Kalp Cerrahı Prof. Dr. Tayyar Srıoğlu Bilgilendiriyor: Kalbimizle Alâkalı Olarak Bilmemiz Gerekenler
Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi
Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi.
Yaklaşık 500 yıl önce söylenmiş bu söz günümüzde halâ geçerliliğini koruyor. Eskiler ‘Sıhhat’ diyorlardı. Günümüzde ‘sağlık’ deniliyor.
Sağlık; Cenab-ı Allah’ın, insanoğluna ihsan buyurduğu en büyük nimet.
İnsan ömrü, namazla ezan arasında geçer. ‘Ömür bu kadar kısa mı?’ Diye soranlara, şöyle bir açıklama sunulabilir:
İnsan doğduğunda… Tabii burada kendi insanımızdan söz ediyorum. Temelinde İslâm bulunan, Türk millî kültürüne mensup olan bizim insanımız… Bizim insanımız doğduğunda; kulağına ezan okunur. Bu ezanın namazı yoktur. Emr-i Hak vâki olduğunda cenaze namazı kılınır. Bu namazın da, ezanı yoktur.
Kulağa okunan ezanın namazı, hayat sona erdiğinde ezan okunmadan cenâze namazı olarak kılınıyor. Çünkü cenâze namazının ezanı, insan doğduğunda kulağa okunmuştur. Böylece hayatımız, ezanla namaz arasındaki zaman dilimini dolduruyor.
Bu zaman diliminin uzun olması arzu edilir. Fakat uzunluk, çok da fazla bir mânâ taşımıyor.
Dâima hayırla anılacak işler yapmak, insanlığa hizmet etmek… Asıl mânâsı ve değeri olan işler budur.
Mânâ ifâde eden, değer oluşturan ve değer ifâde eden bir hayat yaşayabilmek için her şeyden önce sağlıklı olmak gerekiyor. Akıl ve beden sağlığı olmayanların hayatından Rabb’im cümlemizi korusun.
Türk Kalp Vakfı’nın belirlemelerine göre ülkemizdeki ölümlerin % 43’ü kalp ve damar hastalıklarından kaynaklanıyor.
İnsanlarımızın büyük bir ekseriyeti kalbini ihmal ediyor. Bizi karşı karşıya bırakacağı büyük tehlikeye rağmen gerekli tedbirleri almıyoruz. Çünkü tedbir olarak neler yapılabileceğini bilenlerin sayısı çok az.
Bilenle bilmeyen bir olamaz. Neler yapılması gerektiğini bilirsek ve bildiklerimizi uygulayabilirsek, uzun ve sağlıklı bir ömür yaşama imkânını elde etme şansımız artacak. Hem kendimizi mesut edeceğiz, hem de sevdiklerimizi ve sevenlerimizi…
Herkes, ‘Acaba kalbim ne durumda’ Diye sormalı.
Şu sebeplerden sormalı:
Birincisi şahsımızla ilgili. Çünkü hakkında bilgi edineceğimiz organ bize ait ve hayatî önemi var.
Annemizin karnında, yirminci günden başlayarak ömrümüz boyunca her gün ortalama 100.000 defa kasılarak, bütün vücudumuza devamlı olarak kan pompalıyor. Bu işi, bir sâniye bile ara vermeden, biz; uyurken – dinlenirken bile o, durmadan dinlenmeden günler, aylar ve yıllar boyunca yapıyor.
İkinci sebep sayılara dayanıyor.
Çevremizdeki her üç kişiden biri; hayatının herhangi bir döneminde, kalp ve damar hastalıklarına yakalanma ihtimali ile karşı karşıya.
Türkiye’de 2.000.000 kişiden oluşan kalp hastaları grubuna, her geçen yıl, 90.000 yeni insan ekleniyor.
Sözünü ettiğim 2.000.000 kişiden veya gruba sonradan katılacak olan 90.000 kişiden biri olmamak için neler yapmamız gerektiğini öğrendiğimizde ve bildiklerimizi uygulayabildiğimizde… sağlıklı oluruz, sağlıklı bir toplumun oluşmasına katkıda bulunuruz.
OĞUZ ÇETİNOĞLU
Türkiye’mizin sayılı kalp uzmanlarından Prof. Dr. TAYYAR SARIOĞLU Diyor ki…:
Benim uzunca bir zamandır ısrarla üzerinde durduğum husus millî kalp sağlığı politikamızın oluşturulmasıdır. Bu politika yaşayan insanımızın hayatı ve millî bekamız için çok büyük önem taşımaktadır. Ülkemizdeki bütün ölümlerin % 43’ünden fazlasının Kalp Damar hastalıklarından ileri geldiğini ifade edersek durumun ciddiyeti ve vahameti ortaya çıkmış olacaktır. İnsanlarımızın 40-65 yaşında olanların % 70’i bu hastalığa muhataptırlar. Eğer durumun ciddiyetini kavramazsak yaşama sevinci eksik, verimsiz, enerjisi düşük bir nüfusumuz olacak ki bugünün dünyasında bir ülke için bundan daha büyük bir talihsizlik olamaz. Bahse konu politikamızın önemli ilkelerinden biri hastalığın önlenmesi için alınması gereken tedbirlerdir. Yıllık kalp damar hastalıkları için millî bütçemizden 20 milyar doları aşkın bir para harcadığımızı düşünürsek ‘Millî Kalp Sağlığı Politika’sının âcil olarak gündeme alınması gerekliliği anlaşılacaktır. Bu politikanın aksiyon planının satır başlarını size vermek istiyorum:
* Kamuoyu oluşturulması
* Millî veritabanı / bilgi ağı
* Stratejik politika / Kanun ile ilgili düzenlemeler
* Önleme ve koruma çalışmaları
* Gıda güvenliği ve denetimi
* Teşhis ve tedavi merkezlerinin yeniden düzenlenmesi
* Kardiyoloji-Kalp cerrahisi eğitim programlarının standardizasyonu
* Denetim ve yetkilendirme sisteminin oluşturulması
* Paraya dayalı maddî kaynak, bütçe oluşturulması
Bu planın her bir maddesi hayati önem taşımakla beraber Kalp Krizi Merkezlerinin oluşturulması çok büyük âciliyet ifâde etmektedir. Bu merkezler milletlerarası standartlara uygun donanımda ve 24 saat esasına göre hizmet verecek olurlarsa her yıl binlerce hastanın hayata döndürülmesi sağlanacaktır. Yine bu plan içerisinde yer alan Çocuk Kalp Sağlığı Merkezleri ayrı bir önem taşımaktadır. Çünkü her yıl 13-15.000 çocuğumuz için kalp cerrahisi gerekmektedir. Bunların içinde % 30’unu yeni doğan çocuklar oluşturmaktadır. Bunlarla ilgili Çocuk Kalp Cerrahisinde uygun donanımlı hastaneler ve iyi yetmiş hekimler % 90’nın üzerinde başarı elde etmektedirler ve bu çocuklarımız hiç hasta olmamış gibi sağlıklı bir hayata kavuşturulmaktadırlar.
Çağın Vebası
Yapılan araştırmalar 2020 yılında bütün ölümlerde birinci sırayı Kalp Damar rahatsızlıklarının alacağını ikinci sırayı ise depresyon ve depresyona bağlı hastalıkların alacağını ön görmektedirler. Bu her iki hastalığı izah ederken karşımıza ‘Sağlığın şeytan dörtgeni’ çıkıyor. Sağlığın şeytan dörtgeni şu unsurlardan oluşuyor: 1- Psiko-sosyal stres, 2- Yanlış beslenme, 3- Hareketsizlik, 4- Sigara ve zararlı alışkanlıklar
Bu can sıkıcı tablolar karşısında yapılması gereken en önemli iş toplumda bir sağlık bilinci ve sağlıklı hayat özlemi uyandırabilmektir. Bunun için gerekli olan unsurlar şunlardır:
1- Kaybetmeden değerini bilmek, 2- Önce koruma ve önlem, 3- Sigara ve zararlı alışkanlıklardan korunma, 4- Düzenli egzersiz hareketli bir yaşama şekli, 5- Doğru ve dengeli beslenme, 6- Stres yönetimi, 7- Belli aralıklarla tıbbî kontrol ( check-up)
Çağımızda insanları tehdit eden ikinci önemli hastalık depresyon ve bunun kaynağı strestir. Aynı zamanda bu iki unsur kalp hastalıklarının da tetikleyicisidir. İnsanlarımıza özellikle gençlerimize Anaokulundan başlayarak bütün eğitim kademelerinde stresle başa çıkmanın yolları öğretilmektedir. Bunun için dengeli beslenme, aşırılara kaçmayan bir hayat tarzı ve daima spor hayatımıza girmelidir. Stresle başa çıkma yollarını da ana başlıklarla şöyle ifade edebiliriz:
1-Stres ve depresyona karşı konulması
2- Güçlü kalp, dolaşım ve solunum sistemi
3- Kilo kontrolü ve obezitenin önlenmesi
3- Kan şekeri hastalığının önlenmesi
4- Kas ve kemiklerin güçlenmesi
5- Kaliteli uyku
6- Kanser riskinin azaltılması
İnsan ve Hayat
Hayatımıza özen gösterirsek, sağlığımızı korursak yaşamaya değer bir hayatımız olur. Bu iki unsur arasında kopmaz bir bağ vardır. Kaliteli bir hayat özen gösterilerek bilgiyle, emekle, dikkatle sağlanacağı gibi böyle bir hayatın korunması için de insan gerekli çabayı gösterecektir. Kaliteli bir hayatın önemli şartlarından biri kişinin diğer insanlara ve yaşadığı çevreye özen göstermesi onlarla bütünleşmesi ve paylaşmayı bilmesidir. Bu tutum bizi yalnızlıktan kurtarır, yalnızlık insan hayatı için en büyük tehlikelerden biridir, ömür törpüsüdür. Sağlıklı bir çevreyi gerçekleştirmeden; şahsî olarak sağlığımıza göstereceğimiz özen boşa bir çabadır. Onun için diyoruz ki kalplerimizin sağlığı için bütün mahlûkata sevgi, merhamet, dostluk, vefa, adâlet ve güven duygusu beslemeliyiz. Bu yolda gayret etmeliyiz. Bunların sağlanabilmesi için ailede verilecek terbiyenin yeterli olmayacağını, mutlaka eğitimin her kademesinde sağlık bilincinin ve mutlu hayatın öğretilmesi gerektiğini kabul etmek mecburiyetindeyiz.
Prof. Dr. TAYYAR SARIOĞLU
Prof. Dr. Tayyar Sarıoğlu Kalp Damar Cerrahisi Bölüm Başkanı, Acıbadem Bakırköy Hastanesi, Kalp Merkezi İstanbul Kalp Cerrahisi Vakfı Başkanı Doğum: 1951, Gaziantep Eğitim: Tıp Eğitimi: Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi, 1974 Kalp damar cerrahisi uzmanlığı: Hacettepe Üniversitesi, 1979 Akademik görev ve pozisyonlar: *Acıbadem Bakırköy Hastanesi Kalp Damar Cerrahisi Bölüm Başkanlığı, 2003 *İstanbul Memorial Hastanesi Kurucu Genel Direktör, Proje ve Yönetim Liderliği, 1996-2002 *İstanbul Memorial Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Bölüm Başkanı ve Çocuk Kalp Sağlığı Merkezi Başkanı, 2000-2002 *İstanbul Üniversitesi Kardiyoloji Enstitüsü Kalp Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanı, 1997–2000 *İstanbul Üniversitesi Kardiyoloji Enstitüsü Kalp Damar Cerrahisi Öğretim Üyesi, 1987–1997 *Hacettepe Üniversitesi Kalp Damar Cerrahisi Baş Asistan, Uzman ve Doçent,1979–1985 *Cardiovascular Fellow, Klokkenberg, Holland, Ağustos 1984 * University of Alabama in Birmingham (UAB, USA) special cardiovascular fellow, 1985 – 1986 Kariyer, Akademik Çalışmalar *Kalp Damar Cerrahisi konusunda yerli ve yabancı dilde 120’den fazla yayın *Kalp cerrahisinin en komplike ameliyatlarından olan yeni doğan bebeklerde arterial switch ameliyatı, Konno-Rastan ve kalpte pulmoner ototransplantasyon (Ross-Konno) ameliyatlarını Türkiyede ilk defa uygulama ve başarılı bir şekilde rutin hale getirme. * Aort koarktasyonu ve mitral atrezili tek ventrikülde kendisi tarafından geliştirilen ameliyatlar. (Aorto–subklavian Plasti ve Sağ atrial Flap ile atrial neoseptasyon) *Özellikle yeni doğan bebekler ve küçük çocuklardaki kalp ameiyatlarının ülkemizde de dünya standartlarındaki başarıya ulaştırılması konusunda büyük çaba ve rol. * Erişkin ve çocuk yaş grubunda her türlü 7500’den fazla kalp ameliyatı uygulamaları *1985–2000 yılları arasında 20’den fazla kalp cerrahisi uzmanının yetiştirilmesi Üyelikler ve Kurumsal Faaliyetler *Full Bright ABD Eğitim Bursu, 1985 *Türk Kardiyoloği Derneği Üyeliği *Türk Pediatrik Kardiyoloji Derneği Üyeliği *Türk Kalp Damar Cerrahisi Derneği Üyeliği *Göğüs Kalp Damar Cerrahisi Dergisi Editörlüğü, 1992–1997 *Kalp Damar Cerrahisi 2. Ulusal Kongresi genel sekreterliği, 1992 * İstanbul Kalp Cerrahisi Vakfı kurucusu ve başkanlığı, 1995 *Europian Cardio–Thoracic Surgery Society Üyeliği *New York Academy of Science Üyeliği *Amerikan Assocation for the Advancement of Science Üyeliği Hobi Tarih ve Felsefe, Yüzme, doğa yürüyüşleri, Klasik Türk Müziği ve Şiir. |
Tanınmış bir kalp uzmanı diyor ki:
* Sigara içeni ameliyat etmem. Sigarayı bırakmayan hastayı kesinlikle tedâvi etmem. Çünkü sigara insanı öldürür. Hasta kendini öldürmeye karar verdiyse, ben ne diye onun için uğraşayım? Şifa bekleyen onca hasta var. Enerjimi onlara harcarım.
* Duâ etmek insanı iyileştirir. Duânın meditasyon gibi, şifa gibi iyileştirici özelliği vardır.
* Her gün aspirin içmeli. Aspirin kanı sulandırdığı gibi, vücuttaki doku tahrişini önlüyor. Böylece ömrü uzatıyor.
* Çay yerine ıhlamur içmeli, sarımsak (sarmısak) yemeli.
* Şişmanlık en az sigara kadar tehlikeli.
* İnsan vücudunda, seratonin adlı bir hormon var. Vücudumuzda yalnızca 10 miligram olan bu hormon, insanın mesut olmasını sağlıyor. Kalp hastaları, sağlam insanlara oranla, seratonin hormonunu, idrar yoluyla iki kat daha fazla olarak dışarı atıyor. Dolayısıyla kalp hastaları mutlu olamıyorlar. Seratonin kaybı, mandalina, portakal, domates, süt, hindi eti ve çikolata gibi gıdalarla, kısmen karşılanabilir.
* Kalp hastalığı kader, kalpten ölmek çâresiz bir son değil. Kalbinizi kontrol ettiriniz, bir problem varsa, tavsiyelere uygun hareket ediniz. Tavsiyelere uygun hareket edenlerin % 90’ı sağlıklı yaşamaya devam eder.
* Damar sertliği, çocukluk ve ilk gençlik çağlarında başlayıp 30 – 40 yaşından sonra kendini gösteren bir illettir. Önlem almak için beklemek mânâsızdır. Fakat hiçbir zaman da geç kalmış değilsiniz.
OĞUZ ÇETİNOĞLU