Sedat Peker’in her videosunda
dozu gittikçe artan dehşet verici iddialar
yer alıyor.
·
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun siyasi hayatının dönüm noktalarından biri olan
ve az farkla DP Genel Başkanı seçildiği kongrede Sedat Peker’in “desteği” çok
önemli. Bu “destek” olmasa belki siyasi hayatımızda Süleyman Soylu gibi bir
figür olmayabilirdi.
·
İçişleri Bakanı Soylu’nun bir organize suç örgütü liderine (Sedat Peker’e) “hakkında
dosya hazırlanıyor, yurtdışına çık” bilgisi ve telkini vermesi de, O’na Nisan
ayında Türkiye’ye dönme güvence vermesi de
fevkalade mühim. Batıda olsa Bakanın siyasi hayatını derhal bitirecek siyasi
sonucu olur. Ayrıca suç örgütüne yardım ve yataklık suçudur.
·
Sedat Peker, kendi
adamlarının, Hürriyet Gazetesi’ni bir
milletvekilinin ricasıyla ve AKP
Gençlik Kollarıyla birlikte bastığını itiraf etti. Bu olayın korkusuyla Doğan Grubunun Medya
şirketlerini Demirören’e devretmek zorunda kaldığını söyledi. Ülkenin teksesli
olması için atılmış en büyük adımın Devlet-
mafya iş birliği ile atılmış olması korkunç.
Hele
Sedat Peker’in dediği gibi Demirören devraldığı bu dev medya grubunun
sadece “emanetçisi” ise ve bu grubun “asıl sahibi” hakkında kimse bildiklerini
söyleyemiyorsa bu daha da dehşet vericidir.
·
Mehmet Ağar’ın “derin devletin başı” olduğu da asla önemsiz bir iddia değildir. Ağar’ın
İçişleri Bakanı iken “MGK’dan sözlü bir karar çıkartarak, PKK’ya silah ve para desteği verdiği söylenen,
Kürt uyuşturucu baronlarını öldürttü” iddiası
da çok önemlidir.
·
Mehmet Ağar ve Korkut Eken ikilisinin Kıbrıslı
gazeteci Kutlu Adalı’nın öldürme emri verdiği
iddiası da vahimdir. Peker’in Korkut Eken’in “Bu adam Kıbrıs’ı Rumlara satmak
istiyor” diyerek kendisinden infazı için iki profesyonel (tetikçi) istediği, bu
işle öz kardeşini görevlendirdiğini itiraf etmiş olması ilginçtir. Ancak Kutlu
Adalı’yı başka bir grubun öldürdüğünü
anlatıyor.
Kıbrıslı
Gazeteci Kutlu Adalı, öldürülmesinden
önce, St. Barnabas Kilisesine yapılan silahlı baskın ve yapılan soygunu
araştırıyordu. Bu soygunda KKTC Sivil Savunma
Teşkilatının resmi araçlarının kullanılmış olduğunu yazmıştı.
·
“Mehmet Ağar’ın Uğur Mumcu’nun katili olduğu” iddiası da fevkalade mühimdir. Mumcu suikastından
sonra olay mahalline ilk gelenin Ağar olduğunu, “Katiller cinayet mahalline ilk
gelir” diye açıklıyor.
Sadece
bu iddia bile “Bir tuğlası çekilse devlet çöker” diye kastedilen bir yapının
etkisizleştirilmesi için ilk adım olabilecek mahiyettedir.
****************************
Uyuşturucu Ticareti ve Derin Devlet
Bana göre, Sedat Peker’in en
önemli ve en dehşet verici iddiaları uyuşturucu trafiği ve Mehmet Ağar’ın
uyuşturucu ticaretindeki rolüne dair iddialarıdır.
Çünkü Türkiye son yıllarda
uyuşturucu trafiğinin bir geçiş noktası olmanın yanında hedef ülkesi
durumundadır. İstanbul dünyada uyuşturucu kullanımında ilk üçte sayılan
bir şehrimizdir. Gençlerimiz arasında bu
zehirlere bağımlı olanların oranı hızla artıyor. Türk Milletinin geleceği
açısından en korkunç tehlike budur.
·
Sedat Peker, uyuşturucu ağının Türkiye’deki
başının Mehmet Ağar olduğunu iddia ediyor.
·
Bakanlığı
sırasında Ağar’ın Kürt uyuşturucu baronları Behçet Cantürk, Hüseyin
Baybaşin ve Savaş Buldan’dan rüşvetler alarak işlerini hallettiğini söylüyor. Daha sonra, Ağar Cumhurbaşkanı olmak
istediği için, bu silah ve uyuşturucu kaçakçısı baronları “vatan millet
için değil, kendi geçmişini temizlemek için öldürttü” diyor.
·
Geçen sene
Haziran ayında Kolombiya’dan Türkiye’ye gönderilmek üzere iken yakalanan 4,9
ton kokainin kimlere gönderildiğinin neden
araştırılmadığını soruyor. Kokain trafiğinde hedef ülkelerin Türkiye ve
İran olduğunu çünkü kokainin en pahalı olduğu
ülkeler olduğunu anlatıyor.
Uyuşturucu
ticaretinin sadece Türkiye ayağında dönen paranın milyarlarca dolar olduğunu
anlıyoruz.
·
Sedat Peker, uyuşturucu
trafiğinde para transferlerinin Kıbrıslı “iş
adamı”, kumarhaneler ve bahis şirketleri sahibi Halil Falyalı üzerinden yürüdüğünü iddia ediyor. Halil Falyalı’nın
50 Milyar dolarlık servetiyle Kuzey Kıbrıs’ın sahibi konumunda olduğunu
söylüyor.
·
Eski Başbakan Binali
Yıldırım’ın oğlu Erkam Yıldırım’ın kumar,
rüşvet kasetleriyle uyuşturucu ticaretinin bir aparatı haline getirildiğini
iddia ediyor.
Erkam Yıldırım’ın Kolombiya uyuşturucu rotası yerine yeni güzergâh
kurmak için Venezuela’ya iki defa gittiğini anlatıyor. Erkam Yıldırım’ın
Kıbrıs’ta her gidişinde de Halil Falyalı’nın otelinde kaldığını söylüyor. Bunların telefon kayıtlarıyla
ve diğer ne gibi belgelerle ispatlanabileceğine dair savcılara yol gösteriyor.
·
Sedat Peker videosunda
kokainin Türkiye’ye geldikten sonra 30-35 metrelik yatlarla dağıtıldığını anlatıyor. Böylece Mehmet Ağar’ın Azerbaycan asıllı
Mübariz Mansimov’dan “çökerek” aldığını iddia ettiği marinanın bu iş için
kullanıldığına dair gönderme yapıyor.
****************************
RTE ve Bahçeli Suskun
Her biri bir hükümet düşürecek
önemdeki bu iddialar hakkında sadece Halil Falyalı ve Binali Yıldırım kendileriyle ilgili iddiaları yalanladı. Bu iki
yalanlamaya karşı Sedat Peker
muhtemelen 8. videosunda cevap verir. Çünkü yalanlanmayı hiç sevmiyor.
Süleyman Soylu panik içinde
yaptığı basın toplantısını çok kötü kullandı. İddialara somut cevap veremedi.
Ancak ilk videodan bu yana 3 hafta
geçti. Savcılar harekete geçmedi. Yargı suskun.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve ortağı Devlet Bahçeli hala bir
açıklama yapmadı.
Bu yüzden AKP ve MHP
yöneticileri ile milletvekilleri de suskun. Yandaş medya kör, sağır ve dilsiz.
Devletin tepesindeki bu
suskunluğu anlamak zor. İftira ise lütfen
doğruları anlatın, yalan söyleyene haddini bildirin.
Bu suskunluk hayra alamet
değil gibi.