‘Kur’ân- kerîm, aklı rehber kılmamızı
emrediyor’
Oğuz Çetinoğlu: Biliniyor ki İslâmiyat akıl ve mantık dinidir. Kur’ân
ve akıl ilişkisini özetler misiniz?
Fazlı Köksal: “Oku”
emriyle başlayan Mukaddes Kitabımız Kurân-ı Kerîm muhatabına, “Ey İman Edenler”, “Ey İnsanlar”, “Ey
Ademoğulları” diye hitap ettiği gibi yer yer de “Ey Akıl Sâhipleri” diye de hitap eder… Bir başka ifadeyle Kuran’ın
muhatabı “Akıl Sâhibi İnsan”dır…
Çetinoğlu: 100’den fazla ayette; ‘Aklınızı kullanınız’, ‘Siz hiç
akletmez misiniz?’ meâlinde ikazlar var…
Köksal: ‘Kur’ân’ı
okuyarak bir insan O’nun “Akıl”a, “Düşünce”ye ne kadar önem verdiğini anlar…
Ama Müslümanlar nedense mukaddes kitaplarının emrine rağmen okumadıkları gibi
15. yüzyıldan itibaren düşünmeyi ve aklın rehberliğini terk ettiler… Kur’ân’ın
“Şüphesiz, yeryüzünde yürüyen canlıların Allah katında en kötüsü, akıllarını
kullanmayanlardır” uyarısını dikkate almadılar… Allah katında canlıların en
kötüsü hâline geldiler. Ve bugünkü zelil hâle düştüler.
Çetinoğlu: Mevzu hakkında araştırmalar, tahliller yaptığınız
anlaşılıyor. Ulaştığınız neticeler hakkında ipuçları şeklinde de olsa bilgi
verir misiniz?
Köksal: Diyanet
İşleri Başkanlığının hazırladığı Kur’ân-ı Kerîm mealini tarayarak, akletmeyi ve
düşünmeyi emreden ayetlerin bir dökümünü yapmaya çalıştım…
İşte düşünmeyi ve akıl yürütmeyi emreden ayetlerden
bazıları;
Bakara-2/76- Onlar iman edenlerle karşılaşınca, “İman ettik” derler. Birbirleriyle baş
başa kaldıklarında da şöyle derler: “Rabbinizin huzurunda delil olarak kullanıp
sizi sustursunlar diye mi, Allah’ın (Tevrat’ta) size bildirdiklerini onlara
söylüyorsunuz? (Bu kadarcık şeye) akıl erdiremiyor musunuz?
Bakara-2/164- Şüphesiz, göklerin ve yerin yaratılışında,
gece ile gündüzün birbiri ardınca gelişinde, insanlara yarar sağlayacak
şeylerle denizde seyreden gemilerde, Allah’ın gökyüzünden indirip kendisiyle
ölmüş toprağı dirilttiği yağmurda, yeryüzünde her çeşit canlıyı yaymasında,
rüzgârları ve gökle yer arasındaki emre amade bulutları evirip çevirmesinde
elbette düşünen bir topluluk için deliller vardır.
Bakara-2/242-Düşünesiniz diye ALLAH size ayetlerini böyle
açıklamaktadır.
Çetinoğlu: Müjdeler de var…
Köksal: Evet! Bakara-2/269’da
Allah, hikmeti dilediğine verir. Kime hikmet verilmişse, şüphesiz ona çokça
hayır verilmiş demektir. Bunu ancak akıl sâhipleri anlar.
Ali İmran- 3/65- Ey kitap ehli! İbrahim hakkında niçin
tartışıyorsunuz. Oysa Tevrat da, İncil de ondan sonra indirilmiştir. Siz hiç
düşünmüyor musunuz?
Ali İmran- 3/190 Göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile
gündüzün birbiri ardınca gelip gidişinde selim akıl sâhipleri için elbette
ibretler vardır.
Maide- 5/103- ……….Fakat, inkâr edenler ALLAH’a karşı yalan
uyduruyorlar. Zaten çoklarının aklı da ermez.
En’âm- 6/32- Dünya hayatı ancak bir oyun ve bir eğlencedir.
Elbette ki ahiret yurdu ALLAH’a karşı gelmekten sakınanlar için daha
hayırlıdır. Hâlâ akıllanmayacak mısınız?
Çetinoğlu: İkazlar hakkındaki Âyetlerden bahseder misiniz?
Köksal: En’âm-
6/151- (Ey Muhammed!) De ki: “Gelin, Rabbinizin size haram kıldığı şeyleri
okuyayım: Ona hiçbir şeyi ortak koşmayın. Anaya babaya iyi davranın. Fakirlik
endişesiyle çocuklarınızı öldürmeyin. Sizi de onları da biz rızıklandırırız.
(Zina ve benzeri) çirkinliklere, bunların açığına da gizlisine de yaklaşmayın.
Meşrû bir hak karşılığı olmadıkça ALLAH’ın haram (dokunulmaz) kıldığı canı
öldürmeyin. İşte size ALLAH bunu emretti ki aklınızı kullanasınız.”
A’râf-7/169- Derken, onların ardından yerlerine Kitab’a
(Tevrat’a) varis olan (kötü) bir nesil geldi. Şu geçici dünyanın değersiz
malını alır ve “(nasıl olsa) biz bağışlanacağız” derlerdi. Kendilerine benzeri
bir mal gelse onu da alırlar. ALLAH hakkında, gerçek dışında bir şey söylemeyeceklerine
dair onlardan Kitap’ta söz alınmamış mıydı? Onun içindekileri okumamışlar
mıydı? HalbukiALLAH’a karşı gelmekten sakınanlar için ahiret yurdu daha
hayırlıdır. Hiç düşünmüyor musunuz?
Enfal 8/22- Şüphesiz, yeryüzünde yürüyen canlıların Allah
katında en kötüsü, akıllarını kullanmayan (gerçeği görmeyen) sağırlar,
dilsizlerdir.
Çetinoğlu: Peygamberimiz (sav) Efendimiz de Kur’ân’dan aldığı
emirle insanları îkaz ediyor…
Köksal: Evet! Yunus-10/16-
De ki: “Eğer Allah dileseydi, ben size onu okumazdım, Allah da size onu
bildirmezdi. Ben sizin aranızda bundan (Kur’ân’ın inişinden) önce (kırk yıllık)
bir ömür yaşadım. Hiç düşünmüyor musunuz?”
Hûd- 11/51- Ey
kavmim! Ben buna karşı sizden bir ücret istemiyorum. Benim ücretim, ancak beni
yaratana aittir. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız?
Yunus-12/2- Biz onu, akıl erdiresiniz diye Arapça bir Kur’an
olarak indirdik.
Ra’d 13/4 Yeryüzünde birbirine komşu kara parçaları, üzüm
bağları, ekinler; bir kökten çıkan çok gövdeli ve tek gövdeli hurma ağaçları
vardır ki hepsi aynı su ile sulanır. Ama biz ürünleri konusunda bir kısmını bir
kısmına üstün kılıyoruz. Şüphesiz bunda aklını kullanan bir kavim için
(Allah’ın varlığını gösteren) deliller vardır.
Nahl-16/12- O, geceyi, gündüzü, güneşi ve ayı sizin
hizmetinize verdi. Bütün yıldızlar da O’nun emri ile sizin hizmetinize
verilmiştir. Şüphesiz bunlarda aklını kullanan bir millet için ibretler vardır.
Çetinoğlu: Bütün bu kesin emirlere rağmen, Cenab-ı Allah,
kullarını tercih edecekleri hayatı seçmekte serbest bırakmış…
Köksal: İmtihan
içindir. Nahl-16/67- Hurma ağaçlarının meyvelerinden ve üzümlerden hem içki,
hem de güzel bir rızık edinirsiniz. Elbette bunda aklını kullanan bir toplum
için bir ibret vardır.
Enbiya 21/10- Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki
sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız?
Enbiya 21/67- Yazıklar olsun, size de; Allah’ı bırakıp
tapmakta olduklarınıza da! Hâlâ aklınızı başınıza almayacak mısınız?
Mü’minûn- 23/80- O, diriltendir, öldürendir. Gece ile
gündüzün birbirini takib etmesi de O’na aittir. Hâlâ aklınızı kullanmıyor
musunuz?
Furkan 25/44- Yoksa sen onların çoğunun (söz)
dinleyeceklerini yahut akıllarını kullanacaklarını mı sanıyorsun? Onlar
hayvanlar gibidirler, belki yolca onlardan daha da şaşkındırlar.
Kasas-28/60- (Dünyalık olarak) size verilen her şey, dünya
hayatının geçimliği ve süsüdür. Allah’ın katındaki ise daha hayırlı ve daha
kalıcıdır. Hâlâ aklınızı kullanmıyor musunuz?
Ankebut- 29/35- Andolsun biz, aklını kullanacak bir kavim
için o memleketten ibret alınacak apaçık bir delil bıraktık.
Rum- 30/24- Korku ve ümit kaynağı olarak şimşeği size
göstermesi, gökten yağmur indirip onunla yeryüzünü ölümünden sonra diriltmesi,
O’nun (varlığının ve kudretinin) delillerindendir. Şüphesiz bunda aklını
kullanan bir toplum için elbette ibretler vardır.
Rum- 30/28- Allah, size kendinizden şöyle bir örnek getirdi:
Kölelerinizden, verdiğimiz rızıklarda sizinle eşit haklara sâhip olan ve
birbirinizden çekindiğiniz gibi kendilerinden çekindiğiniz ortaklarınız var mı?
Düşünen bir topluluk için âyetleri böyle ayrı ayrı açıklıyoruz.
Yasin- 36/62-
Andolsun, o sizden pek çok nesli saptırmıştı. Hiç düşünmüyor muydunuz?.
Yasin- 36/68- Kime uzun ömür verirsek, onu yaratılış
itibariyle tersine çeviririz (gücünü azaltırız). Hâlâ düşünmeyecekler mi?
Sâffât 37/137,138- Şüphesiz sizler (yolculuklarınız
sırasında) sabah akşam onların (harap olmuş) yurtlarına uğrayıp duruyorsunuz.
Hâlâ düşünmeyecek misiniz?
Mü’min- 40/67- O, sizi (önce) topraktan, sonra az bir sudan
(meniden), sonra “alaka”dan yaratan, sonra sizi (ana rahminden) çocuk olarak
çıkaran, sonra olgunluk çağına ulaşmanız, sonra da ihtiyarlamanız için sizi
yaşatandır. İçinizden önceden ölenler de vardır. ALLAH bunları, belli bir
zamana erişmeniz ve düşünüp akıl erdirmeniz için yapar.
Zuhruf 43/2,3- Apaçık
Kitab’a andolsun ki, iyice anlayasınız diye biz, onu Arapça bir Kur’ân yaptık.
Hucurât 49/4- (Ey Muhammed!) Odaların arkasından sana
bağıranların çoğu aklı ermeyen kimselerdir.
Hadid- 57/17- Bilin ki ALLAH, yeryüzünü ölümünden sonra
diriltmektedir. Düşünesiniz diye gerçekten, size âyetleri açıkladık.
Mülk- 67/10- Yine şöyle derler: “Eğer kulak vermiş veya
aklımızı kullanmış olsaydık, şu alevli ateştekilerden olmazdık.”
Çetinoğlu: Meallerini verdiğiniz Âyetlerden ilham alarak
okuyucularımıza vereceğiniz mesaj nedir?
Köksal: Cenab-ı
Allah’ın, başta aziz milletimiz olmak üzere, bütün Müslümanları, taassuptan
kurtarmasını aklı ve bilimi rehber edinen insanlardan eylemesini niyaz
ediyorum.
FAZLI KÖKSAL: 1954 yılında Bir süre Kayseri’de özel sektörde PTT Müfettişler Derneği ve Telekom Yazı ve makaleleri; Akpınar, Başkent Ayrıca, bazı internet gazetelerinde ve Telekomcular ‘Türk ‘Türk En büyük hobisi okumak olan Fazlı Koksal |