İyi Parti bugün (4 Aralık) genel idare kurulunu topladı ve 2024 yerel seçimlerine CHP ve diğer partilerle ittifak kurarak mı yoksa yalnız mı katılmaları konusunda hem kendileri hem de siyasi dengeler bakımından önemli bir karar aldı. İyi Parti, aldığı karar sonrası 2024 yerel seçimlerine ittifak kurmadan, müstakil olarak katılacak. Peşinen ifade edeyim bu karar doğru ama çok geç alınmış bir karar. Sebeplerini şöyle izah edeyim;
İyi Parti, kurulduğu günden beri CHP ile ittifak halinde olduğu için ne seçmen nezdinde ne de kendi tabanı nezdinde hiçbir zaman rüştünü ispatlamış bir parti olamadı. Seçmende hep CHP’nin küçük kardeşi, CHP’nin bir kopyası olarak algılandı. CHP’nin siyasal iktidar tarafından yıllardır sistematik olarak şeytanlaştırılmasından İyi Parti de payını aldı. İyi Parti’nin Ak Parti ve MHP’den kopartacağı potansiyel oyların büyük kısmı Ak Parti ve MHP’de kaldı. İyi Parti, bu iki partiden ciddi manada bir seçmen kitlesi kopartamadı. Ak Parti’nin ve genel anlamda “sağ” seçmenin bir alternatifi olamadı. Kendi içinde her ne kadar gerek teşkilat yapısı gerekse zihniyet ve söylem olarak MHP’nin kopyası haline gelse de, İyi Parti daima CHP’nin benzeri olarak gösterildi ve algılandı. Bu da İyi Parti’nin güdük kalmasına sebep oldu.
İyi Parti, kurulur kurulmaz kendisini erken seçimin yani 2018 genel seçimlerinin ortasında buldu. Daha yeni kurulduğu için kimliği ve karakteri oturmadan kendisini palas pandalas CHP ile kurulmuş bir ittifakın içinde buldu. İttifak 2019 yerel seçimlerinde de devam etti ve İstanbul ile Ankara başta olmak üzere bir iki büyük şehrin alınması muhalif ittifakın öz güvenini feci şekilde yükseltti. Hâlbuki biz daha o gün muhalefetin ayaklarının yere basması gerektiğini çünkü iktidarın ülke genelinde %52 oy aldığını ve şayet genel seçim yapılmış olsaydı Ak Parti – MHP İttifakı’nın ülke genelinde hem Cumhurbaşkanlığını hem de meclis çoğunluğunu kazanacağını ifade ettik. Bizi dinleyen olmadı elbette.
Türkiye’de 2017 referandumunda ortaya çıkan, 2018 genel seçimleri, 2019 yerel seçimleri ve son olarak 2023 genel seçimlerinde sürekli tekrarlanan bir realite var. O realite de ülkenin seçmen yapısının Ak Parti – MHP lehine %52 – %48 bandından kemikleştiğidir. Ancak özellikle muhalefet kendi aleyhine olan bu dengesizliği göremiyor veya daha kötüsü görerek bilerek ve yenilmeyi isteyerek hareket ediyor. Çünkü İyi Parti başta olmak üzere, Saadet, Gelecek, Deva gibi partilerin –İyi Parti’nin düştüğü hataya düşerek- daha kimlikleri oturmadan, seçmen nazarında belli bir konuma gelmeden CHP ile ittifak kurmaları bu partilerin de güdük kalmalarına sebep oldu.
İyi Parti ve daha doğrusu Meral Akşener, ilk defa Kılıçdaroğlu’nun adaylığı 6’lı Masada kararlaştırıldığı zaman yaptıkları çıkışla siyasette bir karakter ortaya koydular. Meral Akşener’in masayı terk etmesi ve “Kazanacak aday!” vurgusu yapması aslında hem İyi Parti’nin hem de Türkiye’nin genel olarak kaderini değiştirecek bir hamleydi. Ancak Akşener, hayatının hatasını yaptı ve ilk defa seçmen nazarında müstakil, karakter sahibi bir parti algısı yaratma fırsatını elinin tersiyle itti. Akşener, masaya geri döndü ve o saatten sonrada seçmen nazarında kredisi ciddi şekilde tükendi.
Bugün gelinen noktada İyi Parti’nin seçimlere müstakil girme kararı son derece doğru bir karar. Ama son derece geç kalınmış ve İyi Parti, seçmen nazarında kredisini tükettikten sonra alınmış bir karar. İyi Parti, kurulduğu günden bu yana ilk defa risk alıyor ve ortaya bir karakter koyuyor. Bu karar nedeniyle belki de İstanbul, Ankara, Mersin, Adana gibi şehirler Ak Parti – MHP İttifakına kaptırılacak. Ancak bütün bunlara rağmen, İyi Parti ilk defa seçimlerde Ak Parti ve MHP’den gerçekten oy koparma fırsatını eline geçirdi. İyi Parti, seçim sürecinde müstakil hareket tarzını devam ettirirse Ak Parti ve MHP’ye oy veren seçmende ciddi bir karşılık bulabilir. Her şeyden önemlisi, İyi Parti seçimlere müstakil girerse %52-48’lik seçmen dengesi artık bozulabilir. Terazinin kefelerindeki ağırlık yer değiştirebilir.
Türkiye’de muhaliflerin büyük kısmı maalesef seçimin ve siyasetin matematiğinden pek anlamıyorlar. Hala 2+2=4 kafasındalar. Hâlbuki seçimin ve siyasetin matematiği bu kadar düz değil. Mevcut ittifaklar devam ettiği sürece Türkiye’deki %52-48 dengesinin bozulmasının imkânı yok. Türk siyasetinde artık bazı taşların yerinden oynaması lazım ve İyi Parti bu taşları yerinden oynatma konusunda ilk defa ciddi bir adım atıyor. Türk seçmen bunun değerini 2024 yerel seçimlerinden sonra anlamaya başlayacaktır.