Sizin Mahallede Şeriat İslam mıdır?

417

Bazı konularda korku var; mahalle baskısı had safhada.

Geçen hafta Sayın Akşener, “Şeriat İslam’dır.” demiş. Kıyamet koptu. Nasıl kıyamet? Siyasal İslamcı kesimden pek ses çıkmadı. Çünkü Akşener onlardan değildi ve söylediğinin doğru mu yanlış mı olduğunun önemi yoktu. Aynı sebepten, söylediklerinin lehlerine olmasının bile önemi yoktu. Sonuçta onlar, “Es-sükût hayrül min el dırdır.” deyip sustular. 

Karşı mahalle küplere bindi. Susmadılar. Konuştular, yazdılar. Fakat bindikleri küplerden “Hayır şeriat İslam değildir.” veya “Evet şeriat İslam’dır.” gibi sesler çıkmıyordu. Söyledikleri şundan ibaretti: Şeriat olsa sen parti kuramazsın. Şeriat olsa sen başı açık gezemezsin. Şeriat olsa hırsızların eli kesilir. Şeriat olsa 9 yaşında, 6 yaşında kızlar kocaya verilir. Şeriat olsa sen babanın mirasından yarım pay alırdın.

Hasan Onat Hoca’ya rahmet

Bu patırtıyı şöyle özetleyebiliriz: Şeriat berbat bir şeydir. Amma herhâlde İslam berbat bir şey değildir. Onun için biz şeriata vuralım. Dolayısıyla sana vuralım. Yoksa İslam da mı berbat bir şeydir? Ama böyle dersek siyaseten yanlış olur… 

Bir Allah’ın kulunun, iddianın kendisini “Şeriat İslam’dır” sözünü ele aldığını hatırlamıyorum. 

Sonra aklıma rahmetli Prof. Dr. Hasan Onat hoca geldi. Genç yaşta kaybettiğimiz bu güzel insanla bu konuda bir hatıram, bir anekdotum var. Onun Millî Düşünce Merkezi’ndeki bir konuşmasından sonra olmalı, ayaküstü sohbetimizde, bir cümleye başlar gibi olmuştum: “Şeriat…” dedim. Arkasını getirmeme izin vermedi, “Din değildir.”i yapıştırdı. Sohbetimiz devam etti ama geçmiş gün, konuyu hatırlamıyorum. 

Evet, Prof. Onat “Şeriat din değildir.” derdi. O hâlde “Şeriat İslam’dır.” da yanlıştır. Hiç kusura bakmayın, bu konuda ben Sayın Akşener’i değil, rahmetli Hasan Onat’ı dinlerim. 

Arap topraklarında Roma hukuku

Niyetim “Şeriat nedir?”i tartışmak değil. Ne şeriat denilen yapıdaki aşikâr Roma Taşra Hukuku unsurlarını ne de Mecelle’nin, “Ezmanın tagayyürü ile ahkâmın tebeddülü inkâr edilemez.” hükmünü tekrar edeceğim. Şeriat İslam’sa, ahkâm tebeddül eylerse İslam da mı tebeddül ediyor? 

Niyetim bilenlerin sessizliğine işaret etmek. Niye sessizler dersiniz? Çünkü şeriat dindir diyenleri tenkit etmek siyaseten doğru bir hareket değildir. Siyasal İslamcılar üstünüze çullanır ve kim bilir başınıza neler gelir. 

Hadi böyle bırakmayayım. Şu Roma Hukuku işini biraz açayım; yoksa ben de dayak yerim.  Danimarkalı tarihçi, Oxford, Cambridge ve Princeton gibi ünlü İslam bilimleri merkezlerinde hocalık yapmış, mütevveffa (2015) Patricia Crone’un “Tanrı’nın Kanunu” kitabını okumuştum (God’s Rule: Government and Islam – Six Centuries of Medieval Islamic Political Thought, Columbia University Press, 2004). Crone, kitapta şeriatta bir konuyu, köle hukukunu inceliyordu. Köle hukuku karmaşık bir konu; kölenin mirasından, kölenin işlediği suçtan sahibinin sorumluluğuna kadar öyle kolay olmayan yönleri var. Crone, açık bir sonuca işaret ediyor. Şeriattaki köle hukuku, Roma’nın Taşra Hukuku’na dayanıyor.

Şeriat din de İslâm da değildir 

Ee? Şeriatın köle hukuku Roma Taşra Hukuku’na dayanıyorsa ne olacak? Hiçbir şey olmayacak. İslam’dan önce İslam’ın doğduğu bölgede Bizans ve Sasani etkisi hüküm sürüyordu ve insanların törelerini, kanunlarını o etkiler altında inşa etmeleri kadar normal bir şey yoktu. Fakat bir sonuç daha var: Şeriat denilen kurallar, yasaklar, zorunluklar mecmuası, satır satır İslam’dan çıkmadı. Şeriat İslam’dan önce de vardı. İslam’dan sonra da; dine aykırı olmamak kaydıyla, coğrafyadan coğrafyaya, devletten devlete, millî kültürden millî kültüre değişti. Dolayısıyla Onat Hoca’nın dediği gibi şeriat din değildir; şeriat İslam da değildir. 

Değerli ilahiyatçılarımız. Siz bunları biliyorsunuz. Belki de İslam ilahiyatının zirve merkezleri Türkiye’nin ilahiyat fakülteleridir. Hiç olmazsa Profesör Fazlur Rahman bu fikirdedir. O hâlde toplumdaki yanlış anlamaları, polemiksiz, sadece bilime dayanarak düzeltme vazifesi de sizlere düşmez mi?

Şeriat dindir; şeriat İslam’dır konusu sizin aydınlatma görev alanınıza giren önemli bir konudur ama buna benzer daha birçok yalan yanlış iddia ortada dolanıp duruyor. Bu meselelerin mahallelere bırakılması doğruların anlatılmaması, dine de siyasete de millete de yarar sağlamaz. Buyurun: Şu anda bayağı bir kalabalık, hırsızların elinin kesilmesinin, köle ve cariye edinmenin, 6-9 yaşında çocukların evlendirilmesinin İslam olduğunu zannediyor. Rahat mısınız?

Öbür mahalleye not: İlahiyat fakülteleri sizin sandığınız gibi yobazlık merkezleri değildir. Yobazların en hazzetmediği yerlerin başında bu fakülteler gelir. Oralara hâkim olmak için ellerinden geleni yaparlar. 

Not: Yazımı yazdıktan sonra dostlarım bana Prof. Dr. İsrafil Balcı’nın konuşmasını işaret etti:

Görevini hakkıyla yapan bir bilim insanı. Dinleyiniz. 

Sizin mahallede şeriat İslam mıdır? – Milli Düşünce Merkezi (millidusunce.com)

Önceki İçerikKocaeli’nin Sağlık Hizmetlerinde 1900’lü Yıllar
Sonraki İçerikRasyonel ve İnsancıl Yönetim
İskender Öksüz
İskender Öksüz 14 Eylül 1945 tarihinde İzmir'de dünyaya gelmiştir. 1966 yılında Ege Üniversitesi Kimya-Fizik Bölümü'nde lisans eğitimini tamamlamıştır. Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumunun yurtdışı bursuyla ABD'de Yale Üniversitesi'ne kabul edilmiş, burada, Oktay Sinanoğlu'nun danışmanlığında, 1968'de yüksek lisansını 1969'da da doktora derecesini almıştır. İskender Öksüz 1968-1979 yılları arasında; Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nde bölüm başkanlığı, rektör yardımcılığı ve rektör vekilliği görevlerinde bulunmuştur. Yine aynı yıllarda senato üyeliği (ADMMA), Türkiye Atom Enerji Komisyonu 7. Dönem üyeliği, Atom enerjisi konusunda bakan danışmanlığı ve Töre-Devlet Yayınevi yöneticiliği yapmıştır. Öksüz, 1981-1987 yılları arasında, Suudi Arabistan'da bulunan University of Petroleum and Minerals'da akademik ve idari görevler, bilgisayar destekli öğretim koordinatörü, yeni öğretim üyesi seçimi ve terfi komitesi üyeliği yapmıştır. 1987 yılından itibaren sağlık, bilişim ve eğitim sektörlerinde çeşitli firmalarda üst düzey yöneticilik yapan Öksüz, çeşitli şirketlerde yönetim kurulu üyeliği, genel müdürlük ve holding genel koordinatörlüğü yaptı. İskender Öksüz 2012 yılında Gazi Üniversitesi Kimya Mühendisliği Bölümünden emekli oldu. Otuzun üstünde bilimsel yayını yedi yüzün üzerinde atıfı bulunan Öksüz, KÜBİTEM (Kültür, Bilim ve Teknik Merkezi) kuruculuğu, Türk Ocağı Hars Heyeti ve Yönetim Kurulu üyeliği, Millî Düşünce Merkezi Yönetim Kurulu üyeliği; Töre, Devlet, Bozkurt, Türk Yurdu dergilerinde makale ve başka yazıları yayımladı. Üniversiteler de dâhil olmak üzere çeşitli platformlarda konferans, söyleşi ve röportajlarda bulundu.[5][6] Ayrıca Son Havadis, Yeni Ufuk ve Ayyıldız gazetelerinde köşe yazarlığı yaptı. Karar gazetesinde köşe yazarlığına devam etmektedir. İskender Öksüz, 5 Mayıs 2021 tarihinde vefat eden ünlü romancı Emine Işınsu ile evliydi. Eserleri[7] Millet ve Milliyetçilik Bilim, Din ve Türkçülük Alt Akıl: Aptallar ve Diktatörler Türk Milliyetçiliği Fikir Sistemi Türk'üm Özür Dilerim Niçin Geri Kaldık? Çin Dünyayı Ele Mi Geçiriyor? (Konuralp Ercilasun ile birlikte)