Üstünden gece geçen ağaç gibi
Yıldızlara doğru kayıyor gözlerin
Ay sus nöbetinde, asayiş berkemal
Kavgayı hep çarpışan bulutlar çıkarıyor
Sana yine şafağı söktürmek kaldı…
Şehre vururken güneşin ilk ışıkları,
Hiç kimsesi olmayan evin pencereleri gibi
Öylesine sessiz, öylesine kimsesiz
Ayakuçlarında incitmeden karıncayı
Sana yine toprağı selamlamak kaldı
Her ikindi yağmur, bahar ile yaz arası
Gözlerinle yarışıyor saçaklardan akan sular
Yolu hem gidene sor hem kalana tam sırası
Bir iç ağrısı oluyor kulağına söylenen her teselli
Sana yine sabır, sükûnet, dua kaldı
Değişmez alnına yazılmış kaderin
Pul yürekli olmuş insanlar ne bilsin değerin
Önce seni yer bitirir dile dökmediğin kederin
Yolu bitirmeden kırıldı tekerin
Sana yine yükü taşımak kaldı…