Gereği Düşünülmüş Kader

112

 

Yağmur karıştı baharın ağrısına şiir gibi yağıyor
Mart ayını çoktan geçmiş kara gözlerimin içine içine
Geçer dediğim, geçer dediğin ne varsa geçmedi işte
Hiç durmadan not düşüyorum kalbimin kuytu yerlerine
Eski bir şarkının güftesine yazınca o kayıp günleri
Çizilmiş plaklar gibi tutukluk yapıyor şarkı aynı yerde
Ezberim bozulmaz, boynum doğrulmaz, çektim sineye
Şimdi söyle bana, kanamış olmam, kanmış olmam neyi kurtarır

 

Körebe oynar gibi hayat, gözümün bağını çözünce
Gördüğüm her ağaç üzerime devriliyor
Hadi bi gayret diyorum hadi bi gayret
Bir ağaç, diğer ağaç, öteki beriki derken
Kan ter içinde bir yüz maviyi arıyor gözlerim
Hayallerimin içinden ben bana koşuyorum
Ne kadar da çok yorulmuşum, ne kadar da çok yalanmışım
Şimdi söyle bana, kim tamamlayacak sona doğru bu koşuyu

Açılmayan kapı, yağmura yenik pencere
Dikenli kaktüslerin menekşeye çalımı
Ölümü hatırlatan mezar sessizliği gibi suskunluk
Rüzgâra karışan hüznüm, ağlayan gözüm
Tel tel beyazlamış saçlarım, dökülen dişlerim
Gözümün taaaaaaaaaaa bebeğine durmadan bakan annem
Çocukluğuma kaçıyorum, erken büyüdüm ya ben
Şimdi söyle bana anlattığın hangi masala inanayım

Boyun büktüren kimsesizliği aldım omzuma da kaldıramadım
Yaşım kadar yükü var üzerimde yetimliği yetimliğin yetimliğin 
Senden ne eksik ne fazla boğazımdaki düğüm
Söyleyeceklerimin hepsini demedim sana, diyemedim
Aynı anda doğup aynı anda ölmenin hikayesi uzun
Var say ki dayanamadım, yarım bıraktım kitabı orta yerinde
Şimdi söyle bana kaç defa kırılır bu kara kalem
Gereği çok önceden düşünülmüş bir kadere…

(zeytin kelimeler)