11 Haziran…

13

Bu tarih geniş kitleler açısından bir şey ifade etmeyebilir.

Kitlelerin kendine ait sorunları ve öncelikleri bulunabilir.

Ancak vatan olmayınca bireysel veya toplumsal sorunların ya da önceliklerin hiçbir önemi yoktur…

Ve ne yazık ki, Türklerin adına Türkiye denilen vatanları ellerinden alınmak isteniyor tıpkı Balkanların, Kafkasların, Kırım’ın, Ahıska’nın, Batı Trakya’nın, Girit’in, Musul, Kerkük, Halep, Rodos ve benzerlerinin ellerinden alınışı gibi…

O zamanda anlamadık nasıl vatan elimizden uçtu gitti şimdi de anlamıyoruz gibi geliyor bana!

Birisi çıkıyor bebek katiline “kurucu önder” sıfatını yakıştırıyor aynı anda “kurucu anayasa” diyor kimse çıkıp “ne diyorsun sen?” diye sormuyor…

Hâlbuki memleket Türk Milliyetçisinden, vatanseverden, ülkücüden, Atatürkçü’den geçilmiyor!

Bugüne kadar hiç aranıp sorulmayan şehit Eren Bülbül’ün annesi PKK’nın siyasi uzantısı Dem Eş Başkanı tarafından bayramda aranıyor bizim salakların gözlerinden yaşlar dökülüyor… Ne imiş? “Terörsüz Türkiye” gerçekleşsin diye her şey sineye çekilirmiş!

İlk açılımı da “analar ağlamasın” diye yapmışlardı ama açılan hendekleri 794 şehit ve sayısı inanılmaz olan gazilerle kapatabilmiştik! Türk askerinin yollardan geçerken uğradığı taciz ve hakaretlerin görüntüleri halen gözümüzün önünde!

Biri de “Kürt gençlerinin sorunları çözülmeden” desteklerini sonuna kadar devam ettireceklerini ve ana dilde eğitimi söylüyor ama Türk Milletinin evlatlarının Türkiye’yi terk edişlerine zerrece seslerini çıkarmıyorlar…

Tabii tarih bilirseniz bu yöntemlerin örnek olarak Bulgaristan ve Kıbrıs’ta önceden uygulandığını ve bu toprakların Türklerce kaybedildiğini de bilirsiniz!

Biraz tarih şuurumuz olsa, 1919’da Anadolu’yu işgal eden Yunan Ordusu “dininizi koruyacak onlara yardımcı olun” diye fetva veren şeyhülislamları unutmazdık! Gerçi Yunanlılar da işin hakkını verdi: yüzbinlerce ölü ve yüzbinlerce tecavüz kaderimiz oldu!

Bu günlerde de bizi benzer bir akıbete uğratacak şekilde devlete ve vatana ortak arıyorlar!

Şimdi bu girişten sonra 11 Haziran konusuna gelelim…

Günümüzde Türk vatanının Türk Milletinin elinden çıkmaması için direnen tek siyasi lider Ümit Özdağ ve onun partisi olan Zafer Partisidir…

Geçen son beş aylık sürede anlaşıldı ki, Ümit Özdağ Türkiye’nin Türk Milletinin elinden çıkmaması için çalışırken buna engel olmasın diye bebek katiline karşı iç ve dış güçler tarafından rehin alınarak Silivri zindanlarına atıldı…

Ümit Özdağ’ı seversiniz sevmezsiniz, kendisini desteklersiniz veya desteklemezsiniz ancak Türk adına rehin alındığını hepimiz kabul etmek zorundayız…

Yargılanan Ümit Özdağ değil Türk Milletidir!

Şimdi onun bunun açısından değil Türk Milleti açısından bir milad teşkil edecek olan 11 Haziran tarihi ile karşı karşıyayız!

Eğer Türk Milleti bu tarihte varlığını çok yoğun bir şekilde Ümit Özdağ’ın arkasında durarak gösteremezse 11 Haziran’dan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır.

Buradan Türk Milletine daha önce defalarca yaptığım gibi bir kez daha çağrıda bulunmak istiyorum.

11 Haziran’da Ümit Özdağ’ın yanında olalım. Onu yalnız bırakmayalım!

Biz Türkler binlerce kez bu tuzakları boşa çıkardık. Yine çıkaracağız ancak gün birliğimizi dış güçlere ve yerli işbirlikçilere gösterme zamanı!

Bunu Ümit Özdağ için değil onun nezdinde kendi varlığınızı korumak için yapmalısınız…

Onun için ben 11 Haziran’da Silivri’deyim! Ya siz?