Apple’ın kurucusu Steve Jobs, harika bir girişimci olmasının yanında iyi bir kanaat önderidir. Neredeyse bütün hayatını acı tecrübelerle geçirmesinden olsa gerek, her insanın kendine pay çıkartacağı son derece orijinal ve bir o kadar etkileyici deyişleri vardır. “Korsan olmak donanmaya katılmaktan iyidir” sözü, Jobs’un deyişleri içerisinde en çok hoşuma giden, kendime en yakın bulduğum ve belki de en motive edici sözlerinden biridir.
Korsan kelimesinin sizde nasıl bir çağrışım uyandırdığını bilemem. Korsan denince benim aklıma Barba Rossa (Kızıl Sakal) kardeşler gelir. Oruç Reis ve Oruç Reis’in şehit olmasının ardından Barbaros lakabını miras olarak alan kardeşi Akdeniz Fatihi Hızır Reis.
Korsanlar başlarına buyruktur. Kimseye eyvallah etmez, kimsenin karşısında el pençe divan durmazlar. Sistemin kulu kölesi olmazlar. Azıcık aşım kaygısız başım anlayışını taşımazlar. Kimseden korkmaz, gözlerini daldan budaktan sakınmazlar. Korsanlar cesur insanlardır. Ne yağmurdan korkarlar, ne fırtınadan ne de denizin dev dalgalarından..
Korsanlar özgür ruhlu insanlardır. Uçsuz bucaksız denizlere yelken açar, aylarca o denizin kokusunu, rutubetini ciğerlerine çekerler. Bir korsanı hayata bağlayan en kıymetli şey deniz kokusudur.
Korsanlar aslanlara benzerler. Saatlerce hatta günlerce kovaladıkları avlarını bir köşede sıkıştırır ve onları “gözlerinin içine bakarak” avlarlar.
Korsanlar girişimci ruha sahip insanlardır. Bir yerde sabit durmak onları boğar. Denizlerde sürekli av peşinde koşarlar. Kimi zaman yeni bir kasabayı vurup ganimet almanın rüyasıyla, kimi zamansa yeni bölgeler keşfetmenin heyecanıyla yaşarlar. Devlette memur olmanın daha cazip göründüğü bu topraklarda “girişimcilik” kelimesi fazla bir anlam ifade etmeyebilir. Ama dünyayı değiştirenler de dünyaya hükmedenler de girişimci ruhu olan insanlardır.
Bir korsana kulak verip dinleseniz, perde arkasında despot bir yöneticiye, zalim bir iktidara boyun eğmeyip isyan etmenin hikâyesinin yattığını görürsünüz. Çünkü korsanlar muhalif ruhlu insanlardır. Onlarda güçlünün, muktedirin yanda saf tutma düşüncesi yoktur.
Onları günümüzde ahşap bir kalyonun güvertesinde aramayın artık. Bugünün korsanlarını kâh cezaevinde bir gazeteci, kâh helikopter kazası görünümlü cinayete kurban gitmiş bir siyasi lider, kâh kumpas davalarına kurban edilmiş bir asker, kâh seçim günü sandığına sahip çıkan fedakâr bir sandık görevlisi, kâh afişleri iktidar tarafından indirilmeye kalkan bir belediye başkan adayı, kâh babasının cenazesine elleri kelepçeli olarak götürülen bir avukat olarak görürsünüz. Meslekleri farklıdır ama hepsi muhalif, hepsi başına buyruk, hepsi başı dik insanlardır.
Yazımızı ana konunun dışına çıkarak magazinsel bir anekdotla noktalayalım. Korsan denince ilk akla gelen karakter Karayip Korsanları film serisinde Johnny Depp’in canlandırdığı Captain Jack Sparrow karakteridir. Filmde Sparrow’un başlığından sarkan ay yıldızlı bir aksesuar görürsünüz. Bunun sebebi, Jack Sparrow karakterinin 17. yüzyılda İngiliz limanlarını yağmalayan büyük korsan Yusuf Reis’ten esinlenilerek yaratılmasıdır. Filmi izleyenler hatırlarlar, Jack Sparrow’un en büyük özelliği başına buyrukluğu, umursamazlığı ve müthiş pratik zekâsıdır. Dar ağacında bile kuyruğu dik tutmanın peşindedir. İdam fermanını okurken ismini “Jack Sparrow” olarak söyleyen İngiliz askerini hemen düzeltir;
“Captain ! Captain Jack Sparrow !!”