Dinime Küfreden Bari Müslüman Olsa

59

Seçime bir hafta kala AKP kanadının stratejisinin, Ekrem İmamoğlu’nu itibarsızlaştırmak üzerine kurgulandığı iyice açığa çıktı.

Çünkü Ekrem İmamoğlu kendisine saldırılar ve “Pontus, Yunan” gibi iğrenç iftiralara rağmen kullandığı pozitif dili bozmayan, herkesi kucaklayıcı tavrını değiştirmeyen bir üslup ortaya koymaktaydı.

Bu tavrın aldığı oylara yansıdığı, İmamoğlu’nun CHP’yi aşan bir marka haline geldiğini gören AKP son haftalarda şu tezi işlemeye çalıştı: “İmamoğlu esasen bu değil, bakın şimdi maskesi düştü, gerçek yüzünü gösterdi.”

“Gerçek yüzünü gösterdi” dedikleri konuların başında “Ordu Valisine it dedi” iddiası geliyor. İmamoğlu her ne kadar “it demedim, basit dedim” dese de bu iddia sürdürüldü.

Ortaya çıkan videoda İmamoğlu’nun ağzı görülmüyordu. Videoda teknik bir montaj hilesi yapıldığı, “basit” kelimesinin ilk kısmının sönümlendirilip, ikinci kısmının kuvvetlendirildiği açıklandı. Zaten olay adli inceleme sonucu ortaya çıkabilir ama bir dava açılmış değil. Açılsa bile siyasi malzeme olarak kullanmak için yargı sürecini bekleyemezler.

Kaldı ki, bu kaba kelimeyi sarf etmiş olsa, bunu ahlaki bir zafiyet olarak gösterenlerin geçmişine bakmak gerekir.

Biz bunların “başörtülü bacıma işediler, elimizde kaset var” sözünün yalan olduğu anlaşıldığı zaman, söyleyenlerin özür dilediğine, bir tepki gösterdiklerine şahit olmadık.

Devlet Bahçeli’nin Erdoğan hakkında söylediklerinden bir demet sunalım: “Sayın Erdoğan aklı ile arasını açmış, klinik bir vakıa haline gelmiştir.” / “Senin yaptıklarına ancak İblis teşebbüs edecektir. Erdoğan ya kandil yetiştirmesidir, ya da Türk düşmanıdır.” / “Alçaksın ve şerefsizsin.” /  “sen nasıl bir insansın?” / “”Sende şeref ve mertlik işportaya düşmüş, hurdaya çıkmış” gibi yazımızın içinde anmaktan hicap duyduğumuz ifadeleri hatırlarımızdadır.

Bahçeli bu sözleri için özür dilemiş midir?

Tayyip Erdoğan’ın Bahçeli için kullandığı benzer ifadeler de az değil. “Devlet Bahçeli’nin acınacak bir hali var. Bir araya ikili geldiğinizde melek yüzlü zannedersiniz. Sen zaten ….. özürlüsün!” / “Sen önce bu milletin edebinden nasipleneceksin, bu milletin adabını öğreneceksin. Sen haddini bileceksin.” / “Ey Bahçeli bunları ispat edemezsen alçaksın, adisin… Namertsin” / “Bahçeli aile nedir bilmez. Onun öyle bir derdi yok. Çoluk nedir çocuk nedir bilmez.” /“Ağzından salyalar akıyor.”

Tayyip Erdoğan bu sözleri için özür dilemiş midir?

Tayyip Erdoğan kendi partisinin yetkililerinin İmamoğlu ve Trabzonluları “Yunan, Pontus” olarak niteleyen beyanları için özür dilemiş midir?

“Ananı da al git” ifadesi ile “vatandaşı tekme ile dövmek” gibi filleri ve benzerlerini yazmaya lüzum yok.

Ekrem İmamoğlu Vali’ye böyle bir hakarette bulunmuşsa eğer, herhalde bu ifadelerin yanında çok hafif kalır. Şimdi bu sözleri ettiğinden şüphe olmayan zat-ı muhteremler ve yandaşları, İmamoğlu’nun ispatlanamamış bir sözü üzerinden ahlak ve etik kurallarından bahsediyor.

“İmamoğlu Validen özür dilemezse, seçimi kazansa bile o makama oturamaz” diye hüküm veriyor.

Elbette ispatlanırsa İmamoğlu bu sözü ettiği ve daha da önemlisi inkâr ettiği için özür dilemelidir.

Ama ilk özürleri, örneklerini verdiğimiz ve canlı yayınlarda izlediğimiz, çirkin sözler ve yalanlar için beklersek herhalde haksız sayılmayız.

***************************************

Eşitlik ve Adalet İsteyene Bakın

Pazar günü iki adayın katılımıyla yapılan TV açık oturumundan AKP beklediğini bulamadı.

Şimdi programın moderatörü İsmail Küçükkaya’nın program öncesi her iki adayın danışmanlarıyla programın formatını konuştuğu toplantılar yaptığı, ortaya çıktı. İmamoğlu’nun danışmanlarıyla görüşürken de 3-5 dakika İmamoğlu ile de görüştüğü de anlaşılınca, bunu fırsata dönüştürmek istediler.

Binali Yıldırım, “Bu gayri ahlaki bir durumdur. Burada açıkça bir eşitsizlik vardır. Eşitsizliğin ötesinde de burada bir gayrimeşru durum vardır” dedi. Karşı taraf üzerinde şaibe şüphesi oluşturmak istedi. Oysaki bu görüşmeden Binali Yıldırım’ın danışmanı hemen haberdar olduklarını söyledi. Program öncesi bu konuda itiraz veya çekince ortaya konulmadı.

Üstelik programı hepimiz izledik, sürpriz bir soru hiç olmadı. Hangimiz 50 soru hazırlasak programda sorulan 20 soru içinde olurdu.

Hatta moderatör adayların birbirine birer soru sormasını istediğinde, İmamoğlu’nun soracağı soruyu bulmak için biraz düşündüğü görüldü. Yıldırım ise oldukça hazırlıklı tarzda soru sordu.

***

Binali Yıldırım’ın “eşitsizlik var” tepkisini duyunca acı bir gülümseme kapladı yüzümü. Eşitlik isteyen Yıldırım’ın 31 Mart öncesi TV kanallarını ne kadar adaletsizce kullandığını, yandaş kanalların İmamoğlu’na ambargo uyguladığını hatırladım.

Yıldırım’dan Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın kendine destek vermek için devlet imkânları ile onlarca TV kanallarından günde üç dört defa canlı yayınlar kesilerek yaptığı propagandaların eşitsizlik yarattığına dair bir sözünü duymadık.

Yandaş kanallara çıkan İmamoğlu’na karşı Ahmet Hakan, Nagehan Alçı, Turgay Güler, Okan Müderrisoğlu gibi kişilerin saygısız ve saldırgan tavırlarının kendisine hiç gösterilmediğini aklına bile getirmedi.

Ama biz bunları da, Belediye Başkanı adayı olduğunda Binali Yıldırım’ın uzun süre TBMM başkanlığından istifa etmek istemediğini de unutmadık.

Adaletsizlik ve eşitsizliği en koyu şekilde uyguladıktan sonra “mağdur” rolünü oynamak ne kadar ahlaki bir davranıştır?

Gerçi AKP’nin fetvacıları “harpte hile mubahtır” diyerek bu tür davranışları meşrulaştırıyorlar.

Binali Yıldırım çok tecrübeli bir siyasetçidir. Siyasilerin kullandığı kavramların kimi ve neyi hatırlattığının çok önemli olduğunu iyi bilir.

“Adaletsiz, eşitliksiz, gayrimeşru işler, çaldılar” gibi kavramları kullananlar özellikle çok daha fazla dikkatli olmalıdır.

 

 

Önceki İçerikEyyy Yunanistan!!! Akıllı Ol Akıllı!!
Sonraki İçerikKadın Programları (2)
Avatar photo
Doğum 20.07.1956 BUCAK-BURDUR Eğitim Cumhuriyet İlk Okulu, Bucak Lisesi (Mezuniyet 1973) İstanbul Üniversitesi Kimya Fakültesi - Kimya Yüksek Mühendisliği (Mezuniyet 1978) İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi (Mezuniyet 1995) Çok sayıda şirket içi ve şirket dışı eğitim programlarına iştirak. (ISO 9000, Toplam Kalite Yönetimi, Verimlilik, İş İdaresi, Pazarlama, İstatistiksel Proses Kontrol, Kişisel Gelişim, Kişisel İmaj ve diğer konularda onlarca eğitim programı) 1978-1980 Akyazı/Sakarya Yonca Süt Fabrikası İşletme ve Laboratuar Şefi 1980-1995 Petkim A.Ş. Yarımca Kompleksi (İşletme Mühendisi, İşletme Şefi, Başmühendis.) 1995-2001 Satış Müdür Muavini 2001-2004 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi Ticaret Müdür Yrd. 2004 - 01.02.2007 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi Ticaret Müdürü. 01.02.2007 - 30.09.2007 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi İnsan Kaynakları Müdürü. 01.01.2008 - 30.10.2008 Yantaş Yavuzlar Plastik A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı. 8. Beş Yıllık Kalkınma Planı Kauçuk Ürünleri Sanayii Özel İhtisas Komisyonu Başkanlığı yaptı. (2001) 03.03.2010- Serbest Avukat Medeni Hal :Evli ve İki Çocuklu Lisan : İngilizce (İntermedite level) Sosyal Faaliyetler :İstanbul Üniversitesi Korosu, Kubbealtı Musiki Cemiyeti ve halen Tüpraş Türk Sanat Müziği Grubunda korist. 250 mühendis üyesi bulunan Petkim Mühendisler Derneği'nde 4 yıl başkanlık yaptı. Kocaeli Aydınlar Ocağı'nda Başkan Yardımcısı, Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yaptı. Halen Yönetim Kurulu Başkanı. 2001-2002 yıllarında Kocaeli TV' de, "Geniş Açı" adlı siyasi, sosyal, kültürel tartışmaların yapıldığı programın yapımcılığı ve sunuculuğunu yaptı. Halen Kocaeli Gazetesinde haftada bir köşe yazısı yayınlanmaktadır. Bu yazıların tamamı kocaeliaydinlarocagi.org.tr sitesinde yer almaktadır.