Bu telaş, Başka Telaş

67

                Günlerdir yeni bir anayasa tartışmasıdır başını aldı gidiyor. Öyle ki, siyasiler konuşmalarında ne Türkiye Cumhuriyeti’nin kırmızıçizgilerini, ne de dokunmadık sinir uçlarını bıraktılar. Herkesin söylediği yanına kâr kalıyor. İktidar, hukukun olmadığı memlekette bir hukuksuzluk karşısında aynı türden bir konuşma yapan biri; eğer yandaşsa görmezden geliyor, yok eğer karşı taraftan muhalifse, “Düşman Ceza Hukuku”nu uyguluyor.

                Zamanında kanunlar müsaitken Bebek Katili Abdullah Öcalan’ın idamı için gayret etmeyip, müebbet hapse mahkûm edilmesine yardım eden zat bugün: “gelsin DEM sıralarından haykırsın, PKK terörünü durdursun!” diye feveran ediyor. Aslında PKK’nın elebaşları dağdayken 25 yıldan beri İmralı’da yatan sözlerinin hiçbir hükmü kalmayan Öcalan’ın terörü bitiremeyeceğini herkesten iyi kendisi biliyor ama lâkin niyetler başka olunca topu taca atıp, taç dan gol atmaya çalışıyor.

                Aslında günlerdir kamuoyunu meşgul eden “Yeni Anayasa” tartışmalarının ana nedeni; Anayasanın değiştirilemez ilk dört maddesinin daha önce defalarca çiğnenmiş olması ve iktidarı kaybettikten sonra bu değiştirilemez maddeler yüzünden yargılanmamalarının önünün alınması ve bertaraf edilmesinden ibarettir.

                Bunun içindir ki, Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan’ın ömrünün sonuna kadar cumhurbaşkanı olarak görevde kalması isteniyor. Ancak iktidarı kaybettikten sonra sadece Erdoğan’ın yargılanacağını düşünenler varsa onlar yanılgı içindedirler. Durup dururken Numan Kurtulmuş’un anayasanın değiştirilemez, değiştirmesi dahi teklif edilemez 4 Maddesinden 3. Maddenin değiştirilmesini tartışmaya açmasının sebebi ne ola ki?

                Sözü uzatmadan ömrünü vatanı ve milleti uğruna vakfetmiş, eski Milli Savunma Bakanlığı Genel Sekreteri Emekli Kurmay Albay Ümit Yalım’ın 2004 yılından itibaren Yunanistan’ın Ege denizindeki 20 adamızı nasıl işgal ettiğini, adalar işgal edilirken Cumhurbaşkanından, Genelkurmay Başkanına kadar kimlerin sorumlu olduğu belgelerine bir göz atalım.

a – “ Numan Kurtulmuş, 24 Kasım 2015-24 Mayıs 2016 tarihleri arasında, III. Davutoğlu Hükümeti’nde Başbakan Yardımcısı olarak görev yaptı. Anılan dönemde, Yunanistan 09 Mart 2016’da, Muğla İl sınırlarımız içinde bulunan Ardıççık Adası’nı işgal etti. Numan Kurtulmuş, Başbakan Ahmet Davutoğlu ve Başkomutan Tayyip Erdoğan ile birlikte işgale seyirci kaldı.”

b –  “Numan Kurtulmuş, 24 Mayıs 2016-19 Temmuz 2017 tarihleri arasında, Yıldırım Hükümeti’nde Başbakan Yardımcısı olarak görev yaptı. Anılan dönemde, 14 Kasım 2016’da, Aydın İl sınırlarımız içinde bulunan Marathi Adası’nın da Yunanistan tarafından işgal edildiği ortaya çıktı. Numan Kurtulmuş, Başbakan Binali Yıldırım ve Başkomutan Tayyip Erdoğan ile birlikte işgale yine seyirci kaldı. Yunanistan’a nota verilmedi.”

c – “Anayasa’nın ilk 4 maddesine kimse dokunamaz”, “Alıştıra alıştıra bölecekler” gibi söylemler içi boş söylemler olup Anayasa’nın 3. Maddesinin fiilen değiştirildiği ve Türkiye’nin batıdan bölündüğü gerçeğinin üzerini örtemez. Zaten, Tayyip Erdoğan da 03 Eylül 2022’de, Samsun’da yaptığı konuşmada, “Yunanistan’a bizim tek cümlemiz var, İzmir’i unutma. Adaları işgal etmeniz filan bizi bağlamaz, vakti saati geldiğinde gereğini yaparız. Hani diyoruz ya, bir gece ansızın gelebiliriz” diyerek adalarımızın işgal edildiğini yani Anayasa’nın 3. Maddesinin fiilen değiştirildiğini ve Türkiye’nin batıdan bölündüğünü itiraf etmiştir. Atatürk ve silah arkadaşları 3 yıl 3 ay 21 gün sonra 9 Eylül 1922’de, Anadolu’daki Yunan askerlerini İzmir’de denize döktü. Erdoğan’ın Başbakanlığı ve Başkomutanlığı döneminde, 2004’den itibaren adalarımızı işgal eden 6 bin Yunan askeri ise tam 20 yıldır Türkiye’de elini kolunu sallayarak dolaşıyor.  TÜRKİYE, 20 YILDIR YUNAN İŞGALİ ALTINDADIR. “

d – “Genelkurmay Başkanı Necdet Özel, Mart 2015’de, Yunan işgali altındaki adalar hakkında, Sözcü Gazetesi Yazarı Rahmi Turan’a bir açıklama gönderdi. Özel, “Ege’de mevcut egemenlik antlaşmalarıyla Yunanistan’a devredilmemiş olan ada, adacık ve kayalıklara ilişkin ihlaller tarafımızdan titizlikle takip ediliyor. Durum, Genelkurmay Başkanlığı’nın görüşleriyle birlikte Dışişleri Bakanlığı’na bildiriliyor. Konu siyasidir. Siyasi makamların yetki ve sorumluluğundadır. Alınacak kararların siyasi sonuçlar doğuracak olması nedeniyle nihai karar siyasi iradenindir” dedi.

e – “TÜRKİYE’NİN BATISINDAKİ TOPRAKLARIMIZ, ANKARA’DAN DEĞİL, ATİNA’DAN YÖNETİLİYOR

     Yunanistan, işgal ettiği 20 adamızın 5’inde 08 Ekim 2023’de, hiçbir engelle karşılaşmadan Belediye Başkanlığı seçimlerini yaptı. Yunanistan’ın adalarımızda yaptığı seçimlere İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Jandarma Genel Komutanı Arif Çetin ve Sahil Güvenlik Komutanı Ahmet Kendir seyirci kaldı. İzmir Koyun Adası, Aydın Hurşit Adası, Aydın Eşek Adası, Küçük Çuha ve Gavdos adalarında yapılan seçim sonuçları Yunan İçişleri Bakanlığı’nın resmi internet sitesinde yayınlandı. Sitede, seçim yapılan 5 adamızda kayıtlı seçmen sayısının 7 binden fazla olduğu görülüyor. Diğer adalarımıza yerleştirilenler ile birlikte 10 bin civarında Yunan vatandaşı adalarımıza yerleştirilmiş durumda.”

Yazının tamamını okumak için bakınız: https://kocaeliaydinlarocagi.org.tr/herkese-gunaydin-anayasanin-3-maddesi-tayyip-erdogan-ve-akp-hukumetleri-doneminde-fiilen-degis

                Şimdi anlaşıldı mı sayın okur “Vehbi’nin kerrakesi.” Neymiş efendim bu anayasa darbe anayasasıymış, 2. Türkiye Yüzyılında sivil bir anayasa şartmış…bunların hepsi bahane. Asıl korkuları iktidardan düştükten sonra bugünkü anayasaya göre yargılanacak olmaları.