Velûd Yazar Ali Kayıkçı’dan İnci Tâneleri: Hem Okudum Hem de Yazdım 3 Cilt Asrın Soykırımı / Gazze Destanı

16

Samsunlu yazar ve şâir ‘Âşık Derebahçeli’ olarak da tanınan Ali Kayıkçı; 10,5 X 16 santim ölçülerindeki eserlerinin birinci cildinde ‘Din ve Ahlâk ile Şehr-i Samsun’ konulu köşe yazılarıyla şiirlerini 288 sayfada toplamış. Arka kapağında Emekli Vâli, Şâir ve Yazar, İLESAM (eski) Başkanı Rızâ Akdemir’in takdirkâr kelimelerle tezyin edilmiş şiiri var:  

Ali Kayıkçı’ ya

Bu sabah kapıma geldi eserin   

 İnan ki sevinçten şaşırıp kaldım.

Kalbimde yıllardır bambaşka yerin

  Ta akşama kadar kitaba daldım.

Bu ne büyük azîm, ne sonsuz gayret 

İçimde gittikçe büyüyor hayret

Ecdâda dûa bu… Millete hizmet   

Dilerim hep kalem tutsun ellerin!

Eser, şâir ve yazar M. Halistin Kukul’un, İlkadım Belediyesi Başkan Yardımcısı ve Samsun Yazarlar Derneği (SAY-DER) Başkanı Ahmet Seven’in, ‘Takdim’ yazılarıyla başlıyor. 90 adet makale ile ve her makaledeki konu ile bağlantılı şiirlerle dopdolu bir münderecatla okuyucuya sunuluyor. Yazıların her birinde millî ve mânevî değerlerimize bağlı ve saygılı bir üslûp dikkati çekiyor.       

Eserin adından da anlaşılacağı üzere makaleler, bir başka yayın organında yayınlanan yazıya cevaptır, destektir, tenkittir, nazîredir, kınamadır veya diğer yazı çeşitlerinden birinin benzeridir. Makale sonundaki şiir de, metne renk ve zevk katmaktadır. Öyle anlaşılıyor ki, Ali Kayıkçı, ‘Âşık Derebahçeli’ lâkabını, yazarlıktan sonraki diğer mesleği olan şâirliği ile hak etmiştir.

Bilindiği gibi halk şâirleri, şiirlerini saz eşliğinde, vezinli kafiyeli olarak ve irticalen seslendirirler. Bu sanatı herkes icrâ edemez. Ustalık ister. Hüküm: Ali Kayıkçı, usta işi şiirler yazmakta pek mâhirdir.

Eserden rastgele seçilmiş bir çalışma:

‘BİLİP DE İNKÂR’ ETMEK…

Saygıdeğer Okuyucularımız!

Önceki hafta, 1950’de Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazanmış olan; İngiliz Matematikçi, Filozof ve Sosyolog Yazar Prof. Bertrand Russell’in ‘İktidar’ isimli, Sabah Gazetesi tarafından okuyuculara 1990’da hediye olarak dağıtılmış kitabını okumaya başladım.

Bu eserin 55. sayfasındaki şu ifâde, inanıyorum ki sizlerin de benim gibi dikkatinizi çekecektir. Nobel ödüllü yazar Râhiplerden bahsederken, ‘Bunların bütün sistemi er-geç; devrimci bir peygamberin ardı sıra gidenler tarafında yerle bir edilir. Budha, İsa ve Muhammed târihî yönden bunun en önemli örnekleridir. Bunların iktidarı başlangıçta devrimciydi, ancak sonra sonra ve yavaş yavaş gelenekli hâle geldi. Bu peygamberler, yerleşme süreçleri içinde, nominal olarak yıktıkları eski geleneklerin çoğunu genellikle özümsemişlerdir’ demekte, Budha’yı yanlış olarak Peygamber saysa bile Hz. İsa (aleyhisselâm)dan sonra Peygamberimiz Efendimiz Hazret-i Muhammed (sallallahü aleyhi ve selem)in Peygamberler Halkasının Sonuncusu olduğunu vurgulamaktadır.

Bu durum bize, Peygamberimiz Efendimizi, Danimarkalı Ressam da dâhil olmak üzere, bir güzel bildiklerini, ancak kâfirliklerimden inkâr ettiklerini âdeta haykırmaktadır’ dedirtiyor ve sizleri bu duygu ve düşünceler ile aşağıdaki şiirimizle baş başa bırakıyoruz.

Kalbî sevgi ve saygılarımızla…

Bilmemek kusursa da, bilip de inkâr etmek; 

En büyük kusur budur ve dahi kâfirliktir…

Hazret-i Muhammedi, bilip de yoktur demek;

En büyük kusur budur ve dahi kâfirliktir;

Akıllıyım deyip de, Cehennemi istemek…

Bakınız Russel ne diyor: ‘İsa ile Muhammed,

Devrimci peygamberdir, İncil’de adı Ahmed;

 O’nunla cihan nûrdur, O’nunla geldi rahmet;      

Bunları bile bile, tutup aksini söylemek; 

En büyük kusur budur ve dahi kâfirliktir…                                                                                                      

Karikatürcü seni ve dahi beni neden;                                

Konu yapıp ardından, çizmiyor istemeden? 

Asıl gaye düşmanlık, küffarca fikrî maden…   

Sanat işin cilâsı, kinini perdelemek;                                      

En büyük kusur budur ve dahi kâfirliktir…

Hoca-müftü şart değil, Nobelli yazar diyor;                      

Hazret-i Muhammedi, Nebi ilân eyliyor;            

Demek ki dünyâ bunu, elbet böyle biliyor;              

İşin başı îtikât ve dahi O’nu sevmek;     

Rabbim O’nu seviyor, bunu böylece bilmek…

KAYIKÇ’Ali sözün hak, aksini demez bunak;

 ‘Lâ ilâhe illallah’, Yaratan’a bir ‘sunak’;       

 ‘Muhammed Resûlallah’, küfürlü kalbe ‘yunak’;

İşin başı îtikât, ve dahi O’nu sevmek; 

Rabbim O’nu seviyor, bunu böylece bilmek.

<><><><><><><><><><><><><> 

‘Hem Okudum Hem de Yazdım’ serisinin ikinci kitabı da aynı ölçüde ve 304 sayfadır. ‘Terör olayları ve Suriye’ konulu köşe yazıları ve yazılarla bağlantılı şiirleri ihtiva etmektedir.  Bu ciltteki 111 adet şiirli köşe yazılarının başlıkları:

Önsöz, Adı Yeşil Olmuş, Firavun Kafeste, Hıyanet-i Vataniye Sonrası, Bu Sürmez Böyle, Teröre Bak Teröre, Milyar Dolarlar Sisi’ye, Temel Başkan Diyor Ki, 5 Bin Varil Bombası, Hesabını Ver, Kaynaklar/Kimler, Kan Eden Kandan Gider    , İsa Abanoz/SAYDER Başkanı, Esad’a Bak, Dosta Bak, Terör Merör Dediler, Gitti Ha Gitti Esad, Kısasta Hayat Vardır, Vampirler Hep Kol Kola,            Ya Sıtma Diyorlar, Kurtlar Sofrasında Suriye, Başbağlar, Başı Bağlar, Bir Zâlim Ölmüş Diyeler, Tefe Vurmuş Kandilspor, Bir Beyanname K…, Pilli Vekil Bunlar, İnsan Denen Şu Zalimler, Dalga Dalga Ergenekon, Zalime Yardım Edenler, Kesilen Kol Bizimdir, 40 Yıl Oldu Aşıyor, Millet İçin Var Olmak, Adam Olup Adam Gibi, Vay Benim Dertli Başım, Danimarka, İç ve Dış Düşman, AİHM Demiş Ki…, Dostlara Bak Dostlara, Söyle Goldstone, Ben Sana Dost Dersem, Avrupa Sevmez Bizi, Tuzaklardan Tuzak Beğen, AB’miz var AB’miz, Tâviz Tâviz Üstüne, Ey AB Hayranı Uyuma   , Ne Tanzimatı- Hayriyye, AB misin Nesin?, İnsan İnsanlığı İle, Etme AB, Gitme AB, Hani Biz Hür Ülke İdik? Duydun mu Ey Şehit? Bir Dâvâ Ki, Gözün Aydın ABD, Fettullah’tan Önce, Gözün Aydın PKK, Dikkat Dikkat Aranıyor, Dün Altun’a, Bugün, Ümitvar 01 Türkiye’m, Ulu’l Azm’e Sevgi Seli, Lidere Bak Lidere, Eksen Kaydırmacası, Yakınma Bir Leş-leşmiş, Ne Duydum? Asrın Hasta Adamı: BM, Çok Yalvardık Sana, Hani Sizde Frank Vardı, Bizler miyiz, Nakba Olayları, Kim Demiş Fâil-i Mechûl, Bitmeyen Sürgün, Cilvegözü-Reyhanlı, Yetiş Pîr-i Türkistan, Vurmak Daha Güzeldi, Dost’a(!) Bak, Dağlıca Katiline/1, Dağlıca Katiline/2,  Fransız Tiyatrosu, Son Fransız Aksiyonu, Yandın Mükellefim, Peres’e Bak, Barışa Bak, Fener Işığındaki…, Karıştır ki…, Lâfa Bak, Vekile Bak,       NATO’yu Dost Belliyorsun, Hay Ağzına Sağlık, İstemem Ben Demokrasi, Oğula Bak Oğula, Ezanlar Okunurken, Bil Bakalım Neresi, İlk Farkımız Duâlarımızda, Bu Fırtına Dinmeli, Gelsin Yeşil Dolarlar, Şifâ Bulmamış Yaralar, Yuh Olsun Yuhlar Olsun, İdamlar Geri Gelsin, Çoğunluk Kim, Şehit Kimdir, Şâhit Kim? Bu Olacak İş midir? Can Bedene Emânettir, Bir Rüya ki, Ayniyle Vaki, Dünya Huzuru, Hastalık Var, İlâç Var, D-8’e Bin Hasret, Gafil Olma, Bu Nasıl Zafer Böyle, Neler Gördü Bu Dünya, Cevher’lere Ağıt, Allah’ın Emrine Uyulsun, IŞİD Çıktı Piyasaya, Küfür Tek Millettir, Birileri Fidan Demiş, Tüm Dertlere 4 Devâ,   Davam İle Son Söz.        

İnsanları, iyiye, doğruya ve güzele yönlendiren kolay okunan, kolay anlaşılan yazılardan herkesin alacağı dersler, öğreneceği yeni bilgiler bulunmaktadır.

Eserin arka kapak yazısı:       

Bilgilerin doğru olması kâfi değil. Esas olan yazarıdır. Yazarının rûhâniyyeti satırların arasında dolaşır. Yazan ihlâslı birisi ise, okuyan istifâde eder. İhlâslı değilse, fâsıksa, habis rûhu kitâba aks eder. Okuyan zarar görür de haberi bile olmaz. İşte, Müslümanlar böyle kitapları okuyunca kalplerinde bir kararma meydana gelir. Kitabı yazan, yazdığından daha mühimdir. Temiz su, temiz borudan geçerse temiz olur. Temiz su, pis borudan geçerse temiz olur mu?

Pis borudan akan sudan şifâ olmaz.

Mübârek Hüseyin Hilmi Işık (rahmetullahi aleyh) Efendi (1911-26.10.2001 Eyüb/İstanbul) Hazretlerinin bu güzel tespitleri ışığında bilgilerin doğruluğuna çalışırken bir yandan da hep ihlâslı olmaya gayret gösterdik ki Siz Saygıdeğer Okuyucularımız, bizden yana herhangi bir mânevi kayba uğramasın… Diyoruz ve hepinizi kalbî sevgi ve saygılarımız ile selâmlıyoruz.

<><><><><><><><><><><><><> 

Hem Okudum Hem de Yazdım serisinin Üçüncüsü, diğerleriyle aynı ölçüde, 488 sayfadır. Dil ve kültür konulu şiirli köşe yazılarını ihtiva etmektedir.  Bu ciltte de yüz55 şiirli makale vardır. Müellifi Ali Kıyıkçı, Havasını teneffüs ettiği, suyunu içtiği Samsun’u anmak ve hatırlatmak maksadıyla 55 rakamını sıkça kullanıyor.

Eserin ‘Bismillâhirrahmaânirrahîm’ kelimesiyle başlayan ilk sayfasında, kitapta yer alan makalelerden seçilen cümleler, yazarlarıyla birlikte veriliyor:

*Oku! Seni yaratan Rabbinin adıyla. Oku! O, keremine nihâyet olmayan Rabbindir, kalem ile yazı yazmayı öğreten de O’dur. O, insana bilmediği şeyleri öğretti. Sakın okumazlık etme; çünkü insan, kendini nasîhate ihtiyacı yokmuş görmekle muhakkak azgınlık eder!

                                         (Kur’ân-ı Kerîm; Alak Sûresi, âyet 1-7’den)

*Bazı şiirler, elbette apaçık bir hikmettir. Hikmetli söz müminin yitiğidir. Onu nerede bulursa, hemen alır.’ ‘Büyüleyici sözler gibi, hikmetli şiirler de vardır…’, ‘Şâir Hassan’ın sözleri, düşmana ok yarasından daha tesirlidir…’, ‘Şiir, bir söz ki, güzeli daha güzel, çirkini daha çirkindir…’   

(Hz. Muhammed (sallailahü aleyhi vesellem)

‘Bizce şiir, mutlak hakîkati arama işidir… Mutlak hakîkat Allah’tır…’, ‘Şiir, Allah’ı sır ve güzellik yolundan arama işidir… Şiir, türlü tecelli yoluyla Allah’tan gelir ve bütün bu perdeleri devirerek Allah’a yol açmaya doğru gider…’, ‘Şâir odur ki; renk, çizgi, ses, ahenk, hacim, pırıltı, ışık, buud, hareket, edâ, mânâ, her tecelliyi şiir, şiiri de Allah için bilir…’, ‘Renk renk hâtıralarım, oda oda silindi/Anne kokan bir Türkçem vardı, o da silindi.’

(Necip Fâzıl Kısakürek-Çile)

‘Şiir, nesirden bambaşka bir hüviyettedir. Şiir duygusunu lisan hâline getirinceye kadar yoğurmak, onu çok toplu bir madde hâline sokmak, o kadar ki, mısra güyâ hissin ta kendisi imiş gibi okuyucuya samîmi bir vehim vermektir’.      

(Yahya Kemâl Beyatlı)

Bugünden sonra; divanda-dergâhta, bargâhta, mecliste-meydanda Türkçeden başka dil konuşulmaya!..’           

‘Karamanoğlu Mehmet Bey-12 Mayıs 1277)

‘Türk demek, dil demektir. Milliyetin çok belirgin niteliklerinden biri dildir. Türk milletindenim, diyen insan, her şeyden önce ve mutlaka, Türkçe konuşmalıdır.’

(K. Atatürk-17 Şubat 1931)

‘Millî dil, sâdece yaşayan nesillerin dili değildir. O, geçmiş ve geleceği ile bir milleti kucaklar. Onun için, milletler ve devletler, millî dil politikalarım’sâdece yaşayan nesillere göre değil, geçmiş ve geleceklerini de düşünerek plânlamak zorundadırlar. Halk, yaşayan dille konuşur ve yazar, fakat aydınlar, hiç olmazsa kendi sahalarında en geniş mânâsı ile millî dilini anlamak mecburiyetindedirler.’          

(S. Ahmet Arvasî-Size Sesleniyorum)

<><><><><><><><><><><><><> 

Şâir ve yazar Ali Kayıkçı’nın, aynı ölçü ve görünümdeki ‘Hem Okudum Hem de Yazdım’ isimli serinin üçüncü cildi, Bin beş yüz 55 adet basılarak okuyucuya sunuldu.

Kitabın ‘Önsöz’ yazısı:

Saygıdeğer Okuyucularımız!..

Peygamberimiz Efendimiz Hz. Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ‘İlmin kapısı’ diye niteledikleri Hz. Ali (Radiyallahü anh) hazretleri, ‘Öldükten sonra yaşamak isterseniz, ölmez bir eser bırakınız!’ derken ‘Oku!’manın ne kadar önemli olduğuna işâret buyurmuşlar ve ilim tâliplerince de bu âdeta bir vâsiyet olarak benimseyip yaşanmış ve hilâfeti döneminde de ülkeden ülkeye bu emri duyurmuşlardır…

Bilindiği üzere “Kültür Bakanlığınca 1992 yılı ‘Okuma Yılı’ olarak ilân edilmiş ve açılan ‘Halk Şâirleri Arası Kitap Sevgisi ve Okuma’ konulu ‘şiir yarışması’nda da ‘Oku Dedikçe’ başlıklı destan/şiiri ile Âşık Gümanî (İmsak Kılıç), giriş dörtlüğü ile bütün dünyâya şöyle seslenmiştir:

‘Kelimeyi seçtim, heceyi seçtim/Annem babam bana, oku dedikçe; Nasılı-niçini, niceyi seçtim/Annem babam bana, oku edikçe’

Demek ki, öldükten sonra yaşamak ve kalıcı/ölmez bir eser bırakmak için ‘Oku!’malı; okurken de ‘Rabbinin adıyla/besmele’ ile başlamalı ve ‘iyi ve güzel, hayırlı ve faydalı’ şeyler okumalı, yoksa Apo denilen malûm şahıs gibi üniversite kapısından çıktıktan sonra dağın yolunu tutarak, iç ve dış şer güçlere âlet olarak kan dökmeyi, terör estirmeyi, zâlimlerle kol-kola yaşamayı değil, ‘sâlih ameller’ işlemeyi ve Cenâb-ı Allah’ın huzuruna ‘mümin bir kul’ olarak varmayı gâye edinmelidir…

Tam İlmihâl Seâdet-i Ebediyye’nin müellifi ve ‘Mektûbât’ kitabının da mütercimi olan, ayrıca dinî ve ahlâkî konularda yazılmış pek çok eseri bulunan Hüseyin Hilmi Işık (1911-2001) ‘rahmetullahîaleyh’, İlmihâl’in ‘Önsöz’ünde özetle şöyle demektedir:

‘Târih gösteriyor ki, yalnız kendi rahatlarını, keyiflerini düşünen krallar, dînsiz, ateist diktatörler; ellerini kana boyayıp, memleketlere hâkim olmuş, zulüm ile fesad ile insanları inleterek cinâyetlerini hıyânetlerini gizleyebilmek ve yalanlarına herkesi inandırabilmek için korkutmuş iseler de çabucak yıkılmışlar ve yıllarca lânetle anılmışlardır.

……………………

Bizler, İbrâhîm-i Ethem ‘küddise sirrüh’ hazretlerine vâki bir suâle cevâben buyurdukları gibi; ‘Allahü teâlâ (Ey kullarım! Benden isteyinizl Kabul ederim, veririm) müjdesine karşı bizler ‘itâat edici, Peygamberi ‘sallallahü aleyhi ve sellem’i tanıyıcı ve O’nun sünnetlerine uyucu, Kur’ân-ı Kerîm’in yoluna gidici olalım ki, duâsı kabûl edilenlerden ve bunun netîcesinde de huzur ve güvene kavuşanlardan sayılalım’ diyor ve ‘Hem Okudum Hem de Yazdım’ ‘Köşe Yazısı Konulu Şiirler’ adını verdiğimiz bu çalışmamızın 3. cildinde, ‘Dil ve Millî Kültür’ konularıyla tekrar karşınıza çıkmanın sevincini yaşıyoruz…

………………………….

Bu eserimiz için de yazmayı lütfeden Cenâb-ı Allah’a; arzın ağırlığı, arşın yüksekliğince hamd-ü senâlar eder, Siz Saygıdeğer Okuyucularımızdan da teveccühlerini esirgememelerini diler, Samsun Yazarlar Derneği SAY-DER’e ise, yayın desteklerinden; ht Matbaa’na ise titiz ve örnek bir tasarım ve baskıyı gerçekleştirmiş olmalarından dolayı teşekkürlerimizi sunarız…

Kalbî sevgi ve saygılarımızla…

<><><><><><><><><><><><><> 

Ali Kayıkçı’nın yukarıdaki 3 kitapla aynı ölçülerde, 478 sayfalık ‘Asrın Soykırımı/Gazze Destanı’ isimli eserinin 1. Baskısı Nisan 2024’te, 2. Baskısı 12 Eylül 2024 târihinde yayınlandı. Eserde herbiri şiir takviyeli yüz55 adet makale bulunuyor. 

Muhteva itibâriyle dikkat çeken makalelerden bâzılarının başlıkları:

Kurgulanmış Reziller, Ne Diyorlar İyi Bak! , Munis Dendi/Tekin Dendi; Aldandık!,  İmdât! İmdât! Desek/Kim Duyar Bizi? Şu Gâvur Hayranlığı Yedi Bitirdi Bizi!,   İkiyüzlü Gâvurlar Siyonizm Zulmüne Kör!, Siyonizm Bir Kanserdir, Conihom Büyük Uru!, Ayak Üstünde, 22 Yalan,  Çâre Değil, Ak’la Yol Bulmak Gerek!, Bâtıl Batı, Yine Zâil Olacak! Yeni Bir Canlı Türü: Cife Netanyahlar Var!, Çocuk-Kadın, Yaşlı-Hasta Demeden, Ağlıyoruz Filistine, Lânet Olsun Sîzlere! Batasıca Batı/Hep Aynı Değil! Yoklar Diyarında Varlar! Küfür Tek Millettir, Uyuma Uyan! İftirâdır, Bühtân Olur Bu Sözler! Vladi Kazıklı İdi, Netanyahu: Bombacı, Terörist İsrailde Sapık Yol/İnanışlar, Siyon Mikropları Var, Dilimize Bulaştı/Az Kaldı ABD, Sona Yaklaştı! Ana: Ağlar, Çocuk: Ağlar, Han: Ağlar! Tevrât ve de Kur’ân’da, Kısâs Var mı? Elbet Var!, Âdil Bir Dünyâ mümkün! İsrail Ve ABD, Artık Gazze Kasabı, Çocuklar ve Kadınlar Öldü, Kalanlara Sürgün Var! Yahûdi  Allah’a Giden Yolu Tıkayandır! Akıl-Fikir Arama! Susar Bu Batı Susar! Aziz Gazze / Can Gazze! İnsan Müsveddeleri, Oniki Şehidimiz Yürekleri Dağladı, Mossad Salmış, Enikleri Yurduma! ‘Yalanın En Büyüğü”, Artık Gazze Yalanı, Arz-ı Mev’ud Masaldır! Gazze Kasabı, Gürültü Yapmayın, Millet Uyuyor! Siz İftarı Beklerken, Biz Aç… Aç Öleceğiz! Firavunu Geçti, Katil Netanyahu. Son Asrın Vampiri, Şu Bu Hakkı Yok Artık, Siyon Menfaati Var! Hevâ Adamı İsen Elbette Dâvâ’n Olmaz! Gazze: Karabağ’ın Aynası Sanki!

Yukarıdaki 4 kitabı edinmek isteyenler için iletişim kanalları:

ALİ KAYIKÇI (Âşık Derebahçeli) ht Matbaa. Hançerli Mahallesi, Atatürk Bulvarı Nu: 112/A İlkadım / SAMSUN Telefon: 0.535-218 84 41 / e-posta: alikayikci55@gmail.com 

Önceki İçerikKonudan Konuya  (48)
Sonraki İçerikHoroz Sesi
Avatar photo
28 Kasım 1938 tarihinde Bafra’da doğdu. İlk ve ortaokulu doğduğu şehirde bitirdikten sonra Ankara Ticaret Lisesi ve Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi’nde okudu. İş hayatına Ankara’da muhasebeci olarak başladı. Ankara ve Karabük’te; muhasebeci, mali müşavir ve profesyonel yönetici olarak devam etti. İstanbul’da, demir ticareti ile meşgul oldu. SSCB’nin dağılmasından sonra Türk Cumhuriyetlerinde sanayi yatırımları gerçekleştirmek üzere çok ortaklı şirket kurdu. Şirketin murahhas azası olarak Azerbaycan’da ve Kırım’da tesis kurup çalıştırdı. 2000 yılında işlerini tasfiye etti. İş hayatı ile birlikte yazı hayatı da devam etti. İlk yazısı 1954 yılında Bafra’da yayımlanmakta olan Bafra Haber Gazetesi’nde başmakale olarak yer aldı. Sonraki yıllarda İlhan Egemen Darendelioğlu’nun Toprak Dergisi’nde, Son Havadis ve Tercüman gazetelerinde yazıları yayımlandı. Türk Ocakları Genel Merkezinin yayımladığı Türk Yurdu dergisinde yazdı. İslâm, Kadın ve Aile, Yörünge, Ufuk, Emelimiz Kırım, Papatya, Tarih ve Düşünce, Yeni Düşünce, Yeni Hafta, Sağduyu, Orkun, Kalgay, Bahçesaray, Türk Dünyâsı Târih ve Kültür, Antalya’da yayımlanan Nevzuhur, Kayseri’de yayımlanan Erciyes ve Yeniden Diriliş, Tokat’ta yayımlanan Kümbet, Kahramanmaraş’ta yayımlanan Alkış dergilerinde, Dünyâ ve Kırım’da yayımlanan Kırım Sadâsı gibi gazetelerde de imzasına rastlanmaktadır. Akra FM radyosunda haftanın olayları üzerine yorumları oldu. 1990 – 2000 yılları arasında (haftada bir gün) Zaman Gazetesi’nde köşe yazıları yazdı. Hâlen; Önce Vatan Gazetesi’nde, yazmaktadır. Oğuz Çetinoğlu; Türk Ocağı, Aydınlar Ocağı, ESKADER / Edebiyat, Sanat ve Kültür Araştırmacıları Derneği ve İLESAM / Türkiye İlim ve Edebiyat Eseri Sâhipleri Meslek Birliği Üyesidir. Yayımlanmış Kitapları: 1- Kültür Zenginliklerimiz: (2006) 2- Dört ciltte 4.000 sayfalık Kronolojik Tarih Ansiklopedisi: (2008 ve 2012), 3- Tarih Sözlüğü: (2009), 4- Okyanusa Açılan Kapılar / Tefekkür Mayası Röportajlar: (2009). 5- Altaylardan Hira’ya Türk-İslâm Dostluğu: (2012 ve 2013), 6- Bilenlerin Dilinden Irak Türkleri: (2012), 7- Türkler Nasıl ve Niçin Müslüman Oldu: (2013), 8- Türkmennâme / Irak Türkleri Hakkında Bilmek İstediğiniz Her Şey: (2013). 9- Türklerin Muhteşem Tarihi: (Nisan 2014 ve Nisan 2015) 10- 115 Soruda Türk İslâm-Âlimi Mâtüridî (Röportaj): 2015) 11- Cihad – Gazi – Şehid: Kasım 2015. 12-Yavuz Bülent Bâkiler Kitabı (2016 Mehmet Şâdi Polat ile birlikte) 13-Her Yönüyle Kâzım Karabekir (2017 Mehmet Şadi Polat ile birlikte) 14-Dil ve Edebiyat Dergisi / İlk 100 Sayı Bibliygorafyası (2017 Mehmet Şâdi Polat ile birlikte) 15-Büyük Türk İslâm Âlimi Serahsî (2018), 16-Âyetler ve Hadisler Rehberliğinde Kutadgu Bilig’den Seçmeler (2018), 17-Edib Ahmet Yüknekî ve Atebetü’l-Hakayık (2018), 18- Büyük Türk İslâm Âlimi Mâtürîdî (2019), 19-Kâşgarlı Mahmud ve Dîvânu Lugati’t-Türk (2019). 20-Duâ / Huzura Açılan Kapılar. (2019) 10-Yesevi Yayıncılık, 12-Yakın Plan Yayınları, 13-Boğaziçi Yayınları, 14-Dil ve Edebiyat Dergisi, diğer kitaplar Bilgeoğuz Yayınları tarafından yayımlanmıştır.