Kimyada Normal
Şartlar Altında (NŞA) diye bir kavram vardır.
Bazı ölçümler ve deneyler
standart sıcaklık ve basınç şartlarında yapılır. Böylece sonuçların
dünyanın her yerinde aynı sonucu verebilmesi veya farklı veri setlerinin
mukayese edilebilmesi mümkün olur.
Genellikle 0°C sıcaklık ve 1 atmosfer
basınç olarak belirlenmiş standart şartlar kullanılmaktadır. Bu şartlara göre
belirlenmiş veriler Normal Şartlar Altında (NŞA) notuyla
bildirilir. Böyle referans şartlarda belirlenmezse, gazların ve sıvıların hacimleri
ve diğer nicelikleri konusunda kargaşa olur.
“Su 100 derecede
kaynar, 0 derecede donar” diye biliyorsunuz değil mi? Bilginiz eğer cümlenin başında
Normal Şartlar Altında derseniz doğrudur. Gerçekten “su 1 atmosfer
basınçta, 100°C’ de kaynar, 0°C’ de donar.” Basınç değişimi olduğunda veya tuz vs.
kattığımızda kaynama, donma noktası değişir. Mesela “düdüklü tencere”
dediğimiz basınçlı kaplarda su yaklaşık 130 derecede kaynar.
Bir de dünyadan
uzaya çıkalım. “Uzay neredeyse tamamen boştur ve bu nedenle basınç,
inanılmaz düşüktür. Bir sıvının üzerindeki basınç ne kadar düşükse, kaynaması o
kadar kolay olur.”
Bu yüzden Astronotlar
uzaydaki idrarlarını uzay boşluğuna bıraktıklarında, idrar hızlıca kaynayarak
buharlaşır. Bu buhar, birden kırağılaşır (yani gaz fazından direkt katı
faza geçer) ve ufacık idrar kristallerine dönüşür. Dış uzayda sıcaklığın eksi
270 derece olduğunu hatırlatalım.
Tam tersi bir
durumun da olabileceği deneyle ispatlandı. ABD’nin en iyi üniversitelerinden MIT’de
bir grup bilim adamı, özel şartlarda 105 derecede suyu katı hale getirmeyi
başardılar.
*********************************
Demokraside Normal
Şartlar
Dünyanın farklı
yerlerindeki devletlerin ve toplumların davranışlarını mukayese edebilmek için de
standart şartların referans olarak kullanılması gerekir.
Türkiye’deki
demokrasi ve yönetim kalitesini ölçebilmek için bu yöntemi kullanabiliriz.
Demokrasinin temel
referans değerleri ile ülkemizdeki uygulamaları mukayese edebiliriz. Yani normal
şartlar altında olması gerekenler yerine bugün ülkemizde yaşadıklarımıza bakmak
yararlı olur.
Ülkemizde demokrasinin
en temel kuralı “kuvvetler ayrılığı” rafa kaldırılmış. Yasama, yürütme,
yargı, medya, STK’lar ve sermaye bir kişinin kontrolüne girmiş.
Anayasa’nın 60’a
yakın maddesi fiilen askıda. Uygulamada Atatürk, Laiklik ve demokrasi rafa kaldırılmış
durumda.
Yolsuzluk,
yoksulluk ve yasakların boyutu hiçbir demokrasinin kaldıramayacağı dereceye
gelmiş. Fakat iktidardan istifa, özür, mazeret beyanı bile yok.
Sığınmacılar,
Covid-19 salgını, sel afetleri ve orman yangınlarındaki
beceriksizliklerin maliyeti apaçık ortaya çıkmış. İktidar hala ülkeyi
şahlandırma nutukları atabiliyor.
Kesinlikle eminim
ki normal şartlar altında değiliz. Bu ülkede suyun 105 derecede donduğu,
0 derecede kaynadığı anormal şartları görebiliyoruz.
*********************************
Bunlardan Biri
Normal Şartlarda İktidarı Yıkardı
Avrupa, ABD ve
bazı Asya ülkelerinde yaşanan demokrasi “Normal Şartlar Altında”
diyebileceğimiz şekilde uygulanmaktadır. Yani referans değer olarak bu
ülkelerdeki uygulamaları alabiliriz.
Bu ülkelerde,
hakkında uyuşturucu ticareti yaptığı ve yasal olmayan yollardan inanılmaz
servet edindiği iddia edilen siyasetçiler (hangi mevkide olursa olsun)
derhal istifa ederler ve haklarında soruşturma açılarak şeffaf bir şekilde
yargılanırlar.
Bu ülkelerde,
mesela afetlere yeterince hazırlıklı olmayı sağlayamadığı için ilgili
siyasetçi ve bürokratlar özür dileyerek istifa ederler.
Normal şartlar
altında yaşayan ülkelerde Hazinenin 128 Milyar dolarının nerede olduğu
sorularına açık ve şeffaf bilgiler verilir. Makul ve mantıklı bir izah
yapamayan sorumlular görevden alınır ve yargılanır. “128 Milyar dolar nerede?” sorusunu
soranlar, bırakın yargılanmakla muhatap olmak, milletin varlıklarına sahip
çıktıkları için alkışlanır.
NŞA yaşayan
ülkelerde, iktidarın güçlü bir figürünün uyuşturucu baronları ile yakın
ilişkisinin ortaya çıkması ülkeyi ayağa kaldırırdı. Hakimlere baskı
yapılarak suç örgütü liderlerinin serbest bıraktırılması ve Adli Tıp’tan
siyasi baskıyla adaleti çökerten raporlar alınması söz konusu olmazdı. Olursa
hükümet düşerdi.
Normal şartlar
altında olan bir ülkede 5,5 milyon Suriyeli sığınmacı ile 1,5 milyon diğer
ülkelerden sığınmacı kabul edilemezdi. Ülke kaynaklarından 80 milyar doları
bunlara harcayan bir iktidar ayakta kalamazdı. Bu defa da Afganistan’dan yani 4
bin km uzaktan gelen sığınmacılar sınırlarımızı kevgire çeviremezdi. Güya
sınırdan kaçak giren, fakat düzenli bir askeri birlik sevkiyatını andıran Afgan
sığınmacılara ait bir tek resim karesi bile iktidarı sarsardı.
Normal Şartlar
Altında ülkenin birliğini temsil eden, bütün vatandaşların güvenliğinden
sorumlu Cumhurbaşkanı, Muhalefet liderleri Kemal Kılıçdaroğlu ve
Meral Akşener’e, Deva Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ’a, İYİ Parti
İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu’ya, tanınmış bağımsız gazetecilere yapılan
saldırılar karşısında istifa eder veya en azından halktan ve muhalefetten özür
dilerdi. “Geçmiş olsun” bile diyemediği mağdure liderine: “Bu daha iyi
günleriniz” diye tehdit edemezdi.
Normal şartlar
altında olmadığımız kesin.
Ancak iktidarın
baskı ve propagandasının yarattığı sanal denge hali kalıcı değil.
Toplumdaki değişim, şartların normale dönmesinin yakın olduğunu gösteriyor.