Aydınlar Ocağımızın 26 Ocak 2019 tarihinde Akgün Otel’de düzenlediği “Türk Dünyası’nın Sorunları” büyük ilgi gördü ve çok başarılı geçti. Bendenizin oturum başkanlığı yaptığı toplantıda Prof. Dr. İbrahim Öztek, Dr. Cüneyt Mengü ve Hamit Göktürk konuşmacı oldular.
Süper güçlerden herhangi birinin güdümüne girmiş bir anlayışla Türk Dünyasına bakmak bizce kabul edilemez. Dolara bağımlı sözde Türkçülük hiç olamaz. Uygurlara ve Doğu Türkistan’a uygulanan kültürel ve etnik temizlikçi, soykırımcı ve insan hakları ihlalci politikanın amacı; bazılarının iddia ettiği gibi ne gericilikle mücadele, ne de sözde IŞİD‘e destekçi politikaya tepki gibi gösterilemez. Gerçekler örtülemez Çin’i utanmadan ve sıkılmadan savunma gerçeklerle bağdaşmaz ve ulusalcılığa da sığmaz.
Türk Dünyası ile ilgilenmeyi 1980 ortalarına kadar şövenizm, ırkçılık, kafatasçılık ve tehlikeli sayan aşırı ideolojik körlük ve yobazlık örneklerine, az gelişmiş beyinlerin bugüne sarkan izlerine hala şahit olmaktayız.
– Türk Dünyasında ders ve müfredat programları ortak ele alınmalı, terim birliği sağlanmalıdır,
– Sovyetler döneminden günümüze sarkan Türk düşmanlığı kokan ifadeler artık ders kitaplarından çıkarılmalıdır,
– Türk Dünyasının ortak milli gün, bayram ve kutlamaları olmalı, karşılıklı haberdarlık süreci ve işbirliği işletilmelidir,
– Ortak tarih kitapları düzenlenmelidir,
– Her bir Türk Cumhuriyetinin ve özerk Türk bölgesinin sorunu Türk Dünyası bütünü içinde birlikte ele alınmalı, sahip çıkılmalı, dar bakışlılık ve ufuksuzluk terk edilmelidir. Türkiye Afrika ülkelerine gösterdiği ilgiyi Türk Cumhuriyetlerinden de esirgememelidir,
– Türkiye ile Türk Dünyası arasındaki öğrenci ve öğretim üyesi mübadelesi tekrar ele alınmalıdır,
– Türk Dünyası arasındaki iletişim ve ulaşım sorunları vardır. THY ilişkilerin gelişmesini engellemeyecek fiyat politikası uygulamalıdır,
– Türkiye’ye yaptırılan yanlışlar, Türk Cumhuriyetlerinden de talep edilmekte ve onlara dayatılmaktadır. Türkiye örnek konumunu doğru sürdürmelidir. Milli kimliğimiz konusunda yanlışlar yapılarak gülünç duruma düşülmemelidir,
– Türk Cumhuriyetleri içeride demokratikleşmenin geliştirilmesine katkıda bulunurken, milletleşmeye ağırlık verilmeli, dışarının etnik ve mezhepçi dayatmalarına karşı yapıyı güçlendirmeli, dışa karşı milli direnç zayıflatılmamalıdır,
– Küreselleştirme süreci ve ortaya çıkan tuzaklar Türk Cumhuriyetlerinde iyi anlaşılmalı, bu etiket altında uydulaştırılmaya fırsat verilmemelidir,
– Milletler arasında korumacı iktisat politikalarının öne çıktığı fark edilerek, ithal ikame yollarından faydalanılmalı, üretim ekonomisi zemini güçlendirilmeli, sadece klasik ihraç ürünlerine-petrol dâhil-bel bağlanmamalıdır,
– Üretmeyen her sorunda çözümü ithalatta gören yanlış zihniyet hepimizin sorunudur. Bu anlayış cari açığı arttıran, teşebbüs gücünü sınırlayan, yabancı ülke üreticilerini destekleyen bir çarpık yoldur. Bu yol pasifleşme, güdümlü ve dışa bağımlı bir tehlikeyi doğurur. Üretmeden tüketmeye, kazanmadan harcamaya, kredi kartı rezaletlerine, ihraç etmeden ithalata zorlayıcı bir anlayış sadece güçlü ülkeleri ve çok uluslu şirketleri mutlu edebilir. İyi yönetim ve oyunu kurallarına göre oynama esas olmalıdır. İsrafçı ve gösterişe ayrılan kaynaklar terk edilmelidir. İtibar, tüketimden çok üretim ile ölçülür,
– Demokrasiye geçecek ülkelerde, demokrasinin emperyal çıkarlara uygun kullanılmasına karşı dikkatli olunmalı, iktisadi sömürülme yolları açılmamalıdır,
– İçerde uygulanacak politikalarda özgürlükçü ve güvenlikçi yaklaşımlar birlikte ele alınmalıdır,
– Türk Dünyasında sportif temaslar genişletilmeli, daha geniş düzenlemelere gidilmelidir,
– Alfabe birliği konusunda ısrarla durulmalıdır,
– Türkçe konuşan devletler tabiri Türk Dünyasının yerine geçirilmemelidir. Türk Dünyası yerine ısrarla Avrasya kavramı sıklıkla kullanılmamalıdır,
– KKTC Türk Dünyası bütünü içinde gerekli yeri almalı, çeşitli ihmaller yapılmamalıdır,
– Türkiye’de ve Türk Dünyasında devlet memuru olmak önceliklidir ve müteşebbis olma şuuru fazla güçlü değildir. Bu eksiklik giderilmelidir.
– Türk Dünyasında genç nesiller öncelikle emperyal ülke kültürleriyle dışa açıldıkça tanışmakta, kendi toplumlarıyla yabancılaşmaktadır. Musiki dâhil, çeşitli sanat dallarında ortak çalışmalar yapılmalıdır,
– Türk Dünyasını teşkil eden ülke ve özerk bölgeleri her yönden tanıtıcı yayınlara ihtiyaç büyüktür. Türk, Türk’ü yeterince tanımamaktadır.
– Bazı Müslüman ülkelerde Türkleri eritme politikaları güdülmektedir. Bazı Ortadoğu ülkelerinde Türkler mezhep taassubuna itilerek birlik ve beraberlikleri zayıflatılmaktadır. Bu tuzağa düşülmemelidir,
Hristiyan ülkelerde ise Türkler göçe zorlanmakta, azınlık haline dönüştürülmektedirler. Türkler bulundukları ve vatandaşı oldukları ülkelerde desteklenmelidir. Bu destek ev sahibi ülkelerin toprak bütünlüklerini bozucu şekle de bürünmemelidir.