Pentagonun ileri karakolu İsrail ‘in Başbakanı Netanyahu’nun Washington’daki uzantısı git-gel akıllı Donald Trump, efendisinin dediğini yaptı ve İran’ın nükleer tesislerini bombalattı.
Terörist ve haydut devlet İsrail’in destekçisi ABD nin Ortadoğu ya hâkim olma projesinin gerçekleşmesi olur mu? Bunu bilemeyiz; ancak ABD nin üstün silah gücüne dayalı emperyalist bir devlet olduğunu ve Ortadoğu coğrafyasına hâkim olmak istediğini izliyoruz.
Bilinen bu gerçeğin amaçlarından biri de şudur;
Atatürk’ü itibarsızlaştırmanın, daha dün Türk’ün tokatını yiyen emperyal güçlerin projesi olduğunu biliyor musunuz?
Bu güçlerin ülkenin üniter yapısını bozarak Federasyona dönüştürmek olduğunu; arkasından ülkeyi parçalamak amaçlı niyetlerini biliyor musunuz?
*
Türk tarihinin en önemli dönemlerinden biri… Yalnızca Türk tarihini, coğrafyasını ve insanını değil tüm dünyayı etkileyen, sonuçlarıyla, hayranlık duyulacak topyekûn bir mücadeleyle, özgürlük arayan başka milletlere örnek olmasıyla da önemli bir savaş… Kurtuluş Savaşı.
İniş ve çıkışları, iyi ve kötü günleri olan bir serüvendir hayat.
Hayattaki kötü olayların en istenmeyeni ise savaştır; kan gözyaşı ve ölümün kol gezdiği günleri yaşamaktır.
Her şey kendi seyrinde giderken, her şey yolundayken kahramanlar çıkmaz ortaya. Anadolu, insanoğlunun en kötü icadı olan savaş ile yüz yüze kaldığında her biri birer kahraman olan vatan evlatları vardı. Silahlarını çattılar, kafa kafaya verdiler, el ele tutuştular. Tarih içinde ‘’dörtnala’’ bir koşturmayla geleceğin aydınlık meşalesini yaktılar. Olmazları oldurup vatanı aydınlık günlere, bugünlere kavuşturdular.Tek bir samimi dokunuş direnme gücünü tetikler ve o dokunuş bir dalganın iç içe halkaları gibi genişler.. O samimi dokunuş, Mustafa Kemal’den gelmişti. O ve silah arkadaşları, vatanın evlatlarıyla birlikte memlekete sahip çıktılar; barışa ve savaşa dair sözlerini tarih sayfalarına yazdırdılar.
Ne diyordu Mustafa Kemal. ‘’Ancak ulusun hayatı tehlikeye girmedikçe savaş bir cinayettir.’’
Allah bir daha Türk milletine Kurtuluş savaşı gibi özgürlüğünü yeniden kazanacağı savaş yaptırmasın.
*
Doğudan, Güneyden, Karadeniz’den, Batıdan düşmana karşı vermiş oldukları amansız savaşları kazanarak bu vatan toprağını hürriyetine kavuşturan, ‘’Misakımilli sınırlarını’’ kanla çizen ve canlarıyla hudut oluşturan bu aziz Türk milletinin ordusu, 9 Eylül 1923 günü sadece İzmir’e girmedi; onların, ellerinde geleceklerini aydınlatacak meşaleleri, güzel müreffeh bir Türkiye’ye hız kesmeksizin başarıları doludizgin yürüyüşleri dörtnalaydı.
İnsanlığın savaştan uzak, barış içinde yaşaması dileğiyle…