Çelik – Su – İnsan

347

Makine Yüksek Mühendisi Fettah Güventürk, Çelik – Su – İnsan isimli eserinde Hâtıralarını ve ‘Bilgi – Tecrübe Damlacıkları’ olarak isimlendirdiği zengin birikimlerinin, engin ve derinlikli kültürünün ürünlerini okuyucuya sunuyor. Kitap, sert kapak içerisinde kuşe kâğıda tamamı renkli olarak basılı 17,5 X 24,5 santim ölçülerinde ve 200 sayfadır.

Çelik – Su – İnsan, eskilerin ‘Pendnâme’ olarak isimlendirdikleri türden bir eser olmakla birlikte ders verme maksadından tamamen uzaktır. Yazarın mütevazı ve zarif üslûbu eseri rahat ve zevkle okunur hâle getiriyor. 

Nasihatnâme’ olarak da anılan Pendnâmeler; çalışkanlığı, üretkenliği, dürüstlüğü, ahlâklı olmanın şekil ve yollarını; biraz da parmak sallayan üslûpla gösterirlerdi. Günümüzde bu türden kitap hazırlayanlar, kitaplarına ‘Biz bu eserimizi, gençleri; ahlâklı ve çalışkan olmaya sevk etmek için yazmış bulunuyoruz’ diye başlıyor. Kendisinden ‘biz’ diye söz etmekle, tesirli olacaklarını zannediyorlar.  Maalesef son yıllarda bu alışkanlık kundura boyacılarına, sırt hamallarına kadar yayılmış durumda. Dilde, mûsıkîde, ahlâkta ve inançlarımızda sapmaların, çözülmelerin endişe verici boyutlara oluştuğu günümüz toplumunda, bilgi ve tecrübe sâhibi insanlara olan ihtiyacımız en üst seviyededir.

Bu vahim durumun farkında olan Sayın Güventürk, imbikten süzülmüş zarâfeti ve asil tevâzuu ile edebiyatın; şiir, hâtıra, vecize, atasözü, biyografi ve tahlil gibi türlerinden faydalanarak elde ettiği tesirli bir üslûp kullanıyor. Kendisinden çok az bahsetmesi, lüzumlu olan tanıtımını karakter özelliklerini, dostlarının kaleminden okuyucuya sunuyor.  

Seçkin sözler, süzme düşünceler kitabın künye sayfasında başlıyor:

Çalışmadan, öğrenmeden, yorulmadan rahat yaşamanın yollarını aramayı alışkanlık hâline getirmiş milletler; evvelâ haysiyetlerini, sonra hürriyetlerini ve daha sonra da istiklallerini kaybetmeye mahkûmdur.’

Havadan ve paradan para kazanmanın tercih edildiği bir hayat tarzının yaygın olduğu toplumumuzun, voleler vurup anında zengin olmayı hayal eden gençlerimizin, cin olmadan adam çarpmayı gaye edinen zekâ özürlülerinin, okazyon peşinde koşan uyanık(!?)ların cirit attığı bir curcunanın içerisindeyiz. Paşaları ve profesörleri dolandırabilen sahtekârların, çağdaş Sülün Osmanların, başbakan bile çarpan Parsadan’ların kahraman ilân edildiği bir ülkede yaşıyoruz.

Onlar mesleklerini icra etmeye devam edeceklerdir. O güruha yenilerinin eklenmemesi için, çoğalmalarını önlemek için, insanları iyiye, doğruya ve güzele yönlendirecek eserlere ihtiyacımız var. Sayın Güventürk eseriyle bu ihtiyacı karşılıyor. Okumayan, okuduğunu anlayamayan, merâmını ifâde edemeyen insanların deniz feneridir. Hiçbir karşılık beklemeden…  

‘Hayatın vazgeçilmeyen ve bir nevi şart olarak bilinmesi, öğrenilmesi gerekli çalışma konularının başında; okuma, öğrenme, bilme, yapabilme, ticârî ve sanayi faaliyetler, iletişim, güven, sevgi, ahlâk gibi değerlerle alâkalı, uyulması gerekli bilgiler veriyor. Târihin, tecrübe süzgecinden geçmiş veciz sözler, özdeyişler, günümüz şartlarına uygulanması kolay cümlelerle…

Eserin 1. Bölümünde Fettah Güventürk’ün hayatı var. (s: 3-24)

2. Bölümü oluşturan 25-52. Sayfalarda; Karaman Mehmet Bey Üniversitesi’nde Doç. Dr. Hilmi Türkyılmaz’ın sunumu ile Fettah Güventürk’ün eserleri ve fikirleri hakkında mufassal bilgiler yer alıyor. Fettah Güventürk, sâdece iyi bir mühendis değil aynı zamanda iyi bir sanayici, iyi bir eğitimci ve iyi bir sivil toplumcudur. 8 adet kitap yazmıştır: 1-Çeliklerin Tavlanması ve Isıl İşlemleri. 2-Çelik El Kitabı, 3-İnsan ve Ekonomi. 4-İnsan ve Mutluluk. 5- İnsan ve Ahlâk. 6-İnsan ve Temel Değerler. 7-Akçaşehir Kasabası Okuyanlar ve Girişimciler Tanıtım Rehbari. 8-Demir Çelik Dünyâsı.

Sayın Güventürk’ün mümeyyiz vasfı ‘Anadolu İnsanı’ olmasıdır. Anadolu insanı inançlıdır, vatanını milletini sever, çalışkan ve enerjiktir, bilgili ve beceriklidir, insanların en hayırlısı olmak için insana faydalı olmaya çalışır. Eğitilmeye müsâit eğitmeye gönüllüdür. Biliyorsa öğretir, bilmiyorsa öğrenir. Bölge ihtiyaçlarını teknik usullerle, akıl ve göz yordamıyla tespit eder, ihtiyacın karşılanması için çalışır. Kin, intikam kıskançlık ve haset duygularının kirli duygular olduğunu bilir ve kalbinde kirli duygulara yer vermez. İncinse bile incitmez. Anadolu kültürü kavramını özümsemiştir ve hayat rehberi olarak benimseyip tatbik eder. Yaratıcısına, kendisine, âilesine ve çevresine, insanlığa, topluma ve ülkesine karşı sorumluluklarını bilir, sorumluluklarını yerine getirmek için canını dişine takarak, gecesini gündüzüne katarak çalışır. Kökeni Asya bozkırları olduğu için prensiplerini de oradan getirmiştir: Bilge Kağan gibi gündüz oturmaz, gece uyumaz. Ahî Evran Çelebi’yi kendisine rehber edinmiştir. Hoca Ahmet Yesevî gibi şâir ruhludur, Yunus Emre gibi sevgi insanıdır.  

49. sayfada Fettah Güventürk; Frenklerin ‘Manifesto’ dedikleri türde bir bildiri ile mesleğinin sırlarını cömertçe, ihtiyaç sâhiplerine sunuyor.  

ÇELİK VE İNSAN

Dünyaya hükmeden aklını kullanabilen İNSAN… Teknolojinin bel kemiği ÇELİK.

Yaratılış itibâriyle toprak olan bu iki değerin önemli benzerlikleri mevcuttur.

1-İzabe metoduyla, cevher veya hurdadan elde edilen çelik; tasfiye ve alaşımlama işlemleri ile asallaşır nitelikli yüksek özel çelikler elde edilir.

-Kullanım gayelerine göre yumuşak veya sert yapıda çelikler oluşur.

-Çeşitli prosesler sonucunda; dişli, mil, yay, bilya v.s. gibi binlerce çeşit âlet ve makine parçası hâline gelir. Bu oluşumda önemli husus parçanın, cins ve görevine uygun çeliğin seçilmesidir. (İnsanın kabiliyet ve liyakatine uygun görev dağılımı gibi)

İmal edilen parçalar: istenilen özellikleri elde edecek şekilde. ısıl işleme tâbi tutulur. (İnsanların eğitim ve tedâvileri gibi)

Başlıca özellikler; dayanım (stres), tokluk, esneklik, aşınma mukavemeti gibi özetlenebilir.

Bu özellikler paralelinde parça hâline gelen çelikler ömrünü devam ettirirler. Bu süreç içinde aşınır, eğilir, yorulur, yaşlanır, bâzen de kırılarak fonksiyonu biter, hurda olur. Hurda olduğunda yok olmaz. Tekrar eritilerek hayat bulur. Bir nevi ölümsüzlüğe kavuşur. Teknoloji sahnesinde başrolü oynamaya devam eder.

Netice olarak; Sertlik (stres), yumuşaklık, esneklik, sürünme ve yaşlanma gibi özellikler insanî huylara benzer. Bilhassa; Stres artışı büyük rahatsızlıklar ve ârızalar yaratır. Bu arızaların azaltılması meneviş tâbir edilen ısıl işlem ile (sâkinleştirme tedâvileri ile) izâle edilebilir. Kalıcı ve keskin gerilimler her iki varlığın ömrünün sona ermesine sebep olur.

Bir değişik; benzerlikte, çelikler arasında sürtünme katsayısının, bireyler arasındaki sürtüşme oranın yüksekliği; iki varlığın da hayatını tehlikeye atar.

‘Çok sert olma kırılırsın, çok yumuşak olma ezilirsin’ misali…

‘Kaliteli imalat için kaliteli ve uygun çelik’

‘Doğru iş için liyakatli ve doğru insan ikilemi’ gibi…

FETTAH GUVENTÜRK    

 54.  ve 55. sayfalar seçme özeyişlerle tezyin edilmiştir:

*Hayatın en pahalı kazanımı; Bilgi ve tecrübedir. Bildiklerini başkalarına öğretmek, en büyük sevaptır.

 *Eğitim, kaybetme riski olmayan en büyük yatırımdır.

*Sevgi, insanda doğuştan var olan bir duygudur. İnsanı; işinde, mesleğinde ve görevinde motive eden, insanlarla kaynaşmayı, yaratıklara ve tabiata karşı saygılı ve hoşgörülü olmayı sağlayan fert, âile ve toplumlara huzur ve mutluluk veren mânevî bir güçtür.

*Bir yılı düşünüyorsan pirinç ek. On yılı düşünüyorsan ağaç dik. Yüz yılı düşünüyorsan insan yetiştir.   

*Bilgi sâhibi olmadan karar sâhibi olma.

 *Eğitim ve bilgi her nevi başarının anahtarıdır. 

*Söylediklerinize dikkat edin, düşünceleriniz olur. Düşündüklerinize dikkat eden, duygularınız olur. Duygularınıza dikkat eden, davranışlarınız olur. Davranışlarınıza dikkat eden, alışkanlıklarınız olur. Alışkınlıklarınıza dikkat eden, değerleriniz olur. Değerlerinize dikkat edin, karakteriniz olur. Karakterinize dikkat edin, kaderiniz olur.

Ahîlik Nasihatı:

 Harama bakma, haram yeme, haram içme. Doğru, sabırlı, dayanıklı ol. Yalan söyleme. Büyüklerinden önce söze başlama. Kimseyi kandırma. Kanaatkâr ol, malına tamah etme. Yanlış ölçme, eksik tartma. Kuvvetli ve üstün durumda iken affetmesini, hiddetli iken yumuşak davranmasını bil. Ve kendin muhtaç iken bile, başkalarına verecek kadar cömert ol.

Her biri yekdiğerinden değerli nasihatler 56, 57 ve 58. sayfalarda devam ediyor.

75. sayfada ‘Güzel Ahlâklı Yaşamak’ konusu işleniyor:

 Ahlâkın merkezinde AKIL, çevresinde BİLGİ, iman, adâlet, iffet, doğruluk, sevgi, merhamet, barış, sadakat, vefa gibi değerler yer almaktadır.

Ahlâkın hedefi; İnsanın haysiyetiyle yaşama saadetidir. İnsanlarla iyi geçinmek, uyumlu olmak, güzel davranışlar sergilemeyi öngören ahlâkî davranışlar bütünü güzel ahlâk olarak nitelenir.

Eğitim ile var olan huylar geliştirilebilir. Aynı eğitimden geçen insanlarda farklı şekillerde donanım ve şahsiyete sâhip olur. Bu farkı yaratan sebep; doğuştan gelen karakter ve mizaç yâni tabiatlarıdır.

Güzel ahlâk; inancın ve vicdanın sesidir. En yüksek değer ve duygularla insanı kâmil insan yapar. İlim ve edep öğrenmekle, insanlarla güzel arkadaşlık etmekle elde edilir.

Bir değişik ifâdeyle iyi insan, iyi ahlâklı (huyu güzel insan) demektir.

Toplumun kurtuluşu, ancak güzel ahlâkın her alanda yaşanması ve kötü ahlâkın kaybolmasıyla mümkündür. Bu seviyeye ulaşmak için üstün niteliklere sâhip olmak bir zorunluluktur.

Güzel ahlâk, tüm faziletlerin özü, ahlâk sisteminin mayası, güzelliklerin ekseni konumundadır.

*Güzel ahlâk, insanlarla iyi geçinmektir.

*Güzel ahlâk, güler yüzlülük, cömertlik ve kimseyi üzmemek demektir.

 *Güzel ahlâk, genişlikte ve darlıkta insanları râzı etmeye çalışmaktır.

*Güzel ahlâk, Allah’tan razı olmak demektir. Yâni hayrı ve şerri Allah’tan bilmek, nimetlere şükür, belâlara sabır etmektir.

  *Güzel ahlâk, haramlardan kaçıp helâli aramak, diğer insanlarla olduğu gibi âile fertleriyle de iyi geçinip onların geçimlerini sağlamaktır.

*Güzel ahlâkın en azı, güçlüklere göğüs germek, yaptığı iyiliklerden karşılık beklememek, bütün insanlara karşı şefkatli olmaktır.

*Güzel ahlâklı olmanın, bazı alâmetleri şunlardır: İnsaflı olmak, arkadaşlarının hatâsını görmemek, hüsnü zan etmek, kötü zandan kaçınmak, arkadaşlarının eziyetlerine göğüs germek, onlardan şikâyetçi olmamak, hep kendi ayıp ve kusurlarını düşünmek, kendi nefsini kınamak, güler yüzlü olup, herkesle yumuşak konuşmaktır.

İstenmeyen Kötü Huy ve Davranışlar

Şirk / İftira / Cinâyet / Zîna / Zulüm / Kavga / Bağımlılık /Yalan / Haset Dedikodu / Gıybet / Cimrilik / İsraf / Gurur / Kibir/ Kıskançlık / Cehâlet Tembellik Küfürbazlık / Münafıklık / İhânet / Fâiz / Rüşvet/ Hırsızlık.

Bilgi Kaynakları:

En heyecanlandırıcı bilgi, Yaradan’ın sırlarını keşfettiren bilgidir.

İlim ve ilmî hakîkatler beşeriyetin müşterek hâzineleridir.

‘Bilginin Değere Dönüştürülmesi’ olgusunun sık sık ve çeşitli ortamlarda konuşulduğu günümüzde bilginin değeri her zamankinden daha çok kıymetlenmiştir.

Bilgi ile birlikte meslekî hayatlardaki yeniliklere uyumu kolaylaştıracak gerekli bilgi beceri ve tutum kazandıracak bir eğitimin alınması söz konusudur.

Bilgi teknolojileri bünyesinde barındıran üniversiteler, araştırma teknoloji kurumları; üretimin ihtiyacı olan bilgiyi doğru zamanda, doğru tarzda sunması, sanayi dünyasının da ihtiyaçlarını doğru tarz ve zaman da istemesi işbirliğinin verimini artıracaktır.

Bilginin ilerlemesi insanlar için pek büyük bir kazançtır. Lâkin sâdece ilmin insanlığa saadeti temin etmediği ve edemeyeceği açıktır.

Bilgi, iyi insanların üstün değerini daha da yüceltir.

Bilgi, kulu (köleyi) sultanlar mevkiine yüceltir. Sözü, bir gerçeğin ifâdesidir.

Yeni ekonomik düzen içinde artık hayat boyu istihdam garantisi kalmamış hayat boyu eğitim ve istihdam edilebilirlik kavramları geçerlilik kazanmıştır. Genel eğitim ve meslekî eğitim sistemlerine; iş hayatına girişi kolaylaştıracak yeterlilikler kazandırılmaktadır. Eğitim fırsatları artırılmakta öğrenme imkânları herkese açık hâle getirilmektedir. Devletin rolü azaltılmakta ve rasyonel taraflara belirleyici roller yüklenmektedir. Meslek standartları ve sertifikasyon sistemleri sürekli geliştirilmektedir.

Başarı giderek daha çok yenilenen ve artırılan bilgiye bağlı hale gelmekte; genel eğitim düzeyi düşük kalmış olan ülkemizde; nitelikli iş gücüne olan ihtiyaç üst seviyede hissedilmektedir. Ülkemizde eğitim yetersizliği bilhassa meslek eğitimin ve standartların belirlenmemiş olmasının ve programların iş hayatından kopuk, yenilenmeyen geleneğe dayalı yöntemlerin uygulanmasının bir sonucudur. Uygulamak meslekî teknik eğitimde iş dünyasının daha fazla katılımının sağlanması bir mecbûriyettir. Bütün bu değerlendirmeler yanında iş dünyasının; gerek nitelikli eleman ihtiyacını gerekese iş yönetim performansının kendi içinden veya organize olmuş danışman bürokratlardan almaktadır. Bilginin bir başka kaynağı da şüphesiz tecrübelerimizdir. İlim, dünyanın en büyük değerli varlığıdır. İlmin değeri hiçbir şeyle ölçülemez.

Yeri doldurulamayan tek sermâye bilgi ve kabiliyettir.

Tecrübe aklın babası, hâfızanın anasıdır.

Çalışmanın en verimlisi işbirliği ile çalışmaktır.

Okunması Gereken Diğer Yazıların Başlıkları:

*Okumak Üzerine (s: 91 *Çalışmak ve Çalışmanın Önemi (s: 93) *Ahlâk (s: 95) *Güven Üzerine (s: 99) *Sevgi Üzerine (s:101) *Başarının Yolu Sağlık, İlgi ve Bilgiden Geçer (s: 103) *Gençlere Öğütler (s:109) *Zamanı Verimli Kullanma Üzerine (s: 111) *Kubbede Kalan Hoş Sadâ (s: 119) *İnsan Üzerine Güzel Sözler (s:121) *İş ve Çalışma Hayatı / Meslek Ahlâkı (s: 125) *Kaliteli Hayat, Nitelikli İnsan (s: 129) *İnsan Hakkında (s:133 *İnsan ve Öğretmen (s: 135) *İş ve İşyeri Üzerine Temel Prensipler (s:139) *Özdeyişler (s: 148)

155. sayfada başlayan ‘Dostlar’ bölümünde; Sanayi ve Ticâret Eski Bakanı Ali Coşkun, Tamer Taşkın, Hüseyin Kocabıyık, Doç. Dr. Süleyman Üstün, Hayati Öztürk, Ahmet Tek, Rıfkı Boynukalın, Prof. Dr. Oğuzhan Altay, Av. Suat Yıldırım, Rıza Duru, Cemal Ayhan, İsmâil Genç, Yüksel Bilek, Hasan Basri Hürata, Numan Tekinay, Soner Çelik, Remzi Sakaoğlu ve İlkay Solak isimli dostlarının Fettah Güventürk hakkındaki sitâyişkâr sözleri, Fahrettin Selçik’in aynı maksatla yazılmış 5 kıt’alık şiiri bulunuyor.

İplik dikişli lüks eserin 177-199 sayfalarında Ferruh Güventürk’ün dostlarıyla ve âile fertleriyle fotoğrafları bulunuyor.

Mak.Y. Müh FETTAH GÜVENTÜRK 1943 yılında Karaman’ın Akçaşehir kasabasında doğdu. İlk ve orta öğrenimine müteakip 1965 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi Makine Fakültesinden mezun oldu. 1968 yılında Meslekî tecrübelerini kazandığı ve ikinci üniversite olarak vasıflandırdığı Makine Kimya Enstitüsü (MKE) Çelik Fabrikası’nda işe başladı. 1974 yılında; pratik ve ticarî bilgilerini kazandığı kendisini İzmir’e getiren özel sektör kuruluşu İzeltaş’ta  çalıştı. 1979 yılında; Eczacılıkla özdeş kıldığı vasıflı çelik ticaretini konu alan Güven Çelik adlı firmasını kurdu. MKE’de kazandığı bilgi ve tecrübelerini konu alan  ‘Çelik El Kitabı isimli eserini yayınladı. Yazılı ve sözlü eğitim etkinlikleri ile konusunda öncü, güvenilir isim olan Güventürk, 1986 yılında imâlat şirketi olan  Güven Haddecilik A. Ş. isimli sanayi şirketini kurdu. Çelikte teknoloji denilebilecek hassas soğuk tamamlanmış (pompa mili) çelik mil ürünleri başta İran olmak üzere Orta doğu ülkelerine ihraç etmeye başladı. .İstanbul Dudullu Sanayi Bölgesi’nde İzmir Atatürk Sanayi Bölgesi’nde kurulu tesis ve iş yerleri ile üretim ve ticârî faaliyetlerine revam eden, ÇELİK İNSAN / KOBİ BABA / SUYU ARAYAN ADAM gibi lakapları ile anılan, çok çalışarak, ticârî ve mânevî GÜVENİLİRLİK seviyesine ulaşabileceğinin, BİLGİ ve TECRÜBE paylaşmanın çok büyük değer taşıdığını  belirten Güventürk, öğretici / paylaşımcı vasıfları ile örnek bir insandır. İletişim: GSM : 0(533) 345 59 14 / fettahguventurk@gmail.com // www.fettahguventurk.com https://www.youtube.com/channel/UCHA8XqDhhK0H5KQtmaA8LaQ   https://www.facebook.com/fettah.guventurk // İnstagram: Fettah Güventürk   //
Önceki İçerikBen Kapitalizm!
Sonraki İçerikTürk Milletine Mensup Gençlere
Avatar photo
28 Kasım 1938 tarihinde Bafra’da doğdu. İlk ve ortaokulu doğduğu şehirde bitirdikten sonra Ankara Ticaret Lisesi ve Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi’nde okudu. İş hayatına Ankara’da muhasebeci olarak başladı. Ankara ve Karabük’te; muhasebeci, mali müşavir ve profesyonel yönetici olarak devam etti. İstanbul’da, demir ticareti ile meşgul oldu. SSCB’nin dağılmasından sonra Türk Cumhuriyetlerinde sanayi yatırımları gerçekleştirmek üzere çok ortaklı şirket kurdu. Şirketin murahhas azası olarak Azerbaycan’da ve Kırım’da tesis kurup çalıştırdı. 2000 yılında işlerini tasfiye etti. İş hayatı ile birlikte yazı hayatı da devam etti. İlk yazısı 1954 yılında Bafra’da yayımlanmakta olan Bafra Haber Gazetesi’nde başmakale olarak yer aldı. Sonraki yıllarda İlhan Egemen Darendelioğlu’nun Toprak Dergisi’nde, Son Havadis ve Tercüman gazetelerinde yazıları yayımlandı. Türk Ocakları Genel Merkezinin yayımladığı Türk Yurdu dergisinde yazdı. İslâm, Kadın ve Aile, Yörünge, Ufuk, Emelimiz Kırım, Papatya, Tarih ve Düşünce, Yeni Düşünce, Yeni Hafta, Sağduyu, Orkun, Kalgay, Bahçesaray, Türk Dünyâsı Târih ve Kültür, Antalya’da yayımlanan Nevzuhur, Kayseri’de yayımlanan Erciyes ve Yeniden Diriliş, Tokat’ta yayımlanan Kümbet, Kahramanmaraş’ta yayımlanan Alkış dergilerinde, Dünyâ ve Kırım’da yayımlanan Kırım Sadâsı gibi gazetelerde de imzasına rastlanmaktadır. Akra FM radyosunda haftanın olayları üzerine yorumları oldu. 1990 – 2000 yılları arasında (haftada bir gün) Zaman Gazetesi’nde köşe yazıları yazdı. Hâlen; Önce Vatan Gazetesi’nde, yazmaktadır. Oğuz Çetinoğlu; Türk Ocağı, Aydınlar Ocağı, ESKADER / Edebiyat, Sanat ve Kültür Araştırmacıları Derneği ve İLESAM / Türkiye İlim ve Edebiyat Eseri Sâhipleri Meslek Birliği Üyesidir. Yayımlanmış Kitapları: 1- Kültür Zenginliklerimiz: (2006) 2- Dört ciltte 4.000 sayfalık Kronolojik Tarih Ansiklopedisi: (2008 ve 2012), 3- Tarih Sözlüğü: (2009), 4- Okyanusa Açılan Kapılar / Tefekkür Mayası Röportajlar: (2009). 5- Altaylardan Hira’ya Türk-İslâm Dostluğu: (2012 ve 2013), 6- Bilenlerin Dilinden Irak Türkleri: (2012), 7- Türkler Nasıl ve Niçin Müslüman Oldu: (2013), 8- Türkmennâme / Irak Türkleri Hakkında Bilmek İstediğiniz Her Şey: (2013). 9- Türklerin Muhteşem Tarihi: (Nisan 2014 ve Nisan 2015) 10- 115 Soruda Türk İslâm-Âlimi Mâtüridî (Röportaj): 2015) 11- Cihad – Gazi – Şehid: Kasım 2015. 12-Yavuz Bülent Bâkiler Kitabı (2016 Mehmet Şâdi Polat ile birlikte) 13-Her Yönüyle Kâzım Karabekir (2017 Mehmet Şadi Polat ile birlikte) 14-Dil ve Edebiyat Dergisi / İlk 100 Sayı Bibliygorafyası (2017 Mehmet Şâdi Polat ile birlikte) 15-Büyük Türk İslâm Âlimi Serahsî (2018), 16-Âyetler ve Hadisler Rehberliğinde Kutadgu Bilig’den Seçmeler (2018), 17-Edib Ahmet Yüknekî ve Atebetü’l-Hakayık (2018), 18- Büyük Türk İslâm Âlimi Mâtürîdî (2019), 19-Kâşgarlı Mahmud ve Dîvânu Lugati’t-Türk (2019). 20-Duâ / Huzura Açılan Kapılar. (2019) 10-Yesevi Yayıncılık, 12-Yakın Plan Yayınları, 13-Boğaziçi Yayınları, 14-Dil ve Edebiyat Dergisi, diğer kitaplar Bilgeoğuz Yayınları tarafından yayımlanmıştır.