundu. Yine buraya kadar olanlara da niyetlerini bildiğim için “eyvallah”  dedim.

Fakat bir husus var ki yenip yutulacak gibi değil. AKP’nin genel başkan yardımcısı Salih Kapusuz, AKP’nin milletvekilleri İhsan Arslan ve Abdurrahman Kurt , ayakta hazır ol vaziyette “Ey Rakip” marşını dinliyorlar.

Ülke Türkiye, yer Ankara… Türkiye’nin bölünmez bütünlüğüne, Büyük Türk Milletinin önünde namusları üzerine yemin etmiş olan AKP’li vekiller, İstiklal Marşı’nın okunmadığı ve Türk bayrağının asılmadığı Türkiye’deki bir toplantıda, bölücülerin marşında hazır ol vaziyette ve gayet saygılı bir şekilde “Ey Rakip”i dinliyorlar. BDP’liler yapsa gam yemeyeceğim. Müslüman Türk Milletini aldatarak ve kandırarak iktidar ol ondan sonra git Türkiye’nin başkenti Ankara’da bölücülerin marşında hazır olda dur. Ey Türk Milleti; senin gözünü daha ne açacak?

Kapusuz’a, Arslan’a ve Kurt’a soruyorum: böyle mi yaptınız?

Başbakan Erdoğan’a soruyorum; partinizin vekillerinin eğer böyle yaptılarsa yaptıklarından haberiniz var mı? Varsa bu milletvekilleri için bir yaptırım uygulamayı düşünüyormusunuz?

Görüyorsunuz; Anayasamıza ve Siyasi Partiler Kanunu’na göre kurulmuş bir siyasi parti (HAK – PAR) nasıl bir kongre yapıyor ve Büyük Türk Milletinin önünde namusları üzerine yemin etmiş olan milletvekilleri nasıl davranıyor.

Nerede benim ülkemin savcıları, emniyet güçleri? Yasaların karşısında, bu acizlik niye? Türkiye artık bir hukuk devleti değil de bunu biz mi bilmiyoruz? Cevap verin bizlere…

Maalesef, Osmanlı – Türk İmparatorluğunun yıkıldığı dönemde olduğu gibi kendini Türk olarak görmeyenlerin kurduğu bir Hürriyet ve İtilaf Partisi benzeri bir yapı ve iktidarla karşı karşıyayız.

İddia edilen gibi, bütün bu yapılanlar herkesin kendini ifade etme mücadelesi olsa canım hiç gam yemeyecek. Verelim bu hakları herkes dilediği gibi kendini ifade etsin. Ancak bu mücadele, aynı zamanda Türk düşmanlığını da içinde barındırmaktadır. Bu düşmanlık  hainler tarafından binbir maharetle gizlenmekte ve Allah’tan, zaman zaman çeşitli vesilelerle dışa yansımaktadır da, bunlardan haberdar olmaktayız. İşte bu çerçevede bunları kabul etmek nasıl mümkün olur?

Bu tabloyu gören herkesin birbirini uyarması ve aydınlatması gerekir. Türkiye Cumhuriyeti kolay kurulmadı. Kuruluşta ödenen bedeller çok ağırdır. Bu sebeple her türlü bedel ödenerek Türkiye  Cumhuriyeti korunmalıdır. Ne diyor Mehmet Akif “Korkma! Sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak, sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak”. İşte hepimizi ayağa dikecek ve ecdada saygı duyduracak olan marş böyle başlıyor. Bu marşın okunmadığı bir yerde hazır ola geçen AKP’li Kapusuz’a,  Arslan’a ve Kurt’a, Türk Milletinin bir ferdi olarak haklarımı helal etmiyor ve hiç saygıda duymuyorum.