“Ey kendini insan bilen insan! Kendini oku.
Yoksa hayvan ve câmid (cansız) hükmünde insan olmak ihtimali var.”
x
“İnsan bu kâinata taallümle (öğrenerek) tekemmül etmek (erginleşmek) için gönderilmiştir. Bu taallüm için gerekli istidat ve kabiliyetler insanın fıtratına dercedilmiş (konmuştur). Onun içindir ki ‘okumak’ insanın fıtratı (yaratılışı)nın bir gereği ve zarûretidir. Bu asırda, sosyal medya ve siyaset âleminin; insanları kendisine esir ettiği bir zamanda okumak, ne kadar kymetli bir fiil değil mi?
Allah’ın ilk emri de zaten ‘Oku!’ değil mi? ‘Yaratan Rabbinin adıyla oku! O, insanı bir alâkdan (kan pıhtısından) yarattı. Oku! Rabbin sonsuz kerem sahibidir. O Rab ki kalemle yazmayı öğretti. İnsana bilmediği şeyleri öğretti.’ (Alak Sûresi: 1-5)
Sanırım okumak çok yönlü olmalı. İnsanları, çiçekleri, böcekleri, hayvanları ve bitkileri tefekkürî şekilde okumak olmalı. Tekrar tekrar, başa dönerek tekrar ederek okumak olmalı. Çünkü tekrarda te’kîd vardır. Kuvvet ve enerji vardır. ‘Tuğla tuğla üstüne koymak tekrar değil tesistir.’ der Zübeyir Gündüzalp.
Önce Allah’ın adıyla ‘Bismillah’ ile başlayarak okumak. İnsanın simasındaki vâhidiyet içindeki ehadiyet tecellîsini okumak. Âlem-i asgar (küçük âlem) olan kendimizi okumak. Önce enfüsî (nefsî, iç âleme ait), sonra afakî (dış dünyaya dair) tefekkür sırasına uyarak, eşyayı ve eşyada tecellî eden (yansıyan) esmayı (İlâhî isimleri) okumak. Kur’anı, kelam-ı ezelî olarak, Cebrail’in (as) Peygamber Efendimize (asm) okuduğu ânı hatırlayarak okumak. Tefsirleri Kur’an’a muhatap olarak ve kudsiyetini Kur’an’dan aldığını bilerek ve mehaz (kaynak)daki kudsiyete şeffaf bir ayna olduğunu idrak ederek okumak.
Tecelli-i esma olan kitab-ı kâinat satırları altında saklı olan hadisatın perdeli hakikatlerini okumak. Bürhan-ı natık (konuşan delil) olan Peygamber Efendimizin (asm) hayatını ve onun hayatının her bir karesini ve Sünnetini okumak ve yaşamak. Asr-ı Saadetin karelerini, her asra bakan cihetlerini atlamadan satır satır okumak.” (Abdülbâkî Çimiç)
x
“Oku, oku. Her gün oku. Okudukça oku ki, ruhun nur-u İlâhî ile parlasın. Kalbin nur-u Kur’ân’la temizlensin. Aklın nur-u İslâm’la işlesin ve yükselsin.
Okumak bir şeydir, ama her şey o bir şeyden çıkıyor.
Bütün tehlike okuyamamaktan çıkıyor.
Okuyamamaktan kork.
Harfi harfine kitabî ol.
Tenkit için okur, istifade edemez. Başkası için okur, istifade edemez. Kendi nefsi için okur, istifade eder.
Hizmet için değil, nefsimi ıslah için okumalıyım.
İstidatları inkişaf ettirmek için çok okumak.
Daima okumak.
Dem ve damarlarımıza karışacak derecede okumak.
Az da olsa devamlı okumak.
Okumak, yazmak, dinlemek, susmak.
Satır satır, kelime kelime okumak.
Hizmet hizmet derken,
şahsî dersini unutanın hizmeti muvakkat (geçici) olur.
Hususî okumanı terk etme.
Her şey, her mes’ele okumakla halledilir.
Zira eserlerde hepsi var. Fakat insan görmüyor.”
(Zübeyir Gündüzalp)


