Ses ve öfke

154

Kesin İnançlılar’da Eric Hoffer’in sözünü tekrarlayayım:
Allah’sız hareket olur ama şeytansız hareket olmaz. Komünizm Allah’sızdı. Ama
kapitalistler ve emperyalistler diye bir değil, iki şeytanı vardı ve ikisine
birden Faşist derlerdi.

Düşman lazım. Hedefe konacak, taşlanacak şeytan lazım. Yoksa
insanlar bizi dinlemeyecek. Dinlememekle kalsalar neyse, ters giden işleri de
bizden bilecekler. Hâlbuki bir düşman, ne olur, hiç olmazsa bir tanecik düşman
bulsak! Ben yapmadım, o yaptı der, rahatlarız.

Bulur gibi de olduk. Virüsün Rockefeller’in parasıyla Çin’in
Wuhan’ında imal edildiği yazıldı muhafazakâr basınımızda. Hatta polisin, Rockefeller’in
adamlarını dünya çapında “aldığı“nı da yazdık. Yani tutuklandığını.
Fakat yemediler. Hâlbuki iyi numaraydı. Bir vuruşta hem Çin, hem Rockefeller,
hem doğu, hem batı halloluyordu. Ne oldu bilmiyorum? Bizim Çin Teali Cemiyeti
müdahale mi etti? Hani Doğu Türkistan’daki Uygurların dünyanın en mutlu
Uygurlarıdır, 1 ilâ 3 milyon Uygur’un bedava yatılı kolejlere gönderildikleri
için ne kadar teşekkür etseler azdır diye yazan arkadaşlar.

Rockefeller olmadı Bill Gates verelim

Rockefeller ile Çin tutmayınca başka bir hedef bulduk.
Virüsü Bill Gates imal etmiş. Ve ortalıkta gizli videolar dolaşmaya başladı.
Gates, bilmem kaç yıl önce büyük bir salgından bahsediyor. Ne salgınından,
“Korona Virüsü salgınından!” Bu da mı gol değil?

Benim yakın dostlarım bile bana videoyu göndermeye,
paylaşmaya başladı. Dilim döndüğünce anlattım, şu anda boğuştuğumuz virüs yeni
ama Korona Virüsü eski. SARS, MERS ve daha en az dört cinsi var. COVID-19
yedincisi galiba. SARS ve MERS daha öldürücüydü ama şimdiki kadar bulaşıcı değildi.
Korona, yani “Taç” virüsün cins ismi. Elektron mikroskopta ilk poz verdiği
zaman- eski elektron mikroskoplarda- taca benzetmişler. Şimdi daha iyi elektron
mikroskoplarımız var ve aslında eski fotoğrafların belden yukarısını
gösterdiğini, muhteremin aslında eski model deniz mayınına benzediğini biliyor
ve her yere öyle resmediyoruz. Gates’in bahsettiği de muhtemel bir yeni Korona
mütasyonu salgını. Ve dediği gibi de oldu. Uzak görüşlü adam. Uzak görüşlü
olmasa sıfırdan dünyanın en büyük şirketi olmaya şu kadar yılda erişir miydi?
Beş yıl önce Gates şöyle diyor: “Önümüzdeki yirmi yılda, bir sebepten on
milyon insan ölecekse, o sebep muhtemelen buna benzemeyecek. Buna benzeyecek.

Birinci “buna“da perdeye atom bombasının mantar bulutu yansıyor. İkinci
buna“da kocaman bir Korona Virüsü görüntüsü. Bu çok gizli konuşma TED
konuşmalarında yapılmış, milyonlarca kişi izlemiş ve hâlâ YouTube’da
duruyor: https://youtu.be/6Af6b_wyiwI

CIA sağolsun, bize iç yazışmalarını CC’ler.

Madem gerçek böyle, virüsü Rockefeller çıkardı, Gates
çıkardı, CIA, MOSSAD, FSB (KGB’yi devralan firma), MSS (Çin’inki) çıkardı
diyenler niçin yılmadan öyle demeye devam ediyorlar? Çünkü dünyada insanları
harekete geçirmede nefret kadar kuvvetli bir duygu yoktur. Bir şeytan
yaratabilirseniz, rahatlarsınız ve arkanızdaki aptallar birlik ve beraberlik
içinde sımsıkı birbirlerine ve size kenetlenir ve şeytanın üzerine
yürürler. Kesin İnançlılar‘da Eric Hoffer’in sözünü
tekrarlayayım: Allah’sız hareket olur ama şeytansız hareket olmaz. Komünizm
Allah’sızdı. Ama kapitalistler ve emperyalistler diye bir değil, iki şeytanı
vardı ve ikisine birden Faşist derlerdi. Nazizm belki tam Allah’sız değildi ama
çok Allah’lı da değildi. Fakat onun da kapı gibi şeytanı vardı: Yahudiler.

Bir an durup sorulmaz mı, yahu bu CIA, MOSSAD ve diğerleri
bizim büyüklerimize, kanaat önderlerimize gizli yazışmalarının birer kopyasını
mı gönderiyor? Sormazlar. Çünkü sormaya vakitler yoktur. Nefret edilecek,
taşlanacak bunca şeytan dururken akılla, gerçekle oyalanılmaz. Gerçeklerle
kafamızı karıştırmayın.

Gerçek ceketini giyene kadar yalan dünyayı dolaşır diye bir
söz vardır. Şimdi sosyal medyadan toplanan bilgiler bunu tasdik ediyor. Tekrar
edeyim: En çok paylaşılan ve en hızlı yayılan paylaşımlar nefret, düşmanlık
paylaşımlarıymış.

Shakespeare ile Atsız

Bugün, yarın, evinizdeki ekranda, size nefret hedefleri
gösteren; düşmanlara, şeytanlara hakaretler yağdıran birini görürseniz, William
Shakespeare’nin Macbeth’indeki şu satırları hatırlayınız:

Sön, kısa mum, sön!
Hayat yürüyen bir gölge, kötü bir oyuncu
Sahnede kibirle mızmızlayıp saatini dolduruyor.
Sonra da ebediyen susacak,
Bir ahmağın anlattığı, ses ve öfke dolu anlamsız hikâye.

Gereğinden fazla anlam yüklemeye çalışmayın. Çünkü anlamı
yok.

Bugün 3 Mayıs, Türkçüler günü. Yukardaki Shakespear ile
Atsız’ın şu dörtlüğünü alt alta yazıp ben de sahneyi terk edeyim:

Beşeriyyet denilen fertlerde
Var mıdır olmayan ahmak ve alık
Bu hayat sanki salaş bir sahne
Ve piyes maskaralık, maskaralık

(Alıntı: Milli Düşünce Merkezi)

Önceki İçerikAlt Akıl-Üst Akıl
Sonraki İçerikTaşeron Sırrı
İskender Öksüz
İskender Öksüz 14 Eylül 1945 tarihinde İzmir'de dünyaya gelmiştir. 1966 yılında Ege Üniversitesi Kimya-Fizik Bölümü'nde lisans eğitimini tamamlamıştır. Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumunun yurtdışı bursuyla ABD'de Yale Üniversitesi'ne kabul edilmiş, burada, Oktay Sinanoğlu'nun danışmanlığında, 1968'de yüksek lisansını 1969'da da doktora derecesini almıştır. İskender Öksüz 1968-1979 yılları arasında; Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nde bölüm başkanlığı, rektör yardımcılığı ve rektör vekilliği görevlerinde bulunmuştur. Yine aynı yıllarda senato üyeliği (ADMMA), Türkiye Atom Enerji Komisyonu 7. Dönem üyeliği, Atom enerjisi konusunda bakan danışmanlığı ve Töre-Devlet Yayınevi yöneticiliği yapmıştır. Öksüz, 1981-1987 yılları arasında, Suudi Arabistan'da bulunan University of Petroleum and Minerals'da akademik ve idari görevler, bilgisayar destekli öğretim koordinatörü, yeni öğretim üyesi seçimi ve terfi komitesi üyeliği yapmıştır. 1987 yılından itibaren sağlık, bilişim ve eğitim sektörlerinde çeşitli firmalarda üst düzey yöneticilik yapan Öksüz, çeşitli şirketlerde yönetim kurulu üyeliği, genel müdürlük ve holding genel koordinatörlüğü yaptı. İskender Öksüz 2012 yılında Gazi Üniversitesi Kimya Mühendisliği Bölümünden emekli oldu. Otuzun üstünde bilimsel yayını yedi yüzün üzerinde atıfı bulunan Öksüz, KÜBİTEM (Kültür, Bilim ve Teknik Merkezi) kuruculuğu, Türk Ocağı Hars Heyeti ve Yönetim Kurulu üyeliği, Millî Düşünce Merkezi Yönetim Kurulu üyeliği; Töre, Devlet, Bozkurt, Türk Yurdu dergilerinde makale ve başka yazıları yayımladı. Üniversiteler de dâhil olmak üzere çeşitli platformlarda konferans, söyleşi ve röportajlarda bulundu.[5][6] Ayrıca Son Havadis, Yeni Ufuk ve Ayyıldız gazetelerinde köşe yazarlığı yaptı. Karar gazetesinde köşe yazarlığına devam etmektedir. İskender Öksüz, 5 Mayıs 2021 tarihinde vefat eden ünlü romancı Emine Işınsu ile evliydi. Eserleri[7] Millet ve Milliyetçilik Bilim, Din ve Türkçülük Alt Akıl: Aptallar ve Diktatörler Türk Milliyetçiliği Fikir Sistemi Türk'üm Özür Dilerim Niçin Geri Kaldık? Çin Dünyayı Ele Mi Geçiriyor? (Konuralp Ercilasun ile birlikte)