Enver Paşa

161

Enver Paşa,
(1881-1922) Türk târihinin, lehinde ve aleyhinde en uç noktalarda konuşmalar,
değerlendirmeler yapılan çok mühim isimlerinden biridir. Adını, Kurmay Yüzbaşı
olarak ilk tâyin yeri olan Makedonya’da duyurdu. Burada Balkan komitacı ve eşkıyalarının
zararlı faaliyetlerini önlemekle vazifelendirilmişti. Çok başarılı idi. Enver
Bey, bulunduğu yerde kalmayı düşünmeyen hareketli bir insandı. Asker olmasına
rağmen İttihat ve Terakki Cemiyeti’ne girdi. Berâberindeki pekçok subayın da
cemiyete girmesini sağladı. Zaman içerisinde cemiyetin önde gelen liderlerinden
biri durumuna erişti. Sultan İkinci Abdülhâmid Han’ın tahttan indirilmesi
maksadıyla çıkartılan karışıklıklarda aktif rol oynadı.  

O târihte,
İngiltere Kralı ile Rus Çarı, bir toplantıda görüşerek, Osmanlı Devleti’nin
parçalanmasını sağlayacak çalışmalara başlanmasını kararlaştırmışlardı. Sarayın,
bu bilgileri ciddiye almayışını sebep göstererek İttihatçılar Makedonya’da bir
miting düzenledi. Bu hareketin öncüsü Enver Bey idi. Makedonya’da Meşrutiyet’i
ilân ettiler. Aynı gün Sultan İkinci Abdülhâmid Han da İstanbul’da Meşruutiyet’i
ilân etti. Bunun üzerine Enver Bey İstanbul’a geldi. Bir kahraman gibi
karşılandı. Saray kendisini önce Makedonya Müfettişliği’ne 1909 yılında ise
Berlin’e Askerî Ateşe olarak  tâyin etti.
Burada koyu bir Alman dostu oldu. 31 Mart olayı sebebiyle tekrar İstanbul’a
geldi. Trablusgarp’a gönüllü olarak gitti. Albaylığa yükseltildi. Artık
yükselişini önlemek mümkün değildi. Pâdişah Sultan Mehmed Reşad’ın yeğeni Naciye
Hanım’la evlendi.

Enver Bey,
saraydan habersiz paşa yapıldı. Yine sarayın tasvibi alınmadan Harbiye
Nâzırlığına getirildi.

Ali Oğuzhan Cengiz, 13,5 X 21 santim
ölçülerindeki 183 sayfalık eserinde, Enver Paşa’nın 41 yıllık ömrüne
sığdırdığı; romanlara, dizi filmlere konu olacak kadar çok sayıda hâdisenin
yaşandığı hayatı, hiçbir bölümünü atlamadan, eskilerin tâbiriyle müfit ve
muhtasar / faydalı ve özetlenmiş bilgilerle, efrâdını câmi, ağyarını mâni
ölçülerle sunuyor.  Klâsik târih
metinlerinde yer almayan ilgi çeçi hâdiseleri eserine almak suretiyle, merakla
tâkip edilecek hızlı tempolu bir üslûp kullanıyor.

Sayfa
sayısının az olmasına rağmen Enver Paşa hakkında bilgi edinmek için başka bir
kaynağa ihtiyaç hissettirmeyecek kadar geniş kapsamlı olan Oğuzhan Cengiz’in eseri,
her biri 4 ilâ 16 sayfadan oluşan 19 bölüm hâlinde düzenlenmiş. Eserin sonunda
73 parçadan oluşan ‘Kaynakça’ ve ‘dizin’ bulunuyor. ‘Enver Paşa Şecerenâmesi’ olarak da isimlendirilebilecek olan kitap,
Enver Paşa’nın amcası Halil Kut Paşa ile ana-baba bir kardeşi Nuri Killigil
paşalar hakkında da bilgi ihtiva ediyor. Her iki paşa da Osmanlı döneminin,
Nuri Killigil Paşa ise kurduğu mühimmat fabrikası ve mâruz kaldığı suikast
sebebiyle Cumhuriyet döneminin de önemli ve çok konuşulan, değerli
insanlarıdır. Esâsen Mustafa Kemal, Fevzi Çakmak ve Kâzım Karabekir paşalar
başta olmak üzere Osmanlı döneminin son paşaları, aynı zamanda Cumhuriyet
döneminin de ilk 10 yılında önder devlet adamlarıydı.

Enver Paşa’ isimli eserden heyecanları
doruğa çıkaran kısa bir bölüm:

Enver Paşa, Birinci
Dünya Savaşı’nın kaybedileceğinin anlaşılması üzerine, İttihat ve Terakki’nin
diğer önde gelenleri gibi yurt dışına gitti. Almanya’da bulunduğu dönemde,
Bolşeviklerin öne çıkan isimlerinden Karl Radek aracılığıyla Lenin hükümetiyle
temas kurdu.

Enver Paşa,
Almanya’dan hareketle Moskova’ya gitmeyi denemişse de bazı aksaklıklar yüzünden
ilk denemesinde başarısız oldu.

Mayıs 1919’da
Bahattin Şâkir Bey ile birlikte uçakla yeniden Moskova’ya geçmek üzere
Berlin’den hareket etti. Uçağın yolcu listesine Ali Bey takma adıyla kaydoldu.
Ancak bu isimle ilgili güvenlik görevlilerinde bazı şüpheler oluşunca uçak
verilen bir emirle âcil iniş yaptı.

Enver Paşa, Kovno
Hapishanesi’ne gönderildi. Bir süre burada tutuklu kaldıktan sonra Berlin’e
dönmek şartıyla serbest bırakıldı.

Berlin’de on beş
gün kaldıktan sonra kiraladığı bir uçakla Riga üzerinden Moskova’ya gitmek için
yeniden harekete geçti ancak bu defa Riga’da tutuklandı. Pasaportunda vize
olmadığı gerekçesiyle Volmar Hapishanesi’ne kondu. Kendisinin Osmanlı
Devleti’nin eski Başkumandan Vekili olduğunu ispat etmesinden sonra serbest
bırakıldı. 15 Ağustos 1920’de Moskova’ya vardı.

Enver Paşa ve
maiyeti, Kremlin’in üst tarafında, eski sarayların birinde kendilerine ayrılan
bir odaya yerleştirildi. Moskova’da Lenin, Radek, Çiçerin, Zinonyev gibi
tanınmış komünist liderlerle görüşme fırsatı buldu. Görüşmeler sırasında Enver
Paşa, kendisini Türkiye’nin temsilcisi olarak gösterdi.

Enver Paşa’nın Turancı
ve İslâmcı kimliğini iyi bilen Bolşevikler, O’nun İslâm dünyâsında ve şark
milletleri nezdindeki şöhretinden istifâde etmeyi düşünüyorlardı. Rusların,
Enver Paşa’yla iş birliğine girmelerinin temel sebepleri şunlardır:

1-Doğu milletlerine
Enver Paşa ve arkadaşları vasıtasıyla bağımsızlık vaat ederek Orta Asya ve
Hindistan’da İngiliz sömürgeciliği ile mücâdele etmek.

2-Enver Paşa ve
arkadaşlarının Türk ordusunu takviye maksadıyla Anadolu’ya götürecekleri
Azerbaycan piyadeleri ile Kafkas süvarilerinin arkasında Üçüncü Enternasyonale
bağlı ve kendilerinin vücuda getirdikleri Türkiye Komünist Partisi’nin
teşkilatını Anadolu’ya sokmak.

3-Doğu milletlerini
Sovyetlerle iş birliği yapmaya teşvik etmek.

Enver Paşa’nın
Lenin nezdinde görüşmelerde bulunmak üzere Moskova’ya gelmesi, Ruslara
maksatlarına ulaşma noktasında bir fırsat tanıyordu. Yapılacak iş birliği
Bolşevikleri, hem İslâm hem Türk dünyasında etkin hâle getirebilirdi. Onlar
açısından bu Bolşevik ihtilâlinin geniş bir coğrafyaya yayılması anlamına geliyordu.

Enver Paşa’nın
görüşmelerdeki amacı, Türkistan’a geçmeden önce orada ilan edeceği Turan
imparatorluğu için gereken silah ve mühimmatı Ruslardan sağlamaktı.

Enver Paşa,
heyetiyle birlikte Lenin tarafından Kremlin Sarayı’na dâvet edildi. Enver Paşa,
bir süre misâfir salonunda bekletildikten sonra Lenin’in kabul odasına alındı.

Görüşmelerin
yapıldığı oda, büyük ve sessizdi. Heyettekilerin dikkatini oturdukları
sandalyeler çekiyordu. Çünkü sandalyelerin her biri, birer elektrikli bataryaya
bağlıydı. Ayrıca görüşmeleri kaydetmek üzere ses sistemi kurulmuştu.

Görüşmeler, Enver
Paşa’nın yaptığı uzun bir konuşmayla başladı. Enver Paşa, Moskova’ya geliş
sebeplerinden, ihtilâle olan ilgisinden ve bağlılığından bahsetti. Kendisine
müsaade edildiği takdirde Afganistan’da Bolşevik ihtilâlini yürütebileceğini
belirtti. Ayrıca İngilizlerin Afganistan ve Hindistan taraflarındaki faaliyetlerini
engellemek maksadıyla ölümü pahasına elinden gelen her şeyi yapacağına dair söz
verdi.

Enver Paşa’nın
konuşması bittikten sonra Lenin söz aldı. Lenin, Orta Asya’daki kabileleri bir
araya getirmek için burada onların kendi gelenek ve göreneklerine göre bir idâre
tesis edilmesinin uygun olacağından bahsetti. Görüşme neticesinde Enver Paşa,
isteklerinin büyük kısmı için destek sözü aldı. 

Sonrası
hazindir. Sebebi ise Rusların güvenilmezliği ile birlikte Enver Paşa’nın
hayalhânesini zenginleştiren ihtirasları…

Şurası
muhakkaktır. Oğuzhan Cengiz’in de
sık sık vurguladığı gibi, Enver Paşa, Türkçüdür. Türk milliyetçisidir. Mutlak bir
vatanseverdir. Kavi inançlı bir Müslümandır. Şâirdir, ressamdır, mükemmel bir
hatiptir, ikna gücü yüksektir, üstün vasıflara sâhip akıllı, cesur ve zeki bir
insandır. Ancak çok az insanda bulunan bu üstün vasıflar, O’nun ihtirasının
gölgesinde kalmıştır. En büyük ihtirası da İslâmiyet’i ve Türklüğü yüceltmekti.

Oğuzhan Cengiz’in değerlendirmesi de
eserinde…

BİLGEOĞUZ
YAYINLARI:

Alemdar Mahallesi Molla Fenarî Sokağı Nu: 35/B
Cağaloğlu, İstanbul. Tel: 0.212-527 33 65 Belgegeçer: 0.212-527 33 64 Whatsapp
hattı: 0.553-129 86 86 E-posta:
bilgekitap@gmail.com   WEB: www.bilgeoguz.com 

 

 

OĞUZHAN CENGİZ

     19 Mayıs 1959 tarihinde İstanbul’da
doğdu. Gençlik yıllarında, 12 Eylül 1980 Darbesi öncesi, siyâsî mücâdelelerde
aktif olarak yer aldı; 1980 öncesinde İstanbul
Ülkü Ocakları
Yönetim Kurulu üyeliklerinde bulundu, bölge başkanlıkları
yaptı. 1978 yılında girdiği hapisten 1990’da çıktı. Sağmalcılar, Maltepe Askerî Cezâevi, Paşa kapısı, Edirne, Malatya ve
Sakarya‘da toplamda 12 yıl hapis
yattı. 2000 yılında, gazeteci Arslan Tekin’le haftalık Türk Haber gazetesini çıkardı. 25. sayısından itibâren gazetenin
genel yayın müdürlüğünü üstlendi. 56. sayıda gazete kapandıktan sonra Bilgeoğuz Yayınlarını kurdu.

     Bilgeoğuz Yayınları’nın sâhibi olan Oğuzhan
Cengiz evli ve 3 çocuk (Oğuzalp, Bilge ve Erdem) babasıdır. 2020 yılına kadar
1000’den fazla kitap yayımladı ve halen yayınevinin genel yayın müdürlüğü
görevine devam etmektedir. 

Eserleri:
     1-Yanık
Kale(1999-2015)
, 2-Kapıaltı (2000-
2018), 3-Sürgündeki Derviş (Özbekistan
Erk Partisi lideri Muhammed Sâlih hakkında, 2005), 4-Bir Yıldız Kaydı (12 Eylül öncesi olaylarında öldürülen kardeşi
Erhan Cengiz hakkında, 2005), 5-Teşkilat
Ercan
(Ülkücü İşçiler Derneği İstanbul Şube Başkanı Ercan Poyraz hakkında
2006), 6-Okul ve Aile Etkinlikleri
(2008-2012), 7-Gün Sazak  (2008).
8-Başkan Recep Haşatlı (MHP İstanbul İl Başkanı Recep Haşatlı hakkında,
2009), 9-Bir Türk Münevverinin Seyir
Defteri (
2012), 10-Prof.Dr.
Ekmelettin İhsanoğlu
(2014), 11-Türkmen
Beyi Devlet Bahçeli
(2014), 12-Ertuğrul
Gazi Kuruluş
(2015), 13- Alparslan
Türkeş
(2015), 14-Attila (2016),
15-Timur (2016), 16-Cengizhan (2016), 17-Metehan (2016), 18-İz Bıraktılar Şehit Erhan Cengiz
(2017), 19-Zindan Okumaları (2018),
20-Türk Milliyetçiliği ve Ülkücülük (2018-2019),
21-Eski Türklerde Kadın (2020),
22-Alparslan Türkeş Başbuğ (2020), 23-Harezmşahlar ve Celaleddin Harezmşah
(2020), 24-Dede Korkut Hikâyeleri (2020),
25-Sorup Dinlediklerim (2020). 26-1944 Irkçılık Turancılık Dâvâsı (2021)

 

 

 

KUŞBAKIŞI

DÜNYÂDA DEDE KORKUT ARAŞTIRMALARI

Millî Kültürümüzün
kadim eseri olan Dede Korkut Hikâyeleri, ‘Kıpçak
Bozkırları
’ olarak anılan târihî Türk Yurdu Orta Asya’dan Kafkasları aşarak
Anadolu’ya, oradan Balkanları geçerek Orta Avrupa’ya, Romanya ve Macaristan’a, Kırım’a
kadar uzanan geniş bir alanda nesilden nesile aktarılagelmiş  Türklerin en önemli kültür mirâsı ve klasikleşmiş
edebî şaheseridir.

Önsöz ile başlayan
kitapta 12 hikâye vardır. 2020 yılında bir hikâye daha bulunmuştur. Hikâyelerde
yer yer masal ve destan unsurları görülür. Anlatımda nazım ve nesir karışıktır.
Kitabın çok zengin, temiz ve zengin bir Türkçesi vardır. 15. yüzyılın sonu ile
16. yüzyılın başlarında adı ve kimliği bilinmeyen bir şahıs tarafından sözlü
edebiyattan yazılı edebiyata intikal ettirilmiştir. Kitabın tam adı: ‘Kitâb-ı Dede Korkuda alâ Lisan-ı Tâife-i
Oğuzhan / Oğuzların Dili İle Dede Korkut Kitabı
’dır.

Prof. Dr. Fikret Türkmen ve Dr. Gürol Pehlivan tarafından hazırlanan 14
X 21,5 santim ölçülerindeki sert kapaklı cilt içerisinde 464 sayfalık eserde
yer alan makalelerin başlıkları, yazarları ve tercüme edenlerin isimleri
aşağıdaki çizelgede gösterilmiştir.  

MAKALE BAŞLIĞI

YAZARI

TERCÜME EDEN

Türk
Destanları ve Kafkaslar

Wilhelm
Barthold

Gülcihan
Pehlivan

Kitâb-ı
Dede Korkut’un Yeni  Bir Yazma Nüshası

Ettore
Rossi

Mikail
Acıpınar

Dede
Korkut  Kitabı Üzerine Araştırma

Ettore
Rossi

Mahmut
H. Şâkiroğlu

Kitab-ı
Dede Korkut’un Bir Edisyon Kritiği Hakkında İlk Mülâhazalar

Ettore
Rossi

Mikail
Acıpınar

Kitâb-ı
Dede Korkut’a ve Kitâb-ı Mukaddes’e İlişkin Motifler

Ettore
Rossi

Önceki İçerikTürk Devletleri Teşkilatı mı Dediniz?
Sonraki İçerikKocaeli’de Bulunan Sağlık Kurumları Hakkında
Avatar photo
28 Kasım 1938 tarihinde Bafra’da doğdu. İlk ve ortaokulu doğduğu şehirde bitirdikten sonra Ankara Ticaret Lisesi ve Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi’nde okudu. İş hayatına Ankara’da muhasebeci olarak başladı. Ankara ve Karabük’te; muhasebeci, mali müşavir ve profesyonel yönetici olarak devam etti. İstanbul’da, demir ticareti ile meşgul oldu. SSCB’nin dağılmasından sonra Türk Cumhuriyetlerinde sanayi yatırımları gerçekleştirmek üzere çok ortaklı şirket kurdu. Şirketin murahhas azası olarak Azerbaycan’da ve Kırım’da tesis kurup çalıştırdı. 2000 yılında işlerini tasfiye etti. İş hayatı ile birlikte yazı hayatı da devam etti. İlk yazısı 1954 yılında Bafra’da yayımlanmakta olan Bafra Haber Gazetesi’nde başmakale olarak yer aldı. Sonraki yıllarda İlhan Egemen Darendelioğlu’nun Toprak Dergisi’nde, Son Havadis ve Tercüman gazetelerinde yazıları yayımlandı. Türk Ocakları Genel Merkezinin yayımladığı Türk Yurdu dergisinde yazdı. İslâm, Kadın ve Aile, Yörünge, Ufuk, Emelimiz Kırım, Papatya, Tarih ve Düşünce, Yeni Düşünce, Yeni Hafta, Sağduyu, Orkun, Kalgay, Bahçesaray, Türk Dünyâsı Târih ve Kültür, Antalya’da yayımlanan Nevzuhur, Kayseri’de yayımlanan Erciyes ve Yeniden Diriliş, Tokat’ta yayımlanan Kümbet, Kahramanmaraş’ta yayımlanan Alkış dergilerinde, Dünyâ ve Kırım’da yayımlanan Kırım Sadâsı gibi gazetelerde de imzasına rastlanmaktadır. Akra FM radyosunda haftanın olayları üzerine yorumları oldu. 1990 – 2000 yılları arasında (haftada bir gün) Zaman Gazetesi’nde köşe yazıları yazdı. Hâlen; Önce Vatan Gazetesi’nde, yazmaktadır. Oğuz Çetinoğlu; Türk Ocağı, Aydınlar Ocağı, ESKADER / Edebiyat, Sanat ve Kültür Araştırmacıları Derneği ve İLESAM / Türkiye İlim ve Edebiyat Eseri Sâhipleri Meslek Birliği Üyesidir. Yayımlanmış Kitapları: 1- Kültür Zenginliklerimiz: (2006) 2- Dört ciltte 4.000 sayfalık Kronolojik Tarih Ansiklopedisi: (2008 ve 2012), 3- Tarih Sözlüğü: (2009), 4- Okyanusa Açılan Kapılar / Tefekkür Mayası Röportajlar: (2009). 5- Altaylardan Hira’ya Türk-İslâm Dostluğu: (2012 ve 2013), 6- Bilenlerin Dilinden Irak Türkleri: (2012), 7- Türkler Nasıl ve Niçin Müslüman Oldu: (2013), 8- Türkmennâme / Irak Türkleri Hakkında Bilmek İstediğiniz Her Şey: (2013). 9- Türklerin Muhteşem Tarihi: (Nisan 2014 ve Nisan 2015) 10- 115 Soruda Türk İslâm-Âlimi Mâtüridî (Röportaj): 2015) 11- Cihad – Gazi – Şehid: Kasım 2015. 12-Yavuz Bülent Bâkiler Kitabı (2016 Mehmet Şâdi Polat ile birlikte) 13-Her Yönüyle Kâzım Karabekir (2017 Mehmet Şadi Polat ile birlikte) 14-Dil ve Edebiyat Dergisi / İlk 100 Sayı Bibliygorafyası (2017 Mehmet Şâdi Polat ile birlikte) 15-Büyük Türk İslâm Âlimi Serahsî (2018), 16-Âyetler ve Hadisler Rehberliğinde Kutadgu Bilig’den Seçmeler (2018), 17-Edib Ahmet Yüknekî ve Atebetü’l-Hakayık (2018), 18- Büyük Türk İslâm Âlimi Mâtürîdî (2019), 19-Kâşgarlı Mahmud ve Dîvânu Lugati’t-Türk (2019). 20-Duâ / Huzura Açılan Kapılar. (2019) 10-Yesevi Yayıncılık, 12-Yakın Plan Yayınları, 13-Boğaziçi Yayınları, 14-Dil ve Edebiyat Dergisi, diğer kitaplar Bilgeoğuz Yayınları tarafından yayımlanmıştır.